'Etkileyici' Bu sözcük kafamda dönüp dolaşırken yine daldığımı farkettim. Çok uzun zamandır lens takıyordum ve şu zamana kadar bir an bile çekici bulmamıştım. Az önce söylediklerine teşekkür bile edemezken, bu seferde ben böldüm sessizliği. "Şey.. Beni bir optiğe bıraksan?" dedim. Ancak cevap vermedi. Kabalık mı etmiştim? Cevap beklercesine yüzüne bakarken,"Pardon, dalmışım." dedi düz bir sesle. "Tabii bırakırım." diye ekledi sonrasında. Derin bir nefes alarak koltuğa yaslandım tekrar.Bir optiğin önünde durduğunda teşekkür edip gülümsedim. Kapıyı açıp dışarıya bir adım atmıştımki kendimi geri arabada buldum. Şaşkınlıkla irileşen gözlerimi Koray abiye yönelttim. Ona baktığımda o da şaşkınlıkla koluma bakıyordu. Birlikte büyümüş olabilirdik ama en son ne zaman sarıldığımız meçhuldü. Belki çocukken bir zafer nidasıyla koşup sarılmış, gülmüştük. Belki. Böyle uzak olunmasına rağmen hep varlığını hissederdim Koray abinin. Uzaktı, ama hep vardı.
Yüzünü incelerken buldum kendimi. Önceden düşünceleri olgun, kendisi çocuktu. Ama şimdi gerçekten olgun bir insan olmuştu. Takım elbisesiylede tam bir iş adamı görüntüsü çiziyordu. Öyle çok keskin yüz hatları yoktu. Kirli sakalı, uzun kirpikleri, biçimli dudakları, esmer teni ve mavi gözlerine bakarken Erdenizle niye hiç benzemedikleri düştü aklıma. Şu ana kadar tek benzeyen noktalarının biçimli dudakları ve gözleri olduğuna karar verdim. O da Koray abinin gözleri açık maviyken, Erdeniz'in o kadar koyuydu ki ta çocukluğumda karar vermiştim o koyu maviliklerde uçmaya. Ancak büyüdüğümde farkedebildim ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu. Ancak büyüdüğümde farkedebildim, devam edersem kaybolacağımı. Ama kim vazgeçebilmişti? Ay, dünya'nın etrafında dönmekten vazgeçiyor muydu? Dünya onun sayesinde gündüz, yine onun sayesinde gece oluyordu. Bende öyleydim. O hiç farketmesede onunla gece, onunla gündüz oluyordum.
Saniyeler içerisinde aklımdan bunlar geçerken Koray abi gülümsedi. "Böyle güzel gözleri saklamanı istemezdim ama ben bir abi görevindeyim ve.. fazla güzeller. O yüzden git ve o lensleri tak." deyip göz kırptı ve kocaman gülümsedi ben hala gözlerine bakarken. Gülümsemekle yetindim çünkü ne diyeceğimi gerçekten bilmiyordum. Gözlerim ellerime kayarken hala bana baktığının farkındaydım. "Hadi ama.. Çok kabasın." deyip kahkaha atınca anlamaz gözlerle kafamı ona çevirdim. Kusursuz gülüşü doldu kulaklarıma. Derin bir nefes alıp devam etti. "Sana iki defa iltifat ettim ve bir kere bile teşekkür etmedin. Bir daha sana iltifat etmeyeceğim." deyip kafasını eğerken küçük bir çocuk oldu sanki. Eğilip saçlarını karıştırma isteği dolsada içime, bastırdım. "Pekala.." dedim kapıyı açıp inerken. "Teşekkür ederim." Kapıyı yavaşca örtüp giderken gülümsemeden edemedim.
Acaba gerçekten takmasa mıydım lensleri diye düşünüyordum optiğe ilerlerken. Aklıma sabah telefonuma gelen mesaj düşerken ellerim istemsizce telefonuma gitti. Tam tuş kilidini açtığımda bir mesaj geldi. Yine 'Bilinmeyen Numara' biri benimle fena halde uğraşıyordu ve ben bundan hiç hoşlanmamıştım. Mesajın üstünde basılı kaldı parmağım bir müddet. "Sil" butonu çıkarken içim ona basma isteğiyle doldu. Ancak merakıma yenik düşüp kaldırdım parmağımı ve yeniden bastım. Yine tanıdık(!) mesaj stilini görünce hafif bir panik dalgası geçti üzerimden. Kafamı gökyüzüne çevirdim. Gri bulutlarla kaplanmıştı her yer. Şuan içimde böyleydi. Saçma sapan mesajların beni böyle yapmasına sinir olsam da elimden birşey gelmiyordu. Güneşim bulutların arkasına geçiyordu yavaşca. Ben istemeden, korkuya teslim ediyordum kendimi.
Defalarca okudum mesajı. Aklıma gelen düşünceyle daha da korku sardı bedenimi. Takip ediliyordum ki bu mesajları atan kişinin bu kadar bilgi sahibi olmasına imkan yoktu. Hiç açmamalıydım, okumamalıydım o mesajı. Derin bir nefes alıp tekrar çevirdim gözlerimi telefonuma. "GÖZLERİNİ SAKLAMA DERİN. SENİ SEN YAPAN ONLARKEN, SAKLAMAK SENCEDE SAÇMA OLMAZ MI?"
![](https://img.wattpad.com/cover/63768462-288-k580708.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zifiri Giz
Teen Fiction"Dizlerin.." diyor önce. "Avuçların.." diye de ekliyor sonuna. İfadesizce yüzüne bakarken, dokunuyor yaralarıma titreyen elleriyle. "Acıyor mu?" diyor elleri gibi titreyen sesiyle. İçim gibi buruk bir gülümseme yerleşiyor dudaklarıma. Sağa, sola s...