GERÇEKLER

357 154 22
                                    


Sonunda döndüm bin umut bağladığım İstanbul'a. İki senedir yoksul kaldı umutlarım buralara. Havasını, toprağını, insanını, trafiğin sesini bile özlemişim. Bora'nın arabasındayız şimdi. Birkan arkada telefon ile uğraşıyor. Migren ise keyifle bir şeyler anlatıyordu bize. Ama kimsenin dinlediği yok. Bora'ya bakıyorum. Dinliyormuş gibi yapıyordu. Dinlemediğine eminim, kaçak bakışlarını üzerimde hissediyordum.

"Nereden öğrendiniz geleceğimi?" dedim Bora'ya bakarak.

Bana kısa bir bakış atıp "Baban söyledi." Dedi umursamaz ses tonuyla. Bora'da bir şeyler vardı. Kestiremediğim şeyler. Ne hissediyordu acaba? Belki de ona geleceğimi haber vermediğim için böyle tavırlıydı.

"Eve bırak beni" dedim.

"Babanın toplantısı var o yüzden akşama kadar benimlesin."

"Babamsız halledebilirim" dedim kendimden emin bir şekilde. Kafasını iki yana salladı. Beni bırakmayacağını biliyordum.

Boranın evine yaklaştık. Arabayı durdurdu. Tam inecekken "Sen kal" dedi bana. Aslında bana bu şekilde hitap etmezdi hiç. Demek ki Bora'yı ya gereğinden çok üzdüm ya da çok kızdırdım.

Migren soru dolu bakışlarıyla arabadan indi. Birkan ise bunun olacağını biliyormuş gibi tepkisizdi.

Arabayı çalıştırdı ve gaza bastı. "Nereye gidiyoruz?" dediğimde cevap vermedi. Yol boyunca suskunduk. Sonunda beni o eve getirdi. "İn" dedi. İndim o ise benden önce eve girmişti. Yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Bu eve en son o olaydan bir gün önce gelmiştim. Son gelişimde o kadar mutluydum ki.

İçeri girdim. Bora ise beni bekliyordu. Yaklaştım ona.

"Neden geldik buraya?"

Soruma aldırış etmedi.

"Neden?" diye sordu bana. "Neden hiç aramadın beni. Haber vermedin bana?"

Hazırlıksız yakalanmıştım. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Cevap vermemem onu sinirlendiriyordu. Yanıma gelip kolumu tutarak "Haber vermek bu kadar mı zordu?"

"Bırak kolumu"

"Bir sabah uyanıyorum. Olanları öğreniyorum. Yıkılıyorum. Sana destek olmak için evine geliyorum ama senin hiçbir mesaj bırakmadan aramadan gittiğini öğreniyorum."

"Neler yaşadığımı bilmiyormuş gibi konuşma. O olay benim gözlerimin önünde oldu tamam mı? Gerçekleri kabullenmem bir senemi aldı. Tam bir senemi. Ben o insanların duymaya bile katlanamadığı şeyi yaşadım ve hala yaşıyorum. Biri sevgilim diğeri en yakın arkadaşım." Bağırıyordum.

Yaklaştı bana sarıldı sımsıkı. "Benim de bunları kabullenmem çok zamanımı aldı. Sadece... Neyse artık döndün birbirimizin yaralarını sarabiliriz. Her şeyi geçmişte bırakmalıyız. Sonat ve Arya seni böyle görse üzülürlerdi." Dedi yumuşak sesiyle.

"Haklısın. Onların intikamını almadığım için benden nefret ederlerdi."

Geri çekildi. "Ne demek intikam almak?"

"Her şey Eylem' in yüzündendi. O olmasaydı bunların hiç biri olmayacaktı. Sonat ile Arya öldüyse Eylem yüzünden öldüler." Duraksadım. "Geçmişin izleri dururken geleceğe adım atamam. Bana yardım et."

"Onu öldürecek misin?"

"Sen ne yapmak isterdin? Biri en yakın iki arkadaşını öldürse sen ne yapardın?" hiçbir şey söylemedi.

"Yanımda mısın?" diye sordum.

"Yanında olmasam şu an sakin olur muyum? Anında Sanem Hanım'a haber verirdim. Ama bana söz vermeni istiyorum. Benden habersiz hiçbir şey yapmayacaksın. Ayrıca öğrenmem gereken çok şey var"

Kader Tanrıçası (Askıya alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin