Rüyalar gerçek midir?

155 6 1
                                    

Merhaba, uzun zamandır yoktum aranızda.
Geri geldim, yarım bıraktığım işi bitirmeye geldim.
2-3 bölümde bitireceğim hikayemi, bölümler baya dolgun.
2bin bilmem kaç kelime yazdım bu bölümde 😂

Neyse, tutmayayım sizi daha fazla.

İyi okumalar :))

Öğlen uyanıp duş alıp hazırlanıp çıktık evden.
Dolaştık, dolaştırdı beni. iyi biliyordu zaten çevreyi. ilk ve belki de son gelişimdi buraya. Etrafın güzelliği, sevgilimin güzelliği..
Nasıl anlatılır bilmiyorum; içine huzur doldurulmuş cam bir fanusun içinde gibiydim. Arkadaşlarıyla tanıştırdı. 5-6 kişi vardı onlarla oturup sohbet ettik. Akşam beraber balık yemeye gittik. Güzel bir gün geçirip döndük eve. Evde televizyon yoktu. Laptopu getirmişti. Sevgilinizle beraberken sıkılmam derseniz sırayla birbirinizin dizine yatıp içinizden geleni söyleyin. O gece öyle yaptık.

"çok seviyorum.
Saçlarını,
gözlerini,
parmaklarını,
gülüşünü,
utanınca başını sağa doğru eğmeni,
seviyorum lan işte her halini"
dedim sinirlenmiş gibi.
Yanaklarımı sıkıp " bıkmadan söylüyorsun ya ben bunu seviyorum işte" dedi.

Ben kalktım o yattı dizime. Saçlarıyla oynamaya başladım, hayatımda yapmadığım bir şeydi. Sonra radyo açtık telefondan. Kulaklığın bir ucu bende diğeri ondaydı.
Trt fm..
Nostalji kuşağı ya da öyle bir şeydi. Çıkan şarkı med cezir levent yükselden. "Bu bizim şarkımız olsun" dedi. "bilmem olabilir" dedim. " sormadım ki sana. Bizim şarkımız bu o kadar" dedi yanağıma hafifçe vurarak. " ah be sevgilim, çok seviyorum seni. Çok mutluyum, huzurluyum ama korkuyorum. Biz böyle çok iyiyiz ama ilerisi. inan ilerde kötü olacağımızı bilsem şu evden çıkmazdım, seni de çıkarmazdım. Bir yolunu bulur sonsuza kadar yaşardım burada seninle. Bir günden biraz fazla görmedim seni kalktım geldim. Gidersen, ayrılırsak ben naparım? Sonsuza kadar burada kalalım de razıyım." Dedim. " sonsuza kadar burada kalmak istemiyorum. Buranda kalmak istiyorum" deyip elini kalbimin üstüne koydu. Bir daha aşık oldum.
Bu sefer oturduğumuz yerde uyuyakalmadık. Beraber yaptık yatağımızı. Sarılıp, milyon kez birbirimizi öpüp uyduk beraberce. Sabah oldu uyandım. Sevgilim yok yanımda. Biraz heyecan biraz korku hissettim. Neyse ki " uyandın mı uykucu" deyip arkamdan gelip yanağımdan öptü. " yüzünü yıka dışarı gel sevgilin çok aç" dedi. Kalktım hemen gidip yüzümü yıkayıp dışarı çıktım. Arka bahçeye. O sallanan koltuğun önüne ufak bir sehpa koymuş kahvaltı hazırlamış. Yok böyle mutluluk. Beraberce yaptık kahvaltımızı. Tabi onun dudaklarıyla başladım kahvaltıya. Hiç dönesim yoktu kalalım böyle iş bulup çalışırdım. Evlenirdik falan ama hayat o kadar kolay değil maalesef. Bugün araba kiralayıp gezecektik. Arkadaşı kiralayıp bize verecekti arabayı. Kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıktık
Bol bol gezdik. Tarihi mekanları, doğal güzellikleri. Gece eve dönerken yorgunluktan uyuyakaldı yan koltukta. Bende aşırı yorulmuştum, uykumda vardı. ama ona bir şey olur diye gözümü bile kırpmadım. Eve varınca hemen yatağı hazırlayıp uyandırmadan yatağa kadar getirdim, yatırdım, sonra uzandım yanına. Uykulu bir sesle " öpmeden uyuyamazsın" dedi. "bak sennn uyumuyordun da bilerek mi taşıttırdın kendini" dedi. " ne sandın şapşal şımartman hoşuma gidiyor" dedi. Şakağından öptüm. Gitmesinden korkar gibi sarıldım. Uyuduk beraber bir gece daha.
Sabah ben erken kalkmıştım. Bu sefer kahvaltıyı ben hazırlayacaktım. Zeytin, peynir, yumurta, domates, salatalık vs. ne varsa artık hazırladım tepsiye. Bu sefer ben onun burnunu kaşıyarak uyandırdım. " hainsin oğlum sen" dedi. Kahvaltıyı görünce "hainsin aşkım sen"e döndü o cümle. Pek lüks değildi ama yatakta kahvaltı yaptık. o gün pek bir şey yapmadık. Ertesi günün planını yaptık. Denize gidecektik sabah altıda kalkıp. Dediğimiz gibi yapıp ertesi gün erkenden kalkıp gittik sahile. Sakin bir yer bulup girdik denize. Hatta biraz seviştik. Birkaç gün daha gezmeye devam ettik. Artık tatilin sonuna geliyorduk. Otobüs bileti aldık. Sevgiliyle yolculuk, bir hayal daha gerçekleşiyordu.
6 saatlik bir yolculuk. Sonrası yine ayrılık vakti... yine buluşacaktık ama yarın olmayacaktı. Onu görmeye doyamıyordum ama başka yolu da yoktu. Artı k her gün görüşemeyecektik arada sırada buluşacaktık. Onun dışında sürekli iletişim halindeydik, duraktan servise bindikten sonra bile hemen mesaj atıyordu. O kadar saat konuşacak ne buluyordunuz diyecekseniz, bilmiyorum. Fark etmiyordu zaten. Her konuyu konuşuyorduk. Siyasetten bile konuştuğumuz oluyordu. Zaten sohbeti çok güzeldi çok seviyordum bu huyunu. Hayatımda hiç boşluk bırakmayacak bir şekilde tamamlıyordu beni. Müzik, film, kitap zevkimiz uyuşuyordu. Bazı konularda tam zıt görüşe sahipti ama tartışmak bile güzeldi.
Bir gece mutsuzluktan konuştuk uzun süre. Sonra uyuyalım dedikten 15 ya da 20 dakika sonra beni arayabilir misin diye mesaj attı. Bir şey oldu sandım aradım hemen " bana şiir okur musun sesinle uyunmak istiyorum bu gece" dedi. Bir şey söylemeden masamdaki kitaplardan birini aldım, masa lambasını yakıp bana doğru çevirdim. " bir sayı söyle bir tanem" dedim. Söyledi. Sayfa numarasını açtım, hangi sayıydı hatırlamıyorum ama şiiri hatırlıyorum. "geçelim bunu başka söyle" dedim. "neden geçiyoruz? Oku hadi" dedi. Yok dedim ama ısrar etti. Turgut uyar'Dan "SEVGiM ACIYOR" şiiri. O an fark ettim. Onu sevdiğimi anladıktan daha doğrusu kendime itiraf ettikten sonra korkmaya başladım. Hemen değil tabi zamanla fark ettim bu durumu neyden korkuyordum bilmiyordum aslında. Galiba gitmesinden ya da onu kaybetmekten korkuyordum. Anladım ki aslında sevgim acıyor, sevdikçe kalbim acıyordu. Çünkü sevdikçe kaybetmekten korkuyor insan. Ve kaybederse gerçekten bitiyor o an mutluluk, umut, huzur, hüzün, acı, her şey. O an biten bir şey yoktu ama sevgim acıyordu işte. Mutluluğa o kadar kaptırmıştım ki kendimi o gece kötü bir şey mi oluyor diye düşünmekten uyuyamamıştım.
Size de olmuştur. Yatakta dönüp durursunuz, uyuyamazsınız. Kafanızda o kadar düşünce vardır ki neyi düşündüğünüzü bile bilemezsiniz. Her şey birbirine girmiş, her şey karmakarışıktır. Yaşanılan hemen hemen her şeyi gözden geçirir, düşünürsünüz. Utandığınız, korktuğunuz anılar hücum eder zihninize. Kalkıp odandan çıkıp karanlıkta biraz dolanır, mutfağa gidip su içip geri yatarsınız. Terlersiniz sıkılırsınız ama nafile uyuyamazsınız. Telefona bakar, pencereden dışarı bakar, yatağa girip yastığın diğer tarafını çevirirsiniz ama uyuyamazsınız. Ölüyor muyum diye düşünürsünüz. Aslında ölmüyorsunuzdur, sadece perde kalkmıştır. Her şey daha nettir. Her mutluluk sebepsiz ya da sonuçsuz değildir. Aynı şekilde yalnızlıkta öyle... bunlar kafanıza hücum etmeye devam ederken farkında olmadan uykuya dalarsınız yavaş yavaş.
Ve uyurken yarın tekrar uyanabileyim diye dua edersiniz. En azından ben ettim. Çünkü onu bırakamazdım
Sonraki günler biraz zordu benim için. Arada sırada görüşebiliyorduk. Genellikle telefonla ya da internetle iletişim kuruyorduk. 4 gün sonra görüşme imkânımız oldu. Sanki yıllardır görmemiş gibi heyecanlıydım. Durağa gidip beklemeye başladım. Sonunda geldi indi servisten sarıldım. Ama hemen bırakmadım. Aylardır görmediğiniz biriyle hasret giderirsiniz ya öyle sarıldım işte. " ooo çok özlenmişim galiba " dedi gülerek. "hiçbir fikrin yok" dedim bende. "eh işte biraz tahmin edebiliyorum." Dedi. Cevaben öptüm yanağından. Beraber pastaneye gittik, konuştuk dolaştık tekrar kendime geldim diyebilirim. Akşamında ayrılmak zor oldu. Birkaç gün sonra yine görüşecektik ama zor geliyordu yine ayrı kalmak. Servise bindi döndü tekrar evine. Biraz durakta oturdum tek başıma. Sonra gerisin geri döndüm eve, o gece çok şiir yazdım.
Ertesi gün telefonun sesine uyandım. Arayan oydu. Açtım telefonu. "günaydın uykucu, sevgili uyandırma servisinden arıyorum." Dedi. Gel de âşık olma. " sana da günaydın sevgilim" dedim. Biraz konuştuktan sonra çıkardı ağzında ki baklayı. "dayımlar geliyor hayatım, ailecek geliyorlar ve bizde kalacaklarmış." Dedi. Anlamıştım da anlamazlıktan gelip "e yani?" dedim. " yanisi onlar gidene kadar gelebileceğimi pek sanmıyorum. Bir de dayım biraz geri kafalıdır telefonla falan fazla uğraştığımı görürse kurcalamadan durmaz. Çok fazla görüşemeyeceğiz onlar gidene kadar." Dedi. Sesinden isteksiz olduğu belliydi yani o da hoşnut değildi bu durumdan. Benim durum tahmin edileceği gibi sinirli. Ama yine de ona belli etmemeye çalışarak "olsun hayatım sorun değil." dedim. "seviyorum seniiii" dedi. Sonra biraz daha konuşup kapattık telefonu. Akşama doğru mesaj atıp misafirlerinin geldiğini söyledi. Gece yatarken mesaj atacak o zaman biraz konuşacaktık.
Gece mesaj attı. Yatağın içine girip mesajlaştık. Kuzenleri varmış bir kız bir erkek. Erkek bizle yaşıt kız birkaç yaş küçük. Ona çaktırmadım ama kıskandım biraz. Ne yapayım paylaşımcı değildim konu o olunca. E bu durumda plan yapmaya başladım. Sonra aklıma Selçuk geldi. Gidip Selçuklarda kalabilirdim eğer kabul ederlerse. Ertesi sabah Selçuk'u arayıp anlattım durumu. " tabi kardeş gel kal, zaten bugün ordayım beraber döneriz akşam" dedi. Anlaştık. Kıskanmak ayrı güvensizlik ayrı... Ben güveniyordum sevgilime ama kıskanıyordum. Hem görüşmeme sorunu da ortan kalkardı arada sırada görüşebilirdik, tabi kızmazsa bana. Kızacağını biliyordum aslında ama yine de gidecektim. Akşam Selçuk ile buluşup çıktık yola. Haberi yoktu tabi sevgilimin. Evleri birbirine uzak değildi. O gece eğer dışarı çıkarlarsa - site içinde dolaşmaya falan - görme ihtimali olurdu beni. O yüzden siteye ulaştığımızda direkt eve gittik.
Ertesi gün sabahtan denize gittik Selçukla beraber. Sonra sahilde otururken sevgilim " denize gidiyoruz :/" diye mesaj attı. Eh işte tam sırasıydı. Cevap vermedim. Bekledim. Biraz sonra ileride gördüm onu. Yanında kuzenleri. Geldiler kuzenleri daldı anında denize. Sevgilim oturdu kıyı da eline telefonu aldı birine mesaj attı. O biri de bendim. Bana geldi mesaj " özledim ben seni" yazıyordu. "emin misin?" diye mesaj attım. "eminim tabi salak" diye cevap geldi. "keşke görüşebilsek" yazdı ardından. Cevap vermedim. Kalktım ona doğru yürümeye başladım. Beni görünce ağzı açık kaldı tabi. Kalkmadı oturduğu yerden. Yanına gidip "saatiniz kaç acaba?" dedim yılışık bir ifadeyle. " sen çok pisliksin" dedi gülerek. "sana layık olmaya çalışıyorum sevgilim" dedim. Tam ayağa kalkıyordu arkamdan bir ses " sorun mu var." Dedi. Döndüm kuzeni kasıla kasıla gelmiş duruyor. Yakışıklıydı şimdi yalan yok. Ama bu samimiyet nerden geliyor amk? 5 yıldır tanıyorum özgeyi ama ilk defa görüyorum bunu.
Özge "sorun yok Ozan" dedi. " tanışıyor musunuz?" dedi kuzeni. Sana ne amk diyecektim demedim tabi. Bilmiyorum ama ayar oldum çocuğa. Tam okuldan arkadaşıyım diyecektim ki özge "sevgilim olur kendisi" dedi. Ozanın yüz ifadesi müthişti ama eminim benimki de müthiştir. Bende şaşırdım çünkü. Dayısı öğrenmesin diye telefonla konuşmuyorduk ama dayısının oğluna söylüyordu. ilk şaşkınlığı ben attım üstümden "memnun oldum Ozan bende x" dedim. "Bende memnun oldum" deyip elimi sıktı, yüzü düşmüştü şerefsizin çaktım o an bir şey olduğunu. Sonra o gidip denize girdi. Özge'ye döndüm" Ne oldu şimdi buna" dedim." hiç sorma galiba benden hoşlanıyor. Zaten sevmezdim iyice gıcık aldım. Ama sen burada olduğuna göre sorun yok. " deyip öptü beni yanağımdan. Beraber oturduk. Sonra kuzenleri de geldi, Selçuk da geldi beraber oturduk sohbet falan ettik. Sonra eve gittiler akşam buluşmak için sözleştik.
Akşam yine çıktık dışarı. Ozan ters ters bana bakıyor. içimden keşke bir şey dese diye dua ediyorum. Sevgilim yanımda oturup başını omzuma koyuyor, Selçuk Cansu ile konuşuyor (diğer kuzeni) ortamdan memnun olmayan tek kişi Ozan. Hatta daha sonra Nazan diye bir kız geldi. Aynı sitede oturan bir kız, Selçuk da Özge de tanıyorlar. Oda geldi bize katıldı. Ozanla konuşmaya çalışıyor ama nafile. Gece saat 1 gibi çıktık ilk onların evinin önünden geçtik Nazan ayrıldı. Sonra sevgilimin evinin önünden geçerken onlarda ayrıldılar. iyi geceler dedik birbirimize, sonra dudağından öptüm sevgilimi. Kimselerde görmedi. Bizim dışımızda. Evlerine girerken Ozan muallakmsi bir şekilde güldü. Bir pislik yapacak bu diye geçirdim içimden. Yapsa direkt kavga çıkarırdım, öyle planlıyorum. Aynı durumda olsanız nefret ederdiniz çocuktan. Bende ediyordum işte. ilk defa kendimi bu kadar şiddet yanlısı hissediyordum.
Ertesi gün onlar ailecek başka bir yere gittiler. Bizde selçukla takıldık bütün gün. Akşamında yine çıktık dışarı. Bu sefer ozan yoktu. Bir ara sevgilim bir şey konuşabilir miyiz dedi. Sessiz bir yere gittik. "n'oldu hayatım?" dedim. " ozan ya ne olacak. Biz gidene kadar seninle görüşmemi istemiyormuş, 40 yılda bir geliyoruz onda da onlarla mı takılacaz diyor." Ne yaparsınız bu durumda. Sinirlendiğimi anladı "sakin ol hayatım ya onun dediğini mi yapacam sanki. Babama derim sevgilin olduğunu dedi ama derse desin umurumda değil. " dedi. Benim umurumdaydı ama zor durumda kalmasını istemiyordum sevdiğimin. Görüşmeyi kesmedim tabi ki görüşmeye devam ettik. "bir de uzun zamandır öpmüyorsun sen beni" dedi sanki sitem eder gibi. "aaa çok büyük eşeklik etmişim ben" dedim. Güldü öptüm yanağından, alnından, burnundan. Çok âşıktım çok. Tekrar yanlarına döndük Selçukların. Sonra zaten evlerimize dağıldık. Sabah yine denize gidecektik. Bende o ara Ozan ile konuşmaya karar verdim. Ertesi sabah gittik sahile. Geldiler. Beni görünce yüzü düştü yine Ozan'ın. Selamlaşma merasiminden sonra Ozan'a bi konuşalım dedim.
Tavırları o kadar artist ki konuşmak yerine direkt giresim geldi. Ters bir hareket yapsa dalmayı planlıyorum. " ne var?" dedi ağzını yamultarak. Zaten ayar olmuştum iyice sinir oldum " derdin ne lan senin, tanıştığımızdan beri bir tavırlar, artistlikler. Dünde görüşmeyin falan demişsin. Derdin ne yüzüme karşı söylesene" dedim. Elleri cebinde suratıma bakıyor. "derdim falan yok, öyle istedim öyle dedim napacaksın" dedi. Eğer tek bir yumruk atamadan bu çocuk giderse intihar ederdim. " ağzımı bozmak istemiyorum da, sen ne gibime karışıyorsun ki bize? Sana noluyor?" dedim. Yav işte kuzenimi görmüyorum falan derken bir adım attım burun buruna geldik. " bak. Özgenin kuzenisin bir şey diyemiyorum. Ben..." derken lafımı kesip " desen ne olacak lan yavşak" dedi gülerek. Arkaya baktım sevgilimin sırtı bize dönük, Ozan'a baktım karşımda gülüyor. Dayanamadım. Yumruğu karnına geçirdim. O orada iki büklüm olurken sevgilimin yanına gittim. Kalırsam fazlası gelecekti.
"nerdesiniz ya kaç dakikadır, Ozan nerde?" dedi. "karnına kramp girdi galiba" dedim arkaya bakarak sonra oturdum yanına. "yapmadın değil mi?" dedi sert bir ifadeyle. Olanları anlattım bende aynı şekilde ne bir ekgib ne bir fazla. " ya hayatım dayıma dese işler karışacak. Zor durumda kalacağız ikimizde az sakin olsan nolurdu?" dedi. Ben daha bir şey demeden ozan karşımda belirip "kalk lan ayağa" dedi. " Ozan uzatma" dedi özge ama nafile illa uzatacak, illa sınırlarımı zorlayacak. Kalktım ayağa. "bak Ozan sınırı.." yine lafımı tamamlayamadım amk. Suratıma yumruk attı. Sinirli olursam kolay sakinleşemem. Elim ayağım titrer. Sinirlenince hemen kavgaya sarılmam ama sınırım zorlanırsa bütün sinirim boşalana kadar duramam. Ya kavga ederim ya küfrederim. Sınırı geçmiş miydik? Bence evet
Acıdı tabi attığı yumruk ama çaktırmadım. Derin bir nefes alıp çullandım üstüne. iki kız çığlığı Selçuk'un " bir durun amk lan!" nidaları arasında birbirimize vurmaya çalışıyoruz. Sonra o ana kadar duyduğum en kalın sesi duydum. " noluyor lan burada!" diye biri bağırdı, istemsizce dönüp baktım. Ufak tefek bir adam... meğerse özge'nin dayısı çocuğun babası. Özge " dayı Ozan baş.." derken dayısı aynı ses tonuyla " sen sus onlar anlatsın" dedi bize bakarak. Kalktım ayağa Ozan yattığı yerden ötmeye başladı " bu çocuk özgenin sevgilisi, her gün burada. Ben rahat durmasını söyleyince kavga ettik." Bu neydi şimdi. Ne yaptım da rahat dur dedi bana? Zaten böyle deyince hepimiz birbirimize baktın şaşkın şaşkın. Adam bana baktı " konuşsana oğlum dilini mi yuttun" dedi. Bende anlattım her şeyi. Otoriteye karşı çıkmak olmaz. Özgenin sevgilisi olduğumu, Selçuk'un evinde kaldığımı, hep birlikte takıldığımızı, Ozan'ın bana dediklerini falan anlattım. Selçuk rahat, Cansu rahat, özge dokunsan ağlayacak, ben stresliyim, Ozan'ın amk.

ARKADAŞLAR, OLABİLDİĞİNCE HIZLI YAZDIM. BAZI YERLERDE HARF KAYMASI VE İMLA HATALARI OLABİLİR. AFFINIZA SIĞINIYORUM.
Kendinize iyi bakın..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 03, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İlk öpücük.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin