12. BÖLÜM

57 5 1
                                    

Arkadaşlar Istanbul'a geleli bir kaç saat oldu.Ailevi nedenlerden memlekete gittim bu yüzden bölümü paylaşamadım telefon çekmiyor varmı böyle şey neyse sakin olmaya çalışıyorum .

Ygs'ye son bir kaç gün kaldı. Bende sınava girecek kişilerdenim Allah hepimizin yardımcısı olsun.

Bu arada bir hafta önce beni çok mutlu eden bir olay oldu.

Bir arkadaşım bana kapak tasarladı bu arkadaşıma teşekkür ediyorum elleri dert görmesin.

Galiba çok konuştum yine :D

Sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum :) iyi okumalar :)

~☆~

Bölüm Sözü :

Kim bilir
Hangi iklimdesin
Ben sensiz bu sessizlikte deliller gibiyim

Cahit Zarifoğlu

Bölüm Şarkısı : Adil Karaca - Aşkın Tarifi

~★~

12 . Bölüm

Defol un diye çığlık atmaya başladım.
Naz o kadar korkmuştu ki Kadir abinin koluna yapışmıştı.

"Kadir Elif iyi değil gidelim"

Kadir bana bakıp sinirle Naz'a döndü

"Ne biçim ablasın sen git doktoru çağır hemen " diyi bağırıp bana döndü. Gözlerinde pişmanlık vardı. Naz odadan çıkınca
" Elif sakin ol. Ben özür dilerim, bir anlık gaflete kapıldım. Kurban olayım affet. "

Ağlamam şiddetlendiğinde bana yaklaşmaya başladı. Dokunacaktı bana.

Kapı açıldığında doktor ve iki hemşire odaya girdi.

Hemşire iğne hazırlarken doktor sağlam olan kolumu tutmaya çalışıyordu. O korkuyla alçılı kolumu doktorun suratına geçirdim ( bunu kendimde yapmıştım bir kavgada :D )
Doktor acı içinde yere düşerken hemşire koluma iğneyi batırdı.

Gözlerim kapanmaya başlarken odanın camından bana bakan dört kişi dikkatimi çekti.

Annem olacak kadın, Büşra Naz ve Kadir abi hepsinin gözlerinde değişik duygular vardı.

Acı, korku , pişmanlık, kaybetme...

Bu gün hastaneden çıkıyordum. Büşra staja gitmek zorunda kalmıştı. Naz ile Kadir'inde canı cehenneme. Beni giydiren Anneme bakıyordum. Beni kaybettiğini anlatmıştı . Belki pişmandı ama son pişmanlık fayda etmez.

Hastanede kaldığım zaman diliminde konuşmayarak ceza vermiştim herkeze bu benim için bir tepkiydi.

Doktora gelecek olursam onun burnunu kırmışım kriz anında uzman psikoloğa gitmem gerektiğini belirtmişti. Tabi böyle bir şey olmayacak.

Hastaneden çıkarken nasıl aciz olduğumu fark ettim. Babam arabada bizi bekliyordu. Arabaya zar zor bildiğimde başladı nefretini kusmaya.

"Yine ne hatlar karıştırdın baş belası bu hale getirdiler seni . Cevap versene. Bi kurtulamadım sizin belalarınızdan müstahak size ama "

" Sami ! " diye çıkışan anneme şaşkınca baktım. O adama bağırmışmıydı gençler ?

Hemen cama dönüp şaşkınlığımı sakladım umursamazlık maskemi taktım.

Eve geldiğimde odama yardım sayesinde çıkmıştım. Nefes alırken nefesim kaçıyormuş gibi hissediyordum.

Odam yeni temizlenmişti yatağa geçeceğim sırada aynaya gözüm takıldı.

Kafamda dikiş izleri vardı, göz altlarım mor, yüzümün çeşitli yerlerinde derin kesikler vardı kolumun biri alçıdaydı nefes almakta zorluk çekiyordum ve iğrenç kokuyordum.

Annem kendime baktığımı anlamış olacak ki

"Kızım sen yat ben su getireyim ilaçlarını iç "

Hastaneden çıkarken giydiğim kıyafete aldırmadan yatağa geçtim gözlerimi kapattım.

Kulağıma o soğuk ses gelince hızla yatakta doğrulamaya çalıştım.

O sırada annem odaya girdi
" Kızım ilaçların" diyip bir sürü ilaç bir sürahi suyu komidinin üzerine koydu.

Yatağımın kenarına oturdu ve gözlerimin içine baktı.

" Elif annem söyle kim seni öldürmek isteyecek kadar gözü kararan canı " Derin bir nefes alıp devam etti " Biliyorum iyi bir anne olamadım size ama seni kaybetme korkusu yaşadım her şeyi yakar yıkarım yeter ki konuş yavrum ne olur" ağlamaya başlayınca gözlerimi kapattım.
Kalbini kıracak cümleleri dilimle parçadım içime attım.

Aradan bir ay geçmişti. Çok şey değişmişti bu zaman diliminde .
Kolumdaki alçıdan kurtulmuş dikişlerim alınmıştı. İzleri dursa bile geçecek diyordum. Kadire gelirsek Nazla nişanı atmış ve şehri terk etmişti Naz çok ağlamıştı .

Büşra mı o bu zaman dilimde sürekli yanıma gelmişti az konuşmam canını sıkıyordu. Biliyordu onun dışında kimseyle konuşmadığımı..

Polislere ifade verdiğimde olay anından hiç bir şey hatırlamadığımı belirtmiştim

Ve bu gün büyük gün üniversite sınavına girecektim kimseye yanımda istemediğimden dolayı sınava tek gidiyordum.

Eşit ağırlıkçı olmama rağmen sayısalım iyi. Heyecan içinde sınav yerine gitmiştim.

Sınav bitmişti sorular fazla zor değildi. Bende herkesten sakladığım gizli tutkumu denize gitmiştim.

Deniz sakinlik huzur veriyordu.

Kayalıklarda oturup denizin tadını çıkarırken yanıma bir gölge düştü.

Yanıma oturan adama baktığımda ben pahalıyım diye bağıran siyah bir takım elbise ve Afrika'yı bile bakışlarıyla dolduracak yüz hatlarına sahip bir adam.

Hızla ayağa kalkıp arkamı döndüp yürümeye başlamamla koluma yapışan koalo ya baktım.

"Deniz çok güzel değil mi ? " bu ne şaka mı

"Bırak kolumu " kolunu çekmesiyle " götürün" demesi bir oldu.

Daha ne olduğunu anlamamla karanlığa çekilmem bir oldu

Gözlerimi açmamla hemen sağıma soluma baktım her şey ahşaptan yapılmış bir oda. Peki benim burda ne işim var.

Kapının arkasında gelen sesleri duymamla kapıyı dinleme başladım

"Abi o çok korkuyor ve hiç bir şey görmedi. " bu ses tanıdık ama nerden düşün Elif

"Sus be. Susmayacaksan ben kendi yöntemlerimle susturayım "

Kapının kilit sesiyle odanın köşesine kaçtım.

İçeriye girenlere şaşkına döndüm.

Senin burda ne işin var ?















Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

¤Kaçak_Ruh¤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin