Güneşin en samimi haliydi. Hiç böylesine mutlu olmamıştım. Karşımdaki deniz tüm enginliğiyle beni selamlıyordu. Saçlarımın birbirine çarpışması, dalgaların bir aslan edasıyla kükremesi, güneşin gözümde bıraktığı kamaşma...
Ansızın arkadan gelen ayak sesi ve denize düşüşüm.
Karşımda duran palyaçonun ellerinin boğazımda olması ve benim ona direnmem. Daha doğrusu direnememem.
Beni boğazlayan palyaçonun korkmuş bir çocuk gibi koşmaya başlaması beni şaşırtıyor. İstemsizce onun peşinden gidiyorum.
"ÖLÜM YAKLAŞIYOR"
Tek duyduğum ölümün yaklaştığı. Bunu gerçekten vücudumda hissediyorum. Belki bu oyun sonsuza kadar bitmeyecek veya kazanacağım -baya düşük bir ihtimal-.
Palyaço'yu takip etmekten odanın birden çok odayla dolu olduğunu fark etmedim. Büyük olasılıkla bu lanet odadan çıkamayacağım.
Diğer bir odaya girdiğimizde bu odanın ilk geldiğim odaya göre çok büyük olduğunu ve yirmi otuz civarı palyaçoyla dolu olduğunu görüyorum. Hepsi birbirinin aynısıydı. Tabii ki beklenen oluyor ve beni boğazlayan palyaçonun izini kaybediyorum.
Adını bilmediğim ama kulağıma çok tanıdık gelen bir şarkı bütün odayı sardı ve bütün palyaçolar hayatları boyunca bu anı beklermişcesine dans etmeye başladılar. Ben de ettim.
Uyandığımda karşımda hiç görmediğim kadar palyaço görüyorum. Palyaçoların arkasından:
-Uyanmana sevindim. Eğer sana sakinleştirici vermeseydik büyük ihtimal bir hafta boyunca dans edecektin.
Ne yani ben bir hafta boyunca uyudum mu? Duyduklarım ve gördüklerim beni daha çok korkutmaya yetiyor.
-Sen kimsin?
-Ben senim. Ben herkesim. Ben Aynur'um. Bazen de Kerem ama sen bana Jens diyebilirsin. Lütfen sana rehberlik etmeme izin ver.
-Fazla ileri gitmiyor musun?
Biraz terslemiş olsam da adam bildiğin bana yürüyor. Birden palyaçolar çekiliyor ve Jens denilen herif herif çıkıyor ortaya. Ama ne herif !
Az önce Jens'in bana yürüyebileceğini düşündüğüm için üzülüyorum. Hayatımda hiç böylesini görmemiştim.
-İleri gitmek mi? Burada tek konuşabileceğin varlık benim. Benim kıymetimi bil.
-Senin de tek konuşabileceğin benim o zaman.
-Bir hafta uyumuş birine göre fazla uyanıksın.
Jens hakkında en çok merak ettiğim gerçek olup olmadığıydı. Eğer hayal ise gerçekten mükemmel bir hayal olacaktı. Gerçek olma ihtimalini düşünmüyorum.
-Her neyse benim bu odadan çıkmam gerek. Bana yardım edecek misin?
-Oda mı?
Bunu dedikten sonra yattığım kanepenin sağında bulunan cama gözlerimi iliştirdim. Korktuğum oldu.
Alıştığımız şehir görünümünün tamamıyla zıttında bambaşka bir manzarayla karşılaştım.Yukarıda beliren bir sürü taşıt,tertemiz sokaklar,rengarenk binalar gördüklerimin birkaçıydı.
Jens'in hadi hazırlan demesiyle kendimi sokakta bulmam bir oldu.Sokaktaki palyaçolar bize çok farklı bakıyorlardı.Sonrasında uzun bir binada kocaman "HAİN" yazısı dikkatimi çekti.
En korkunç olan şey ise yazının sonrasında beliren silüetin benim olmamdı.
—————————————————————————————————————————
(Destekleriniz için çok teşekkürler.5yıl aradan sonra daha önceden yazdığım bir taslağı yayınlamam gerektiğini düşündüm.İyi okumalar)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betül Nazlı:Sırlı Matematik Kardeşliği
FantasyBetül bilgiye bir o kadar aç , nankörlüğe de bir o kadar toktur.Ailesinin zoruyla da olsa gittiği okul hayatını bütünüyle değiştirir. Okulun öğretmeye çalıştığı şeyler ise bilginin de ötesindedir.Düzenin devamı Betül'ün dikkatine kalmıştır. İnsanlı...