Merhaba!
Şimdi, buraya bir açıklama yazmak istiyorum ama yazacak bir şey bulamadım...
Gidiyorum buralardan-
Tamam tamam, (gözlerinden işeyen emoji) sustum.
Bölüm şarkısı; Jack Spencer & Mark Eliyahu-Bayati Shiraz
Keyiflice Okuyun!
9. BÖLÜM: "KEMAN"
Zincirlenmiş kelimeler, paslanmışlıklarını umursamadan daha çok eskidikçe birbirlerine bağlanıyor ve oradan ruhuna geçit yapıyordu. Kasvetin yoğun kokusu paslanmış kelimelere vazgeçiş gönderirken bir sis bu döngüyü baştan yaratıyordu. Zincir parçası nefretin kızgın ateşinde körüklenmiş, alev almıştı ama soğuk havanın buz esintisi o nefreti kaplamış ve yavaş yavaş nefreti kendine çekmişti.
Kemanın dokunası telleri, bir bütün oluşturmuş genç kızın kaşlarında birleşirken karşısında ki simanın bakışları yüzünden çatılmıştı.
"Bu da kim?" Burak'ın sinirlendiğini belirten sorusu, Alya'nın gerginliğini daha çok arttırdı ve Miraç'a baktı.
Temkinli ve tehlikeli yüzü, korkutan gözlerine ayrı bir hava katıyor ve bu olayın sonuçlarını doğuruyordu. Miraç'ın gerilen yüz hatları 'Birazdan yanıma gelmezsen, olacaklardan sorumlu değilim.' der gibi gerilmiş, gözlerinin yansımasını almıştı.
Burak'a baktı. Doğruca Miraç'a bakıyordu ve ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Meraklı bakışları bir Alya da bir de Miraç da geziniyordu. Miraç, siyah botlarını ezilmekte olan kara sert bir şekilde basarak genç kızın yanına gelmişti. Ellerini mantosunun cebine sokmuş ve iri kalıbıyla, Burak ve Alya'nın karşında duruyordu.
"Bu seni ilgilendirmez," Soğuk havanın direncini kıracak ses tonu, Alya'nın ürpermesini sağladı. Seni de ilgilendirmez, demek istedi ama başaramadı. Sadece öfkeye kucak açmış gözleriyle ona bakıyordu.
"Alya," Burak genç kıza baktı ve daha sonra bakışlarını Miraç'a çevirdi. Yüzünde ki huzursuz ifade genç adamı merakla süzerken, yine aynı merakla konuşmasını sürdürdü.
"Bu adamı tanıyor musun?" Alya, beklediği soruyla bir süre durdu. Hayır demesi mantık dışıydı. Eğer hayır derse, Miraç sinirlenir ve kesinlikle hoşuna gitmeyecek şeyler yapardı. Derin bir nefes aldı ve Burak'ı onayladı.
Burak, huzursuz bir ifadeyle Alya'ya baktı ve kafasını salladı. Kaşları çatılıp, Miraç'a bir bakış atmıştı ama o bakış oraya ulaşamadan tozla buz oldu.
"Hadi, Alya." Keskin kelimelerinden dışarıya çıkan nefesi soğuk havaya karışıp yok olsa da, soğuk hava yüzünden sıcak nefes kendini özgür bırakıyordu. Alya, Miraç'a baktı yüzündeki alaya bürünmüş ifadesini bir makas gibi kesmek istedi.
Miraç'ın yanına gitmeden önce Burak'a mahcup bir gülümseme atıp, el salladı. Daha sonradan bir özür vaad etmek istiyordu. Miraç'ın yanına giderken Burak'ın sesiyle duraksadı.
"İstersen seni yarın alırım."
"Gerek yok." Miraç sinirlenmeye başlıyordu. Alya'nın içini tedirginlik kapladı. Hayır anlamında başını sallayarak Miraç'ı onayladı.
Miraç'ın gözlerinde yanan kıvılcımı gördüğünden kolundan tuttu. Alya'nın kolunu tutmasıyla bakışlarını Burak'tan alarak ona baktı. Gözlerinde ki korkuyu görebiliyordu. Bu aptal kız, duygularını saklamakta pek gelişememişti. Miraç, ilk önce kolunda ki ele daha sonra Alya'ya baktı. Genç kız, elini çekmek istedi ama onu buradan götürmesi gerekiyordu. Kolunu biraz sıkıp, gitmek istediğini belirtti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHRAZ
Teen FictionBir hikaye var kulağımda çınlayan, ruhuma dolanan, benliğimi örümcek ağlarıyla kaplayan. Dudağımda bir mırıldanma, 'ben konuşabiliyor muyum?' kaşlarım çatık; etraf kış. Ellerimde kan, yüreğim de azap. Sonsuz süküt... ve bir cinayet. Kafadan tek kur...