AHRAZ

3.BÖLÜM -CİNAYET-

Pencereye biriken kar tanelerini izliyordu genç kız. Her bir kar tanesinin sevinçle havada süzülüp, daha sonra büyük bir hüsranla hayata veda etmesini.

Pencereyi açtı ve soğuk rüzgarın yüzüne çarpmasını sağladı. Çıplak elini karın içine daldırdı ve soğuğu hissetti.

Bir tutam kar alıp avucunun içinde yuvarladı. Soğuk top avuç içlerinde her dolaşışında tenini kızartıyor, soğuğu tenine işletiyordu.

Genç kız, elindeki yuvarlanmış olan kar topu ile ne yapacağını düşündü. Ne yapabilirdiki? Daha sonra babası ile karda oynadığı oyun aklına geldi. Annesi o günlerde yaşıyordu. Hatta eşine ve kızına elmalı turta yapıyordu. Biliyordu çünkü, kızı turtayı çok seviyordu.

"Baba! Hadi kelebek yapalım!" küçük kız, karda oynarken evlerinin önünde o'na bakan babasına seslendi. Adnan Kunter, kızını küçük bir tebessüm ile seyrediyor, kar da kalkıp yere düşüşünü izliyordu. Küçük kızının sesi ile kendine gelirken yanına ilerledi.

Alya, ufak bedeni ile diz hizasına gelen kara uzanmış, kollarını ve bacaklarını bir ileriye bir geriye sürüklüyordu. Adnan, Alya'ya küçük bir kahkaha atıp, o'nu karın kucakladığı yerden çekip çıkardı. Alya üzerini silkeleyerek o'na gülümseyen babasına baktı. Neden çıkarmıştı ki? Ne güzel oyun oynuyordu.

"Prensesim... Sana bir oyun oğreteyim. Gel!" Küçük kız içine dolan seviç dalgası ile büyük bir heyecanla babasının peşinden gitti. Babası, kızının tam karşısında durup, yanlarındaki ağacın gövdesinden bir tutam kar aldı ve lacivert eldiveninin avuç içine bastırdı.

Alya babasını merakla bekliyor, ne yaptığını izliyordu. Bir kaç saniye içinde babası, avuç içindeki karı küçük bir kar tanesine dönüştürmüştü. Küçük kızın, şaşkınlıktan ve meraktan safir mavisi gözleri kocaman açılmış, hayret içinde babasına odaklanmıştı.

"Baba!" ağzından düşen her harf mutluluk ve heyecan doluydu.