Tirip ve Ceza

56 7 2
                                    

Güneş ışınlarının yüzüme vurmasıyla 1 saat önceden uyandım bugün,içimde aşık olmanın verdiği bir mutluluk huzur her neyse o tarif edemediğim duyguyu yaşıyordum.Erken kalktığımdan alarmı kapattım ve hemen telefonumdan Deniz'e bir mesaj attım.

Gönderilen Deniz:Günaydın ☺️ Acaba ne yazacak? Diye beklerken telefonu mesaj sesi
Gönderen Deniz: Şimdi işim var sonra
Öküz yaa bu kadar da olmaz.Bütün keyfimi kaçırmıştı.Pislik!! Ama benim pisliğim insan bence bir mesajla bu kadar üzülmemeli diyen iç sesime kulak vermeye çalışarak hemen gardolabımdan kıyafet seçmeye başladım.Bebek mavisi göbeğimin üstünde olan tişörtümle yine aynı tonlarda olan pantolonumu giyip hafif makyaj yaptım.Evet kafaya takmak yoktu.Hıhh şöförüm olan Hakan abi dışarıda beni bekliyordu.Kapımı açıp şöför koltuğuna oturunca kafamı cama yaslayıp kulaklığımı da kulağıma takıp marron 5'ın "One more nıght" şarkısını dinlemeye başladığımda telefonum şarkıyı çalmıyordu.Telefon müziğiyle Deniz bey arıyordu.Ahh beyefendi sonunda işini bitirebilmiş diye içimden geçirdim.
"Nasılsın Meleğim"
"Deniz işini bölmeyeyim istersen hani 1 kelimelik mesajıma bile cevap veremediğin şu işin" deyip tirip atma sanatını başladım
"Buğlem hiçbir iş senin kadar değerli olamaz abartma istersen" dediğinde sesi samimiydi.Ama ben yine tiribimi atmaya devam ederek
"Belli belli " dedim
"Sen bana tirip mi atıyorsun?"dediğinde kahkaha attığını duydum.Beni baştan çıkaran o kahkaha
"İşine Nasıl gelirse Deniz beyefendi"
"Buğlem"
"Ne?"
"Çok konuşuyorsun bende çok konuşan kızları sevmem"
"O Zaman beni sevmezsin" diye bağırıp telefonu sinirle yüzüne kapattığımda çok sinirliydim .Çok konuşan kızları sevmezmiş miş miş miste Muş Muş çokta bir tarafımdı.Hakan abi beni okula bıraktığında dersin Başlamasına 20 dakika vardı.Erkenden kalktığım için Okulada erken gelmiştim.En azından yatakta biraz daha şekerleme yapabilirdim.Oysaki ilk kalktığımda ne kadarda mutluydum.Bahçedeki banklardan birine oturup çantamdan psikopat 2 kitabını okumaya başladım.Ve bir ses
"Tiripçi kızıma da bak sen"
"Ben senin kızın değilim "
"Evet sen bana aitsin bunu sana söylediğimi anımsıyorum"
"Ah ne tesadüf bende umursamıyorum" deyip kafamı tekrar kitabıma döndürdüğümde yanıma oturup
"Beni umursamayan birine göre çok kıskançsın havaalanında kaslarımı hiçbir kıza göstermemeye çalışan birine göre" deyip dudağını ukala bir şekilde kıvırdı.Haklıydı şimdi kendimi Nasıl savunacaktım.Ayağa kalkıp
"Ben sınıfa çıkıyorum" dediğimde
"Bekle" dedi düz bir sesle ama ben dinlemeyip sınıfa doğru ilerlemeye başlayınca sıkıca kolumdan tuttu.Canım acıyordu."Deniz bırak kolumu"
"1 önce şunu bil,benim sözümü dinleyeceksin" konuşmaya devam edecekken onu susturup
"Asıl sen şunu bil Deniz senin benim kalbimi kırmaya hakkın yok veya senin sözünü zorla dinletmeye" bunu dedikten sonra Deniz kolumu daha da sıktı."Sen bana aitsin ve sözümü dinleyeceksin zorla veya güzellikle kalp kırma konusuna gelincede her şeye üzülmene gerek yok bu kadar romantik olmayıda bırak artık" Kaba şey ona ait olduğumuzda nereden çıkarttı.ki kolumu bıraktığında ovalamaya başladım.O ise duygusuz bir biçimde bana bakıyordu amaçsız!!! "ne bakıyorsun?" Dedim "İstediğim kişiye bakarım" "Onu anladık" dediğimde kibirli bir şekilde güldü"Bir şeyler öğrenmen ne kadar da güzel" dediğinde gözlerimi devirdim.Ve sınıfa çıkmaya başladım "Öpücük vermeyecek misin?" Dedi bende orta parmağımı ona gösterdim.Ve vereceği tepkiden korkarak hemen merdivenlere çıkmaya başladım arkamdan bağırıyordu"Ceza alacaksın Buğlem hemde benden" dediğinde içimi hafif bir ürperti kapladı.En fazla ne yapabilirdi ki ayrıca insan sevdiğine en fazla ne yapabilirdi? Offf ama ya ama o bunu hak etmişti değil mi?

Bu bölümü kısa yazdığım için beni bağışlayın sevgili okuyucular en kısa Zamanda daha uzun yazarak kendimi size affettirmiş olacağımm..

Yalnızlığın KraliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin