Multimedya : Bora Tura
Gwen Stefani-Baby Don't lie
Üfff yine her yerim ağrıyor. Dün ben iyice tükendim. Bugün daha kafedeki işime gitmem lazım. Üzerimdeki yorganı tekmeleyerek üzerimden attım. Şuna bak erken yaşımda stresten hastalanacağım. Hızlıca üstüme kot pantolon ve uzun bol bir tişört giydim. Her zaman bol ve uzun tişört veya sweatları tercih ediyordum. İş gereği saçımı sıkı bir topuz yaptım. Gözüme de siyah kalemimi çektikten sonra hızlıca ağzıma ekmek tıkıştırdım. Gerçek anlamda tıkıştırdım. Ekmek ağzıma tam sığmadığından ağzımın ön kısmı hafif açık kaldı.
Hayvan gibi yemek yiyordum. Kabul hiç yemek yeme terbiyem yoktu. Tabi tek başımayken. Yanımda başka birileri varken benden kibarı yoktur. Koşar adımlarla vestiyerden siyah montumu aldım. Üzerime geçirdikten sonra şapkamı taktım. Fermuarımı çektikten sonra kapıyı açıp hızlıca çizmelerimi giydim. Koşarak asansöre bindim. Hızlı adımlarla dışarı çıktım. Şimdi artık normal yürüsem de yetişirdim.
Kafeye girdiğimde Timur karşıladı beni "Hadi hadi çabuk montunu çıkarıp bana ver sende şu önlüğü giy." Dediğini yapıp önlüğü giydim. "Buraya iki tane sütlü kahve." Başımla 'Tamam' dercesine salladım. "Şşş usta oradan iki sütlü kahve göndersene." Tepside kahveleri bana uzattı. Kahveleri masaya bıraktıktan sonra önlüğümü çıkardım. "Benden bu kadar mesaim de bitti , bende bittim." Hızlıca hazırlandıktan sonra dışarı çıktım. Yavaşça sallana sallana dolaşmaya başladım. En sonunda kütüphaneye girdim.
En sevdiğim reyon aksiyon kitaplarının olduğu rafa doğru yürüdüm. Kitapları seçerken karşımda da birinin seçmeye çalıştığını fark ettim. Kafamı kaldırdığımda hanzoyla karşılaşacağımı düşünmüyordum. O da büyük bir ihtimalle beklemiyordu ki kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Elimdeki kitabı usulca yerine bıraktım. Geri döndüğümde o çocukta benimle aynı şekilde davrandığını gördüm. O benim üzerime doğru geldiğinde 1-2 adım geri attıktan sonra ona sırtımı döndüm. Giderken kitapları inceliyordum. En sonunda pes ederek hızlıca yanından geçerek kütüphaneden çıktım.
O da beni takip etmeye başladı. Bir süre sonra bana yetişti ve yanımda yürümeye başladı. "Adın ne ?" Hiçbir cevap vermeden yürümeye devam ettim. Sesini incelterek "Sen benim soruma cevap vermelisin , senin bana cevap vermeme gibi bir lüksün olamaz." O kadar komik durmuştu ki onda gülümsemeden edemedim. "İyi işte ne güzel ödeştik." Alaycı bir şekilde gülümsedi "O zaman sen bana kafa atmıştın benimde sana kafa atıp ödeşmemiz mi lazım ?" Olduğum yerde durup dehşetle açılmış gözlerimle ona baktım. "Merak etme , sana kafa atıcak halim yok. Yani şimdilik adın ne ?" Gözlerimi devirdim. "Asena" Önüme dönüp yürümeye başladım. O da yine benimle aynı hizada yürüyordu.
"Benim adım da Bora. Tanıştığımıza memnun olmadım." Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. "Tanışmamıza gerek yoktu zaten , aynı zamanda sana adını öğrenmek istediğimi söylediğimi hatırlamıyorum." Hem yürüyor hem de birbirimize laf yetiştiriyorduk. "Bana 'hödük , hanzo' diyene bak. Sen benden de betersin." Ona dönüp dil çıkardım. Saçlarımı bilerek yüzüne doğru savurdum...
Biraz daha ilerlediğimizde marketler azalmış bazı boş arazilere gelmiştik. Büyük bir ihtimalle yeni yeni gelişen bir yerdi. Kenarda yatan beyaz bir sibirya kurdu gördüm. Hayvanları çok seviyorum yaaa yanına gidip sevmeye başladım. Biraz hırlasa da filan sonradan alıştı. Bora'ya baktığımda köpeğe iğrenti dolu gözlerle bakıyordu. Köpeğin yanına gelip karnına doğru sert bir tekme attı. Köpek acı içinde uğuldadı. Gözlerimi büyüterek ona baktım. "Bu da neydi şimdi ? Ne yaptığını sanıyorsun." Köpeğin canı acımıştı aynı zamanda da sinirliydi. Ayağa kalkıp bize hırlamaya ve havlamaya başladı. Birkaç köpek daha çıktı. Aha köpek çetesi ve bunların niyetlerinin iyi olduğunu düşünmüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üst Kattaki Psikopat #Wattys2016
Misterio / SuspensoKorktum hem de çok onun katil oluşunu öğrendiğim de hele ki gözümün önünde sevdiğim arkadaşımı öldürdüğün de ona canavar olarak baktım ailesini bu hale getiren den ölesiye korktum. Ama canım için savaştım. Bu savaşı ondan kaçışımı sevdiğim insanları...