Max'in havlama sesiyle yeni bir güne gözlerimizi açtım.Yağmur durmuştu ve artık meteor da düşmüyordu.Sevinsemmi üzülsemmi bilemedim.Hakan ve Salih'i uyandırdım.Yağmur araba da yoktu.Birbirimize sorduktan sonra Yağmur tek başına ağacı yoldan kaldırmaya çalışıyordu.Çaresizce ağacın yerini değiştirmeye çabalıyordu.Arabadan indik.Yağmuru çağırdık.Arkadaki erzaklardan biraz yedik. Sonra hep birlikte ağacı itmeye çalıştık.Olacak gibi değildi.Salih birden arabaya doğru koşmaya başladı.
-"Hey Salih nereye?"
-"Kamyonette halat vardır diye düşünüyorum Kaan arabayla ağacı çekebiliriz."
Sahi bizim aklımıza neden gelmemişti bu? Diye düşünürken Salih bağırdı;
-"İşte buldum!"
Hakan;
-"Hadi çabuk olalım lütfen"
Halatı arabanın arkasına bağladım.Diğer ucunu da ağacın sağlam gövdesine.
-"3 dediğimde ben gaza basacağım sizde ağacı yitin böylece daha kolay çekeriz"
Arabaya bindim ve bağırdım;
-"Biir,ikii,üüüç!"Patinaj çeke çeke zar zor kocaman ağacı yerinden çektik yolumuz açılmıştı nihayet.Vakit kaybetmeden;
-"Hadi arabaya binin çabuk çabuk!"Herkez arabaya bindikten sonra Yağmurun evine doğru yola koyulduk bir umut yaşıyorlardır diye.Gittiğimizde mahallede hiç bir ev ayakta kalamamış moloz yığınına dönmüştü.Aslında bekliyorduk bunları.Yağmur arabadan indi.Ağlayarak emkazları kaldırmaya başladı çaresizce bellki ailesi yaşıyordur diye ama nafile hepimiz biliyorduk ailesini kaybettiğimizi.20-25 dakika sonra Yağmur sakinleşti ve "Gidelim" dedi.Tekrar yola çıktık sıra bizim evdeydi.Sonrada karşıy geçip Salih'in evine gidecektik.
Ön koltukta Yağmur,sol arkada Hakan,sağ arkada Salih ve ortalarında Max oturuyordu.Çaresizce etrafımıza bakıyorduk.Koskoca ışıl ışıl İstanbul'dan eser kalmamıştı.O 15 milyonluk metropol gitmiş,uzun binalar yıkılmış,yerine harabeden ibaret hayalet şehir kalmıştı.Araba sürerken radyoyu açtım.Cızırtı sadece.Acaba insanların nesli tükenmişmiydi?Dünyada sadece biz mi kalmıştık yoksa?Kıyametmi kopmuştu yoksa?Aklımda olan bu cevapsız sorulara cevap bulacaktım elbet.
Aklımda bi yandan da ailem vardı.Büyük ihtimalle annem polislerle birlikte yani yer altına güvenli bölge denilen yere gitmişti.Bu nedenle evimizde yakın olan metro istasyonuna bakmayı düşündüm.Yolumuz azalmıştı.
Bi yandanda babamı düşünmüyor değilim.Acaba ne olmuştu?Uçak düşmüşmüydü?Yoksa Amerika'da mı ölmüştü babam?Yada ölmüşmüydü?Eğer yaşıyorsa bile nasıl bulacağız birbirimizi?Aklım bu sorularla doluyken Salih;
-"Peki şimdi ne olacak?"
Hakan;
-"Ne ne olacak Salih?"
Salih;
-"Yani Kaan'ın evine gittik.Bişey bulamadık.Sonra bizim eve gittik yine bişey yok diyelim.Ya sonrası?Ne olacak,nereye gideceğiz yani.Ölmemizimi bekleyeceğiz?"
Ben;
-"Bilmiyorum Salih,tek bildiğim sanırım sadece biz yaşıyoruz.Artık bunu kabullenmek lazım."
Yağmur;
-"8 milyar insandan sadece biz mi?Bu inanılmaz bişey.Kıyamet kopmuş olsaydı bizde ölmüş olurduk."
Hakan;
-"Dünyanın sonu diyelim biz ona"Bu duruma bir isim bulmaya çalışırken evimize yakın olan metro istasyonunda durdun.Yağmur;
-"Ne oldu Kaan neden durduk?"
-"Bizi güvenli bölge diye buraya getiriceklerdi.Gelen insanlardan yaşayan varmı bakalım"Arabadan indik girişe geldğimizde bizi şaşırtmayan olmuştu giriş tıkanmış,kapanmıştı.Tekrar arabaya dönmek zorunda kaldık.Yola çıktık yaklaşık 10 dk içinde bizim sitede olacaktık.
Siteye varmıştık.Alıştığımız bir dıurumla karşılaştık tüm binalar yıkılmıştı muhtemelen annemide kaybetmiştik.Arabadan indik.Enkaz yığınları arasında dolaşırken Max birden durdu.Kulaklarını dikti.Havlayarak bir enkaza doğru koştu.Bizde heycanla oraya koştuk.Bir düdük sesi.Evet yanılmıyordum bir düdük sesi.Hepimiz birbirime döndük ve şunu söyledik;
-"Şükürler olsun yaşayan biri var!"****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM KALIM
Fantasía5 kişilik arkadaş grubu...Bilinmeyen nedenlerle yıkılan ünlü mekanlar...Nesli tükenmekte olan insanlar...Hayvanat bahçesinden kaçıp serbest kalan vahşi hayvanlar...Unutma bu 5 kişi içinden sadece 2 kişi hayatta kalacak...Üçüncüsü sen neden olmayası...