Gitme...

7 0 0
                                    

Ali "mahallesinden çıkıp hızlı adımlar ile yürüyerek  çarşıya doğru ilerledi. Az bir mesafe yolu var iken büyük bir heyecan ve korku kaplamıştı içini".  Düşünmeye başladı.  Polisler nasıl bizim eve geldiler? Hemen kafayı toplamam, bu işten kendimi sıyıra bilmem  lazım?  Yoksa kendimi öldürürüm.  Daha iyi ceza evine giremem. Aileme nasıl izah ederim. Durumu. Nasıl diyebilirim. Ben iki insanı öldürdüm. Bırak bunları düşünme şimdi. Etrafa bakındığımda Class diye bir mağaza dışarıdan bakıldığında güzel görüntüsü ile beni kendine çekti. Hemen mağazaya doğru yürüyerek içine  girdim. "Merhaba kolay gelsin." zayıf, kısa boylu, siyah saçlı, güzel yüzlü bir kız ve çevre tarafındn beğenilcek bir kız karşımdaydı.

"Buyurun."  Hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim.

"Kıyafet alacağım." Ben bakar "herhangi bir şey olursa sizi çağırırım." Teşekkürler.

"Peki, efendim." Rica ederim. "Size isterseniz, yeni gelen modelleri gösterebilirim."

"Tamam." Olabilir.

Kız önümden ilerleyerek, arkasından etrafıma bakınarak, gözüme çarpan bir kıyafet var diyede bakınıyordum. "Kot pantolonların olduğu bölüme geçerek, üç, beş model pantolonu tezgahın üstüne koyarak, bunlar yeni gelen modellerimiz efendim." dedi.

"Hımmm ama bana levis serisinden koyu mavi veya normal mavi bir kot alabilir miyim."

"Peki, efendim." Bunlar levis serisinden bakabilirsiniz.

"Tamam." Çok sağ olun şunu bir deneyeyim. Bir de düz beyaz gömlek ve lacivert bir blazer ceket alabilir miyim.

"Tabi ki siz giyin." Bende istediklerinizi ayarlamaya gideyim.

"Teşekkürler."  Üstüme pantolonu giyip kabinden çıktığımda, kız söylediklerimi hazırlamış, "Buyurun efendim." Dedi.
"Eşyaları alıp üzerime giydiğim de gerçekten blazer ceket beyaz gömlek ve mavi kot pantolon görüntüsü on numara beş yıldızdı fakat bir tane ayakkabı lazımdı." Tekrar üstümü değiştirip, kasaya giderek eşyaların parasını ödeyerek, tekrar soyunma kabinine gidip üzerimde ki kirli kıyafetleri çıkarıp, poşete koydum.  Tam giderken  askıda duran siyah keten pantolon dikkati mi çekti. "Şu keten pantolonun'da bedenini verebilir misiniz."

"Tabi ki efendim." Başka bir isteğiniz var mı?

"Yok." Teşekkürler.

"Rica ederim." Efendim. İyi günler.

"Mağazadan çıktıktan sonra elimde poşetler ile bir tane tavuk dönerci  dükkanın'ın yolunu tutup hızlı adımlar ile yürüyerek, aç karnımın doymasını sağlamam gerekiyordu. Havanın pek fazla güzel olmaması, insanların kalabalığı, herkesin hep bir şeyler koşuşturmasını düşünerek dönerci dükkanına girdim." İçeri girdiğimde fazla kalabalık olmayan, ufak, duvarları camlarla kaplı, kasadan bakıldığında oturan herkesi görebilen iki katlı şirin bir dükkandı. Aşağıda dört tane masayı anca alabilen, normal büyüklükte  bir yer.

 "Merhaba ablacım yarım ekmek et döner, bir tane büyük ayran alayım." 

"Tabi efendim siz istediğiniz yere geçin." Ben siparişlerinizi hemen gönderiyorum. 

"Sağ olun." Deyip duvar dibinde bir masaya oturdum. Döneri beklerken hayatım eskisi gibi olmayacağı gibi ceza evine girme ihtimalini düşünmem, moralimi bozmuş ve bu da  yüzüme yansımıştı.

"Buyurun efendim." Siparişiniz.

"Teşekkür ederim." Sağ olun. Diyerek kendime geldim.

"Afiyet olsun. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖlmeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin