Tanıtım

148 92 2
                                    

Multimedya : Asena Tutku

Paramore - Ain't It Fun

Kafama atılan yastıkla kafamı kaldırdım. "Yine mi gidiyorsun Asena abla ?" Kafama atılan yastığı yerden alıp , kardeşim Suna'nin suratına attım. "Yooo , ne gitmesi keyfimden topluyorum Valizimi , ben bayılırım Kıyafetlerimi valizimin içine tıkmaya." Gözümü devirip son kıyafetlerimi de koydum. yirmi bir yaşındayım. Ankara da Hukuk bölümünü okuyorum. Tatillerde ailemin yanına gelirim. Benden beş yaş küçük kardeşim , annem ve babam var. İzmir de oturuyoruz...

Suna yanımdaki yatağa bana bakacak şekilde karın üstü yattı. "Tüh , yazıkkk sen yine Ankara da otururken ben burada annemin misss kokulu , güzel yemeklerini yiyecem. Sana da evden resimlerini atarım." Valizimi tamamen topladıktan sonra Suna'nin kafasına şaplak attım. "Güzelim , bende yemek yapabiliyorum. Mesala mantıyı bir güzel açıp üzerine de yoğurt , salça ohhh misss..." Gözlerini pörtleterek bana baktı. "Sen mantıyı nasıl açıyorsun beceriksiz ablam benim." Valizimi kaldırıp onun pörtlemiş gözlerine gülümsedim. "Gittiğimden beri kendimi çok geliştirdim. Markete gidebiliyor. Oradan bir paket mantı alıp pakedini açabiliyorum." Ona bir öpücük attıktan sonra valizimi koridora koydum.

"Kızım Tuna Ağabeyin aşağıda arabada hadi bekletme. Turşu , salça , reçel filan koydum arabaya. Sakın unutma...! Haaa birde şu okunmuş pirinci de yut." Zorla ağzımı açıp pirinci koydu. "Yut bakalım onu. Eve gittiğinde de kapıları sıkıca kapat emi kuzum. Yatarkende pencereleri kapat. Yabancılarla konuşma , kapı çalındığında dürbünden bakmadan açma. Eğer yabancı biriyse sakın kapıyı açma." Kadın hiç tekelemeden tek nefeste nasıl konuşuyor yaaa , aklım almıyor.

"Annecik sen merak etme. Ben yirmi bir yaşındayım başımın çaresine bakarım. Aynı zamanda sana kaç kere söylicem , bana birşey koyma diye , bak uçakla gidip geliyorum. Daha önce senin o turşuların kapağı açıldı. Suyu valizimin içine aktı. O değil bir de uçaktakiler burnunu tuta tuta yolculuk yaptılar. Kıyafetlerim desen zaten anca 3. yıkamada kokudan arındı." Kaşlarını çatıp ellerini beline yerleştirdi. "Ben onu bunu bilmem. O erzaklar seninle birlikte o eve girecek. Aynı zamanda turşularımın nesi varmış. Ne güzel işte misss gibi kokmuştur. Her yer." Gözlerimi devirip yerden valizimi aldım.

Zar zor olsa da dışarı çıkarttım. Tuna ağabey beni gördüğünde yardımıma koştu. "Oyyy belim koptu." Tuna ağabey esnememe gülümseyerek baktı.

Tuna ağabey benim kuzenim 32 yaşında bir polis maşallah pekte yakışıklı en sevdiğim sayılı kuzenlerimden biri tabi sadece 3 tane kuzenim olduğunu da söylememe gerek yok. Herneyse arabaya binip Tuna ağabeyi beklemeye başladım. Tuna ağabey de içeri girdiğinde pencereden annemgile el salladım.

"Eee kuzen Oralarda manita yaptın mı ?" Emniyet kemerimi taktıktan sonra ona gülümseyerek baktım. "Bunu sana sormak lazım ? Kuzen 32 yaşına geldin hala birşeyler yok. Bak saçlarının şuralarında beyazlar çıkmaya başlamış. Benden söylmesi. Moruk oldun sen moruk." Kaşlarını çatarak bana baktı. "Benim saçlarımda beyaz yok. Sen renk körüysen ben ne yapabilirim." 'hıhıhı' der gibi başımı salladığımda , başıma bir tane geçirdi. Bense kahkahalar atmaya başladım.

Havalimanına kadar birbirimize takıla takıla gittik. Havalimanına geldiğimizde bütün malzameleri dışarı çıkarttık. Tuna ağabey ile de vedalaştıktan sonra uçağıma doğru hızlı adımlarla girdim...

Kirli evime girdiğimde valizlerimi hızlıca yere attım. Bu ne böyle cebimden telefonumu çıkarıp babamı aradım. Şimdi annemi hiç çekemem... "Alo baba ben eve geldim. Onu haber vermek için aradım." , "Tamam kızım." Telefonu direk kapattık. İşte böyle zamanlarda babamı aramam daha faydalı oluyor...

Üst Kattaki Psikopat #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin