Chanyeol alarmın çalmasıyla daldığı kabustan uyandı.İçinden alarma teşekkür edip,Baekhyun'u ziyaret etmeye hazırlanmak için banyoya yöneldi.
Tembelce uyuşmuş vücudunu ve uzun ağır bacaklarını banyoya sürüklerken seslice küfür etti.Sanki birisi üzerinden buldozerle geçmiş gibi,bok gibi hissediyordu.
Dişlerini fırçalayıp,soğuk bir duş aldıktan sonra ne giyeceğine karar vermek için 10 dakika harcadı.Daha önce ne giymek istediğine karar veremediği hiç olmamıştı,ama bugün başı savaş alanı gibiydi.
Rahatla,düşündü,farkedeceği falan yok nasıl olsa
Chanyeol 15 dakikadan sonra sonunda giyinebilmişti.Saçlarını tarayıp kolonya sürdükten sonra Baekhyun'u ziyaret etmek için hazırdı.
Ayrılmadan önce Kyungsoo'ya bir mesaj gönderdi.
To:Kyungsoo,
Hey!Sadece dün için teşekkür etmek istedim!Yorucuydu ama eğlendim!
Chanyeol gitarını omzuna asıp dışarı çıktı ve kapıyı kilitledi.Bir çiçek dükkanına girip Baekhyun için sevdiği kırmızı güllerden bir buket yaptırdı.
Hastaneye giderken her zamanki kahve dükkanına uğradı.
''Her zamankinden,lütfen.'' cüzdanını para bulmak için karıştırırken söyledi.
''Aslında,iki tane olsun.Acı,gerçekten çok acı.'' Chanyeol söyleyip eliyle parayı itti.
''Siz iyi misiniz,efendim?''
''Hayır,ama umarım yakında olurum.Sadece gerginim,o kadar.'' Chanyeol cevapladı.
Kasadaki çocuk kafa sallayıp kahveleri yapmaya gitti.
Chanyeol kahveleri aldıktan sonra yoluna devam etti.Hastaneye ulaştığında avuç içleri terlemişti.
Bu aptalca!Üzerinde neden bu kadar çok durdum!?
Baekhyun'un odasına ulaştığında bir çok insanın ona bakıyor olduğunu gördü.
Onları görmezden gel.Görmezden gel ve yürümeye devam et.
Eeh,kalp krizi geçirseler bile,hastanedeyiz. Chanyeol gülüp kendi kendine düşündü.
Baekhyun'un odasına girip gitarını yatağın sonuna yerleştirdi.
''Hey,Baekkie!Günaydın!'' Chanyeol neşeli bir şekilde selamladı ama gerginliği sesinden atmada pek başarılı değildi.
Günaydın,Chanyeol.
Baekhyun mutlu hissetmiyordu.Dün tüm gün yalnız kaldıktan sonra-bir neden bile belirtilmeden- hiçte-mutlu değildi.
Chanyeol elindeki çiçek buketini Baekhyun'un yatağının yanındaki küçük masaya koydu.''Senin için küçük bir şey aldım.Peki,küçük sayılmaz mağazada bulabildiğim en büyük kırmızı gül buketini aldım!''
Hmph,bundan daha çok uğraşman gerek.
Chanyeol,Baekhyun'un düşündüklerinden bi haber olduğundan dolayı Baekhyun'un yanına oturup konuşmaya başladı.Konuştu konuştu ve konuştu.Baekhyun sinir olmuştu,devin sesini görmezden gelip karanlıkla kavgasını sürdürmeye devam etmeye uğraştı.
Yaklaşık yarım saat hiç durmadan konuştuktan sonra Chanyeol sonunda çenesini kapatıp Baekhyun'a baktı.Baekhyun da havaya asılan kalın sessizliği hissedebiliyordu.
Chanyeol sandalyesinden kalkarken insanın sinirlerine dokunan bir ses çıktı,banyoya yürüdü.
Beni yine yalnız bırak,neden bırakmıyorsun?!Bu durumda uyanırsam ilk senin yüzünü görmek yerine doktorun yüzünü göreceğim!VE BELKİ DE ONA AŞIK OLURUM! Baekhyun çığlık atmak istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Will Follow You Into The Dark
FanfictionByun Baekhyun ölüydü.Öldüğü günü net bir şekilde hatırlıyordu;kollar onu korumak için etrafına sarılmıştı,ama çok geçti.Metalin bedenine çarptığında çıkardığı sesi,çatırdayan kemiklerin sesini,asfalta dağılan vücudun sesini..hepsini hatırlıyordu. Öl...