Çok uzun bir aradan sonra yine karşınızdayım. Bölüm atamadığım için hepinizden çok özür dilerim. Bu bölümü uzun tutmaya çalıştım. Umarım seversiniz. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Hayat doğru cevapları olmayan bir sınavdır. Yaptığımız hatalar ise bizi bilmediğimiz yerlere sürüklüyor. Kayboluyoruz kalbimizin derinliklerinde. Yaptığımız her yanlış bizden bir şeyler götürüyor. Anılarımızı, sevdiklerimizi, hayallerimizi, umutlarımızı... Peki ya sonra? Sonrasında hayat insan için sadece uyumak, yemek yemek, işe gitmekten ibaret olur. Peki, bunu engellemek için ne yapabiliriz? Hiçbir şey. Eğer bu hayatta her şeyi doğru yapsaydık yaşamanın anlamı kalır mıydı? Ya da ortada yaşam diye bir şey kalır mıydı?
Gözlerimdeki siyah perde aralanırken başımda dikilen hemşire uyandığımı fark edince,
"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" dedi içten bir sesle.
"İyiyim." Sesim oldukça kısık çıkmıştı.
"Doktor beye uyandığınızı haber vereyim." Dedi odadan çıkarken.
Etrafa göz gezdirirken sıradan bir hastanede olmadığımı fark ettim. Oda geniş, pencereler büyük ve sürmeli, üzerime örtülen pike ipek kumaştan ve yanımda duran koltuk sandalyeleri... Hangi devlet hastanesinde koltuk var ki?
Hangi hastanedeyim ben?
İçeriye sarışın yeşil gözlü uzun boylu biri ile az önceki hemşire girdi.
"Demek hastamız uyanmış." Dedi alaycı ses tonuyla.
"Uyanmış olmasam burada olmazdınız herhalde?" dedim.
Kaşları biraz çatılsa da gülen suratını hiç bozmadı. Beni kısaca süzdükten sonra "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" dedi.
"Siz hastane çalışanlarının bu sorusuna cevap verecek kadar sıkılmış ama eve gidebilecek kadar iyi hissediyorum." Dedim.
"Doktorları pek sevmiyorsunuz galiba?" dedi.
"Bu sizinle ilgili bir mesele değil. Kişisel algılamayın."
En son hastanede kaldığımda Sonat ile Arya'nın cenazesini kaçırmıştım ve bir hafta sonra hastaneden çıkabilmiştim.
"Ne zaman çıkacağım buradan?" dedim sıkılgan bir sesle.
"Çok acelecisiniz."
"Aynı şeyi sizden beklerim." Dedim.
"Maalesef biz senin kadar aceleci olamayacağız. Sağlık her şeyden önce gelir." Dedi.
"Bunları size Bora mı söyledi?" dedim.
"Hayır, Baran Bey söyledi."
"Baran mı?"
"Evet, sizi hastanemize o getirdi ve anormal bir şekilde iki gündür buradasınız."
"Anormal ve iki gündür mü?" kafasını sallayarak beni onayladı.
"Test sonuçlarınız geldiğinde konuşuruz. Ayrıca arkadaşlarınız sizi dışarıda bekliyorlar."
Doktor ve hemşire dışarı çıkarken içeri Doruk, Bora, Belinay derken hepsi girdi. Tabi ki en arkadan da Birkan içeri girdi. Yorgun ve bitkin görünüyordu. Abim ise sinirli.
"Canım iyi misin?" dedi Bora. Kafamı salladım onaylarcasına. O sırada abim yanıma geldi. Dudaklarını alnıma bastırdı. Sanırım korkmuştu benim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Tanrıçası (Askıya alındı)
Fiksi RemajaArtık ben sıkıldım güçlü görünmekten,içim düğüm düğümken başka düğümleri çözmekten. Bıktım artık herkese yetişip kendime geç kalmaktan. Eskiden olsa bir şekilde yakasından tutardım hayatın, ama şimdi tutunduğum her hayat elimde kalıyor. Ya benim g...