EED YİNE BEN NABER GENCLER :Dddd
Ondan önce uyandım.,çıplak omzunu öptüm. Saçını okşadım, tekrar tekrar aşık oldum. Bir kağıda
" uyan ki günüm aysın sevdiğim" yazıp avucuna sıkıştırdım kağıdı, sessizce içeri gidip elimden gelenin en iyisini yapıp kahvaltı hazırladım, çay demledim.
"niye aşık olduğumu anladım" dedi arkamdan.
Arkanızı dönüp birden güneşle karşılaştığınızı düşünün. Sabah serinliği, sıcak bir gülüş, gülen gözler ve meleğiniz. O an orada ölsem üzülmezdim, kahvaltıya sevgilinizin dudaklarıyla başlamak nasıl tarif edilebilir? sanki hayata yeni başlıyor gibiydim. Sanki ilk defa dünyaya tüm duygulardan arınmış gibi bakıyordum. Aşk nedir derler ya aşk budur işte, dünyayı bambaşka görmek, sanki cenneti dünya da keşfetmiş gibi, ben cenneti keşfetmiştim ve hiçbir şey umurumda değildi benim. Beraber kahvaltı yaptık, sonra ilçeye döndük servisle. Sanki başka bir yere gelmiş gibiydim şimdi. Daha iki gün önce buradaydım ama şimdi bambaşka geliyordu. Akşam olacak, o gidecek, ilçe onsuz olacak, ben boğulacaktım. Bu kadar sevmek kalbe zararlı, gün boyu saçma saçma fotoğraf çekildik.
dolaştık, oturduk, kahve içtik. Herkese göre sevgilisi güzel güler, ama. O bambaşkaydı benim için, sanki o gülünce dünyada ki tüm ışıklar dudaklarında toplanıyordu. Onu gülerken izlemeyi seviyordum, dudaklarının aldığı şekli, gamzelerini, utanmasını. seviyordum. Bizim parkımıza o banka gitmiştik yine. Artık ne konuşacağımızı, neyden bahsedeceğimizi bilmiyordum. Konuşulacak her şeyi konuşmuştuk; çocukluğumuz, hayallerimiz, ailemizi hatta bazen tarihten falan da konuşurduk. Hep konuşurduk, şimdi hep dinliyoruz bir şey söylemesek bile. Günler devam etti böyle. Aynı mutluluklar, arada ufak tartışmalar. Her şey güzeldi, yine mutluyduk. Geçte olsa ders çalışmaya başlamıştık beraber o bana ben ona yardımcı oluyordum. birbirimizle alay ediyorduk bazen. Hatta üniversite sınavından sonra beraber tatile gitmeye karar verdik. Yer önemli değildi zaten onu sonra kararlaştıracaktık, çoğu kişi sevgili olduğumuzu bilmiyordu. Hatta bir gün biri bir yerlere gitmeyi teklif etmişti ona.
Sevdiğiniz birine başka birinden böyle bir teklif gelse ne yaparsınız? kan beynime sıçradı, sinirlendim, içimden yükselen hiddet duygusuna kapıldım. Aslında sakin biriyimdir o da derdi sakinliğini seviyorum diye. O zaman sakin olamadım, aslında ben haklıydım. Sevgilim var dediği halde aynı yavşaklıkla davranışlarına devam eden biri kaşınıyordur, ne yaptım?
Buldum çocuğu sevdiğimin ricası gittim konuştum sadece. Tamam birader kusura bakma falan dedi, sorunu hallettik konuşarak. Gel gör ki üç gün geçmeden tekrar başladı. Bu sefer söz hakkı bırakmadan gittim çocuğun yanına. kaslı falan değilim ama iriyimdir.
“derdin ne birader” dedim.
baktı bana güldü
“ bi siktir git başımdan” dedi.
Çabuk sinirlenen bir insanımdır. Aşırı reaksiyon gösteririm, birkaç kez psikoloğa gitmiştim hatta stres bozukluğu teşhisi konuldu biraz anti depresan kullanmıştım. Bu durumda o sinir açığa çıktı, yakasından tutup yere indirdim suratına yumruk indirmeye başladım 3. yumruğumda biri omzumdan çekti, kenara fırlattı.
İki tane çakıp attı beni kafeden, abisi olduğunu sonradan öğrendim. Adamın mekanında kardeşine daldım, tam benzetemeden bıraktı beni. Eğer stres bozukluğu olan bir tanıdığınız varsa sorabilirsiniz sinir krizine girerse gözü bir şeyi görmez.
Benimde görmedi o an ve daha sonra olanlarda 3 kez tek yakaladım çocuğu. Birinde kaçtı, birinde adam gibi konuşmak istedim, suratıma tükürdü kaçtı. abisinin kafesine gittim. Adam beni görünce
“yine mi sen lan” diye üstüme yürüdü.
Bi dur dinle deyip olayı anlattım. Kardeşinin sevgilime yavşamasını, benim gelip konuşmamı, üç gün sonra kardeşinin devam etmesini, ilk kavgadan sonra yine karşılaştığımı ilkinde kaçıp ikincisinde yüzüme tükürdüğünü anlattım adama.
“ siktirip gidip napıyorsanız yapın ona da bunu söyle” dedi.
Çocuğu üçüncü kez yakaladığımda abisinin dediklerini söyledim.
Kavgaya başlamadan tamam bir daha aramam mesaj falan atmam dedi. Bıraktım.bu olaylardan sonra aramız bozuldu biraz. 4-5 gün soğuk davrandı bana, şiirler, çikolatalar, sürprizler, çok az işe yarıyordu. Ne yaptım ettim ama düzelttim aramızı. özür diledim her şeyi yaptım. Biliyordum kızgın değildi aslında sadece süründürmek istiyordu, bir ara kağıda
“ sen olmazsan hiçbir şey eskisi gibi olmaz, yalnızlık bile” yazdım.
Bulabileceği bir yere koydum, beni affettiğini habersiz bir anımda yanağımdan öpünce anladım. Cennet güzeldir ama melek olmadan olmaz, o kavga ettiğim çocuk özgür, şu an beraber iş yaptığım biri. Hayat garip, bazılarının gideceğine inanmazsın bazılarını bir daha göreceğine inanmazsın. Ama hayat bu senin elinde değil hiçbir şey. Tabi o zaman düşünmedim bunları her şey güzel gidiyordu çünkü.
Güzel anılardan biride mart ayının sonlarına doğru oldu, doğum günümde.
Evden çıkıp durağa gidecektim yine ama evden çıktığımda meleğim gelmişti bile, erken kalkıp o beni karşılamıştı bu sefer. Günaydın deyip öptü dudaklarımdan, okula gitmeyelim bugün dedi. Beraber kahvaltı yaptık. Sonra onların site servisine inip gittik, 1 saatlik yolculuk o kadar kısa gelmişti ki. Sahile gittik yine, ama başka bir yere. Onların sitelerinin girişinde indik. Gelen dolmuşlardan birine binip yakınlardaki başka bir siteye giden yola girdik, nereye gittiğimiz bilmiyordum aslında. Süpriz deyip durdu zaten, yolda bir marketin önünde indik. Bekle dedi kendi içeri girip bir piknik sepetiyle çıktı. Hadi gidelim dedi, yürümeye başladık. Birkaç sokak geçince aşağı sahile doğru inen bir yol gösterdi, oradan devam ettik. Ama araba falan giremez, tepeden taş basamaklarla aşağıya doğru indiğinizi düşünün. Tek sıra halinde. birkaç kez düşme tehlikesi atlattık ama indik sonunda. Etrafı tepelerle çevrili bir koy, böcek sesleri, hafifçe kıyıya vuran dalgaların sesi, ağaçların hışırtısı ve gözünün alabildiği kadar mavilik.Dalları önündeki duvarı aşıp kıyıda gölge yapmış tek bir ağaç vardı. Zaten o koya sadece küçük bir tekne girebilirdi, o güzel ve özel bir yer. Örtü serildi, kek bisküvi tost içecek vs. konuldu, mart olmasına rağmen serindi hava. Sırtımızı duvara yasladık karşıya, denizi izlemeye başladık.
“ mutlu yıllar sevgilim” dedi.
Nasıl mutlu olmayabilirdim? huzurluydum, mutluydum, umutluydum, aşıktım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk öpücük.
RomanceDinlediğim her şarkıda buldum ben kendimi. Söylediğim her şarkıda kaybettim biraz benliğimi. Yazdığım her satırda eksildim biraz daha. Okuduğum her şiirde gözlerin aklıma geldi. Kendimi özlemekte garip olmuyor değil. Ama gözlerini gördüğüm an kayb...