Canım arkadaşlarım Erva,Gönül,Emine Nur ve Aleyna öncelikle yazdığım kitaba fikir yardımında bulunduğunuz için size çok teşekkür ederim siz benim değerlilerimdensiniz ve özelsiniz.Sizleri seviyorum.....
Sevgili okuyucular dizimde hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.Kitabımı okumanız beni çok mutlu ediyor.Ayrıca sevgili okuyucular emeğe karşılık şu yıldığızca basarsanız ve yorumlarınızı benden esirgemezseniz yazarınızı çok Mutlu etmiş olacaksınız.(Multimedia Deniz'in fotoğrafı)Sınıfın kapısının önüne geldiğimde içimde hala bir korku dalgası vardı.Kapıyı açıp sınıfın içime girdim.Kimseyle göz teması kurmamaya çalışarak sırama oturduğumda herkes bana bakıyordu.Hemen telefonumun ön kamerasına bakıp yüzümde bir şey var mı diye baktım.Ah hayır!! Diye inledim resmen yüzüm kapkara olmuştu.Bunu kim yaptı diye düşünmeye başlarken iç sesim "Deniz" dedi.Ah tabii ya bana verdiği cezaya bakar mısınız??Yüzüm kapkara olmuştu.Şuan Deniz'i ellerimle boğmak istiyordum yüzümü bile temizlemeden bahçeye çıkıp Deniz'i aradım.Bankta oturuyordu.Beni görünce gülmeye başladı.Ona hızlı ve öfkeli adımlarımla yaklaşırken"Ahh esmer güzelimde gelmiş" dedi gülerek"Deniz rezil oldum ,senin yüzünden laboratuvarda deney yapmış ve karışımlarım patlamışta bende çılgın bir bilim adamına dönüşmüş gibi görünüyorum" Deniz bu söylediklerime bir kahkaha attı"Cezan buydu dersini aldın mı?Aslında pekte ceza gibi değil amaa..." "Ne ceza değil mi?Suratım kapkara oldu Deniz bunu yapmayı Nasıl başardın" "Meslek sırrı" deyip cebinden çıkardığı bir ıslak mendille yüzümü temizlemeye başladı.Dokunuşları öyle yavaş ve nazikti.Ona olan sinirimi tıpkı bir mıknatısların Çek'imi gibi çekip benden uzaklaştırmıştı "Ne oldu Deniz meleğinin bu halini beğenmedin mi yoksa?" Dedim ve yüzüne baktım "Ben seni her halinle severim sen benim herşeyimsin" deyip burnumu sıktı ve konuşmaya devam ederek "Şimdi benim tiripli kızım bana tirip atmayacak değil mi?ama Atsada ben onu dinlemeyip ona sarılacağım"dediğinde "Deniz" deyip ona sımsıkı sarıldım.Ve yanağına bir öpücük kondurdum."Bu kadar mı?" Deyince saf saf yüzüne baktım."Okuldayız" deyince yüzünü yüzüme yaklaştırdı "Eee ne olmuş okuldaysak" "Okuldaysak ne mi olur?İşte sana sıralı bir açıklama, ilk önce öğretmene yakalanırız sonra oradan doğru sayın okul müdürümüzü ziyarete giderek okuldan atılırız"burnunu burnuma doğru yaklaştırdığında nefesini yüzümde hissetmiştim"Sence bunu önemsiyor gibi görünüyor muyum?" Umursamazlığına hayran kalmıştım doğrusu "Ama ben umursuyor ve okuldan atılmak istemiyorum" deyip geri çekildim"Çıkışta öpücüğümü almadan gitmem" diye bağırdığında elini ağzımla kapatıyordum.Her seferinde beni utandırmak zorunda mıydı?Yanıma doğru baktığımda neden bağırdığını anlamıştım Caner,Caner'i görmüştü ve bu kız benim misalinden yapmıştı Ah Deniz! Ah!! "Deniz ders başlayacak şimdi geç kalmadan gitmeliyim" "Buğlem şimdi bu Caner denen herifle siz aynı sınıftaydınız değil mi?" Dediğinde bana güvenmiyor mu?Diye düşünürken istemsizce yüzümü astım.Deniz'de sanki içimi okumuşçasına "Buğlem'im sakın yanlış anlama sana karşı bir güven problemim yok ama ben Caner ile aynı sınıftasınız ya o itin seninle aynı sınıfta olmanıza sinir oluyorum" "Deniz, Caner bana bir şey yapamaz bundan emin olabilrsin" "Bir yapsında göreyim" deyip bir küfür homurdandı.Bende yanağına bir öpücük kondurdum.""iyi dersler aşkım" dedim ne aşkım mı demiştim ben? Deniz'de gülüp yanağımı sıktı."Okul çıkışı seninle bir yere gidelim ne dersin?" "Olur derim" birden üstümü incelemeye başladığında"Buğlem o tişört ne öyle?" Dedi.Tişörtüme baktığımda bence gayet çok şirin bir tişörttü göbeğimin üstünde Bebek mavisi bir rengi vardı çokta severek almıştım."Ne varmış tişörtümde?"dedim"Ne o öyle yarısını örmemişler mi o tişörtün?" "Hayır onun modeli öyle ama sen ve siz erkekler Moda'dan anlamadığınız için" "Moda'yı iyi bilmiyor olabilirim ama milletin yani erkeklerin senin beline öküz gibi bakacağını çok ve çok iyi biliyorum,Sen Nasıl benim kaslarımın hiçbir kızın görmesini istemiyorsan bende senin belini kimsenin görmesini istemiyorum.Şimdi derhal benim hırkamı giyiyor ve önünüde sonuna kadar kapatıyorsun" Öküz ya!! Aslında giymezdim ama hırkasını giyince kokusunu içime çekmiş olabilecektim.Böyle düşününcede "Tamam ama hırkayı sen giydir" "Neden senin elin yok mu?" Ahh biraz kibar olsa ne olur ki "Var ama ben senin ellerinle giydirilmeyi istiyorum" "Tamam ozaman bende giydiririm" deyip hırkasını yavaşça bedenimle buluşturdu."Hadi Buğlem artık sevgilinin yanından gitsen iyi olacak yoksa derslerin için iyi kelimesini yan yana getiremeyeceğim" "Görüşürüz" dedim ve tekrar sınıfa çıktım.Lütfen öğretmen biraz geç gelsin diye dua ederek sınıfın kapısını açtım.Ohh yehu!! Öğretmen daha gelmemişti.İçimde rahatlama duygusunun verdiği o tatlılıkla sırama oturdum,telefonumdan en sevdiğim müziği kulaklığım sayesinde coşa coşa dinledim.Ve Deniz'in hırkasını giydiğim aklıma gelince yüzümdeki aptal gülümsemeye engel olamadım.O erkeksi kokusunu içime çekerek öğretmeninde daha gelmemiş olmasını. rahatlığıyla başımı sıranın üstüne yan bir şekilde koyarak keyif yaptım.Ama ne yazık ki keyif saniyesi bu kadarmış"Beni dinlemek için 5 dakikanı ayırsaydın eğer şuan sevdiğin kişiyle olurdun YALNIZLIĞIN KRALİÇESi" deyince kafamı çevirir çevirmez Gözlerim Caner'in mavi gözleriyle bir temas oluşturdu."Ben şuan sevdiğim kişiyle birlikteyim daha doğrusu beni kandırmayan benim kalbimi parçalamayan biriyleyim" "Anlamıyorsun dinlemeden tavır koyuyorsun" derin bir iç çekip gerçekleri yüzüne vurmaya karar verdim."Caner,beni bir iddia için kullandığını biliyorum" dediğimde istemsizce yüzümden bir gözyaşı aktı.Neden aktığını anlamıyordum.Ben Deniz'i seviyordum.Ben ona aşıktım ama sanırım sinirden dolayı akan yaştı veya strestendi.Umarım öyleydi.Caner bunu söyleyince o yüzden akmıştı"Ben kendimde değildim.Çok içmiştim" dedi ve duraksadı."Ben seni seviyorum YALNIZLIĞIN KRALİÇESİ " kafam çok karışmıştı.Söylediklerimde sesinde samimiyet vardı sanki Konuşmaya devam ederek "O gün belki bunu mecburen yapmıştım iddia için ama..Ama seni tanıyınca çok masumdun,saf ve temizdin aşık oldum ben" "Caner ben ben bu konunun kapatılmasını istiyorum" "Sen Deniz'e aşık mısın?" Ne diyecektim şimdi Evet Deniz'i seviyordum bu kesin olarak doğruydu ama ama işte ÜFfff söylesem sanki çok zor bir durumda kalacakmışım dur hissetim.Sanki uzaydaki bir boşluğa düşecektim "e..evet" " Neden bu kadar düşündün peki" bu sorunun cevabını Nasıl verecektim ki lanet olsun!!!!!!!!!!!O sırada fizikçi geldi,.İlk defa fizikçinin geldiğine bu kadar seviniyordum.Öğretmen çok disiplinliydi.Çokta gıcık bir bayandır kendisi ıyyy " Çocuklar geç kaldığım için konumuza hemen geçiyoruz" öğretmen böyle deyince yüzümü buruşturdum.Caner tam arkamda oturuyordu belki sorduğu sorunun cevabını alamadığı için sıkılmıştı.Ama ben bile neden bu kadar düşündüğüm anlayamamıştım.Öğretmen bir şeyler anlatıp duruyordu.Hiçbir şey anlayamıyordum tabii çok ama çok çok sıkılmıştım.Saatime baktığımda 5 dakika vardı.Normalde belki 5 dakika kısa bir süre gibi gözükebilir.Ama fizik dersinde offfff.....Defterimi karalamaya başladığımda Arkadan birisi beni dürtüklüyordu.Baktığımda Caner idi "Caner dersteyiz konsantrasyonumu bozmanı istemiyorum" diye mırıldandıktan sonra 20 saniye kadar sonra teneffüs zili çaldı.Yaşasın!! diye bağırmak istiyordum.Karnım acıkmıştı.Sanırım sıkılmaktan gelen bir acıkmaydı,Kantine gitmek için sınıftan ayrılıyordumki Caner diye düşünerek arkamı döndüğümde yanılmadığımı da görmüş oldum."Soruma cevap vermedin" deyince beni rahat bırakmayacağını anlamıştım.Bir sorunun cevabını almaktan bile asla vazgeçmiyordu.Eğer birisi bana Caner Hakkı'nda birşeyler söyle deseler ilk önce;Mal piç sonrada vazgeçmeyen derim."Caner kafam karışıktı.Eğer tekrar soruyorsan evet Deniz'i seviyorum" diye bağırdım.Caner sinirlenmiş gözüküyordu.İki koluyla birden kolunu tutup beni sarsıyordu"Hayır sevmiyorsun hayır sevmiyorsun" diyordu "Bırak beni seni sevmiyorum,Uğraşma benimle git buradan" dedim.Ama Caner hala konuşuyordu."İlk randevun benimleydi ilk önce beni tanıdın sen,bana aşıksın işte kabuk et"deyip duruyordu.Kalın bir erkek sesi kükreyince irkildim.Caner'de durdu.Bu ses ise Deniz'e aitti."Bırak lan meleğimi Buğlem'imi." Dedi ve Caner'e çok sert bir yumruk attı ki Caner az daha yere düşüyordu.Deniz Caner'e tekme atıp tekrar saçından tutup kaldırdı.Caner'in yüzü kan içindeydi.Ben olayı şaşkınlıkla izlerken "Yeter!!" Diye bağırdım.Deniz yanıma gelip "Bu it sana bir şey yaptı mı?" Dedi bağırarak sinirden sanki gözü hiçbirşeyi görmüyordu.Resmen gözümden Ateş çıkıyordu.Çok korkuyordum "De..Deniz beni korkutuyorsun" dedim ağlamaklı bir sesle "Soruma cevap ver!!" Diye bağırınca "Hayır Deniz bana birşey yapmadı" dedim.Deniz Caner'e bir yumruk daha attıktan sonra saçını tutup duvara yapıştırdı "Eğer bu kızın yanına 5 metreden fazla yakınlaşırsan seni öldürürüm"diyerek sertçe bıraktı.Caner senedledi.Ve burnundan ve ağzından gelen kanları silmeye çalıştı.Ben ise olduğum yerde duruyordum.Sadece bir heykel misali dikiliyordum.Söyleyecek ne söz bir harf dahi demiyordum.Deniz çok acımasızdı.Belkide Belkide onu ilk gördüğümde de birisini silahla vurmuştu.Ama bir açıklamada yapmıştı ve bana ondan korkmaması gerektiğini söylemişti.Evinde de adamlar vardı.Bütün bu belirtiler kafamda dolanırken aklıma gelen bunları söyleyebilecek bir şey vardı Deniz acımasız bir mafya olabilir miydi?Yoksa bu sadece benim uydurduğum bir şey miydi? Deniz yanıma yaklaştığında geri geri gitmeye başladım.Ve sırtımı duvara çarptığımda geri gitmeye son verdim.Bana yakınlaşınca "Benden korkuyorumsun yoksa?" Deyip yanağımı okşadı "Benden korkmanı istemiyorum Buğlem beni hep sevdiğini söylemeni istiyorum.Bana hep değer vermeni" dediğinde susuyordum.Boğazım düğümlenmişti yutkundum."Bir şey söylemeyecek misin?" "Deniz sen mafya mısın?" Diye sordum.Sormamıştım ağzımdan kaçmıştı şu tutamadığım ağzımdan kendime lanetler okurken Deniz'in yüzünü inceledim.Sanki...sanki gerçeğin acısı yüzüne vurmuş derler ya işte öyle bir görünümü vardı."Buğlem lütfen korkma benden benim seninde bana ihtiyacın olduğu gibi sana ihtiyacım var.Bu yüzden beni terk etme lütfen..."dedi.Sesi yalvarır gibi çıkıyordu.Daha demin mafya olduğunu inkar etmemişti.O bir mafyaydı acımasız bir mafya bana aşık olan bir mafya bir mafya içimden geçirdiğim tek şey buydu.Ona destek olmalıydım Belkide onu hep sevmeliydim.Ya da gitmelimiydim? Hayır gitmek istemiyordum.Kalmak istiyordum.Onun aşkıyla kalmak sevgisiyle huzuruyla kalmak sarılmalıydım.Onu her haliyle kabul etmek istemiyordum.Deniz başını benden usulca çevirdi.Yürümeye başladığında "Deniz sen mafyada olsan ben sana aşığım seni seviyorum.Benden uzaklaşmanı istemiyorum.Kendimizde senden uzaklaştırmak istemiyorum." Deyip sarıldım yanağını öptüm o da beni belimden sıkıca tutmuştu o da sarılıp saçımı kokluyordu."Buğlem sana teşekkür ederim" "Şapşallık etme bay şapşal ben beni sevdiğin için teşekkür ederim" "Buğlem seni korkutmamalıydım ben çok üzgünüm" "Boşver bunları sen sadece beni sevdiğini söyle yeter" kulağıma"seni seviyorum" diye mırıldanırken yanağıma hafif öpücükler konduruyordu."Deniz okuldayız sınıfa gitmeliyim" dediğim Zaman istemeyerekte olsa beni bıraktı.Bende sınıfa gidip 5 ders sonra nereye gideceğimizi merak etmeye başlarken bir yandan da öğretmenin söylediklerini zorla not alıyordum.Sonunda son derse girmiştik.Sonunda!!! Dersimiz edebiyat idi.Zorda olsa zil çaldı.Hemen Telefonumla Deniz'i aradım.Belki 15. Aramamdaydım sınıfta sadece ben vardım.Bir el gözlerimi kapatmıştı.İçimi hemen korku dalgaları sararken tepinmeye başladım.Beni tutan el pes etmişti ki elini gözümden çekti.Arkamı döndüğümde Deniz vardı."Deniz ödümü kopardın" "Çok korkaksın" "Bir el gözümü kapatırsa tabii ki de korkak olurum" diyerek kendimi savundum "Tamam Buğlem tamam hadi tut elimide bir an önce gidelim" hemen elini tuttum.Sınıftan çıkıp okul bahçesine geldiğimizde havanın soğuk olduğunu fark ettim.Deniz iyi ki de bana hırkasını vermişti.Hem onun kokusunu içime çekmiştim hemde üşümemiştim.Dışarıda Deniz'in arabasını görünce Deniz ile birlikte arabaya doğru yürüdük.Kendi tarafımdaki kapıya uzanıp açtım.Deniz'den ne bekletebilirdim ki kapımı açmasını filan mı?? Ahh hadi ama Deniz ile arabada hiç konuşmadık.Arabadan açtığı müziği dinleyip ayrı dünyalara uçmuştuk sanki araba durunca hemen etrafıma baktım.Sanırım bir orman yolunda durmuştuk ama neden ki?? "Deniz niçin buraya geldik?" "Sabırsız olma" dedi ve kendi kapısını açıp arabadan indi.O inince bende indim.Elimi tutup "Bak sana ne göstereceğim?" Deyip çalılıkların olduğu yere geldik bizim burada ne işimiz vardı?Hala ve hala anlamamıştım.Çalılıkları geriye itince karşıma eşsiz.bir manzara çıktı vay Canına doğa harikasıydı sanki yemyeşil çimenler ,binbir çeşit yeşilin hakimiyet olduğu ağaçlar,mavi renk işte budun diyen derenin maviliği,Ve kuşların cıvıldadığı ağacın sarkan dalları.......Hayretle etrafımı incelerken "Nasıl Buğlem?" " Burası harika Deniz" beni kendine doğru çevirip gözlerimin içine baktı.Bakışı çok güzeldi öyle ki sonsuza kadar bakabilirim ona"hiçbir şey senden güzel değil benim meleğim, Buğlem'im" deyip yanağımı tutup dudaklarımızı birbirine birleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlığın Kraliçesi
Novela JuvenilOrtada gelgitli bir aşk yaşanıyorsa Belkide o gelgitleri oluşturan Okyanus bendim.Tek sevdiğim şey yalnızlıkken onu aşka çevirende bendim.Peki bu AŞK dedikleri şeye ne demeli Belkide onu oluşturan sadece ben değilim.Aşklarıma,hiç bitmeyen düşünceler...