Sultan Ahmet Kösem Sultan'ın gebe olduğu haberini almış ve sürgün kararından vazgeçmiştir. Zaten biricik aşkına inanmadığı için suçlu hissediyordu kendini.Bu da olanlar için mazeret olmuştu.
Sultan Ahmet huzuruna Kösem Sultan ' ı ister.
Kösem Sultan : Buyrun hünkarım beni emretmişsiniz.
Sultan Ahmet : O nasıl söz gönlümün sultanı sana hiç emir verir miyim ben?
Kösem Sultan : Evet eskiden olsa böyle bir şey demezdiniz lakin bana bir kere daha inanmadınız.Aşkımız sizin yüzünüzden bir kere daha sınandı lakin bu sefer bu imtihanı geçemedi.
Sultan Ahmet : Bak Kösem beni kendi yerine koy birazda. Sen bir hükümdar olsan ne kadar çok seversen sev sevdiğini kayırabilir misin? Bir hükümdarın adaletine bu yakışır mı Kösem sen söyle?
Kösem Sultan : Haklısınız hünkarım ben böyle düşünmedim size biraz fazla yüklendim malum gebeliyin verdiği hassasiyet her halde.Bağışlayın beni.
Sultan Ahmet :Öyle şey olur mu gönlümün sultanı.Sen bunları kafana takıp üzülme zira gebesin evladımızda senden etkileniyor git dairene istirahat et.
Kösem Sultan peki der ve eğilip dairesine doğru yola koyulur.
3 ay sonra
Geçen süre içinde Kösem ve Ahmet eskisi gibi hep birliktelerdi. Ahmet Kösem ve evlatlarına ayrı bir önem veriyordu.Kösem sultanının gebeliği hayli ilerlemişti.Ondan mutlusu yoktu.Nede olsa bu sarayda hünkara en çok evlat veren Sultan oydu.6.evladını kucağına alacağı günü iple çekiyordu. Mahfiruz Sultan ise en son halvete gittiği günden beri hünkarın yanına gitmemişti. Sultan Ahmet arada evlatlarını görmek için onları yanına çağırıyor onunda halini hatrını sorup geri yolluyordu.
Mahfiruz Sultan'ın dairesi
Mahfiruz Sultan : Ben Ahmet'e ne yaptım Esma ne beni ne evlatlarımızı görmüyor. Tek dayanağım evlatları Allah muhafaza Kösem cadısı onlara el uzatırsa ben ne yaparım.
Esma Hatun : Sultanım böyle düşünmeyin elbet kötü günler bitecek. Sizin şehzadelerinizden biri tahta geçince Valide Sultan olunca o zaman Kösem Sultan ve evlatlarının sonu gelecek ve sefalet içinde ölecekler.
Mahfiruz Sultan ve Esma konuşurken Mahfiruz Sultan suyunu almak için ayağa kalktı ve olduğu yere düştü. Esma Hatun hemen hekim kadını çağırır ve hünkara haber verir.
Sultan Ahmet : Nesi var Hasekimin ebe kadın?
Ebe kadın :Hünkarım telaş edecek bir durum yok aksine güzel bir şey .Müjdeler olsun Hünkarım Mahfiruz Sultan gebe.
Sultan Ahmet : Tez lokmalar dökülsün şerbetler hazırlansın Hanedan-ı Ali Osman ' a yeni bir şehzade geliyor.
Bu sırada Mahfiruz Sultan da kendine gelir ve karşısında hünkarı görünce şaşırır.
Mahfiruz Sultan : Bana ne oldu hünkarım neden bayıldım?
Sultan Ahmet: Pek iyisin Hasekim.Sadece yükün ağır gelmiş.
Mahfiruz Sultan : Af buyurun hünkarım neyi kastetmek istediğinizi anlayamadım.
Sultan Ahmet : Gebesin Mahfiruz .Karnında bizim evladımızı taşıyorsun.
İnşallah hanedanımıza yeni bir şehzade daha gelecek.
Mahfiruz Sultan çok şaşkındı ve sadece inşallah diyebildi.
Kösem Sultan Mahfiruz Sultan'ın gebe olduğu haberini işitmiş ve dairesinde dört dönüyordu.
Kösem Sultan'ın dairesi
Kösem Sultan : Nasıl olur bu Gülbahar? Bu kadın nasıl gebe kalır.
Gülbahar Hatun : Sultanım ebe kadının dediğine göre en az iki buçuk üç aylıkmış. Demek ki son halvete gittiğinde olmuş.
Kösem Sultan : Bu son Gülbahar yemin ederim ki bu benim son zaafımdı.Bundan sonra ne Mahfiruz Sultan ne bir başkası bırak gebe kalmayı halvete bile gidemeyecek.4 ay sonra
Aradan tam 4 ay geçmiş ve tüm saray halkı sabah ezanı okunmadan kalkmıştı. Zira Kösem Sultan'ın doğum sancıları tutmuş ve doğum başlamıştır Mahfiruz Sultan da harem yöneticisi olduğundan hem de Kösem Sultan'ın ne doğuracağı merakından dairenin önünde beklemeye başladı.
Kösem Sultan'ın dairesi
Ebe kadın:Sultanım aslan parçası gibi bir şehzadeniz oldu.Allah analı babalı büyütsün.
Kösem Sultan : Amin .
Kösem Sultan bir şehzadesinin daha olmasının verdiği gururla minik şehzadesini kucağına aldı.
Bu sırada daireye Sultan Ahmet ve karnı iyice şişmiş yaklaşık 7 aylık gebe olan Mahfiruz Sultan gelir.
Sultan Ahmet : Kösem beni çok mesut ettin dile benden ne dilersen.
Kösem Sultan : Sizin sıhatiniz ve varlığınızdan gayrı bir şey dikemem.
Bu sırada kıskançlık krizi geçiren Mahfiruz Sultan söze atılır.
Mahfiruz Sultan : Hünkarım şehzademiz küçük olmasına karşı pek sevimli.İnşallah bizim şehzademiz de abisi gibi olur.
Herkes amin der ve küçük şehzadenin isim törenine geçilir.
Sultan Ahmet : Senin adın İbrahim senin adın İbrahim senin adın İbrahim.
Şehzade İbrahim'in ad koyma töreninden sonra herkes dairesine dağılmıştı.
2 ay geçmiş ve şehzade İbrahim gittikçe büyümeye devam ediyordu. Kösem Sultan ve evlatları küçük şehzadeyle alakadar olurken Gülbahar telaşlı bir şekilde yanlarına gelir.
Gülbahar Hatun : Sultanım Mahfiruz Sultan doğum yapıyor onu haber etmek için geldim.
Kösem Sultan : İnşşallah o doğum yatağından sağ çıkamaz ya da kız doğurur.
Gülbahar Hatun : İnşallah sultanım lakin kaideler gereği yanında olmanız gerek.
Kösem Sultan : Tamam hemen gideceğim sen evlatlarıma göz kulak ol.
Gülbahar Hatun : Gözünüz arkada kalmasın sultanım.
Kösem Sultan : Alá
Kösem Sultan Mahfiruz Sultan'ın dairesine doğru yola koyulur.
Kösem Sultan : Ne oldu Cennet daha doğuramamış mı bu yılan?
Cennet kalfa : Hayır sultanım daha değil.Epey zorlu bir doğum olacak.
Kösem Sultan : Beter olsun.
Kösem ve Cennet aralarında konuşurken Esma Hatun müjdeleyi vermek için dairenin kapısını açar.
Esma Hatun : Müjdeler olsun Mahfiruz Haseki Sultanımız bir şehzade daha doğurdu.
Kösem Sultan bunu duyunca yıkılır lakin yapacak başka çaresi yoktur.
Tam bu sırada Sultan Ahmet gelir ve kimsenin suratına bakmadan Mahfiruz Sultan'ın dairesine girer.
Mahfiruz Sultan'ın dairesi
Sultan Ahmet küçük şehzadeyi kucağına alıp kokusunu içine çeker.
Sultan Ahmet : Beni çok mesut ettin Mahfiruz dile benden ne dilersen.
Mahfiruz Sultan : Sizin yanınızda evlatlarımız la huzurlu bir ömür geçirmelten gayrı dileyim yoktur hünkarım. .
Bu sırada Kösem Sultan da gelir ve küçük şehzadeye altın takar.
Sultan Ahmet bu şehzadesinin adını Hüseyin koyar.
Gün geçtikçe iktidar ortakları artıyor ve kanlı taht kavgaları başlıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/62343079-288-k357877.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OSMANLININ MUHTEŞEM SULTANI:KÖSEM
Historical FictionBen Anastasia yani Nasya yâ da Mahpeyker . Aslında bunların hiçbiri.Ben Kösem.İlk getirildiğimde cehennem olarak gördüğüm bu Osmanlı'yı kendi Cennetime dönüştürdüm.Evlatlarım için hep yaşadım. Aşkım için mücadele ettim.Ve bu zorlu yolculuğu gücüme g...