Herkese sevgiler ve kocaman öpücükler ❤
***
Kara Şövalye, Kralın sert ve tavizsiz tavrını görünce tek kelime etmeyerek saraydan çıkmış. Kral, Şövalyenin arkasından üzgün bir şekilde baktıktan sonra Maskeli Cadıya haber verilmesini istemiş.
Maskeli Cadı da yine karanlık ormanda yaşayan, yüzünü kimsenin görmediği, sürekli kırmızı bir pelerin giyen bir cadıymış. Kara Şövalye ormanın kuzey ucunda yaşarken, Maskeli Cadı güney ucunda yaşarmış. İki eski düşman birbirlerini hiçbir zaman görmezlermiş. Hatta eski zamanları hatırlayan yaşlılar, Lavinia öldüğü günden bu yana Kara Şövalye ve Maskeli Cadının bir daha asla bir araya gelmediğini anlatırlarmış.
Bazı insanlar cadının çok çirkin olduğu için maske taktığına inanırken, bazıları aslında cadının insan olmadığı için maske taktığını düşünürmüş. Maske sayesinde bir insan gibi göründüğüne kanaat getirirlermiş. Maske konusunda farklı olan düşünceler, tek konuda hemfikirmiş. Maskeli Cadı, kesinlikle ülkedeki en güçlü cadıymış.
***
Türkoğlu kardeşler ailelerinin şehir dışındaki müstakil evlerinin bahçesinde, rahat koltuklarda oturmuş biralarını yudumluyorlardı. Haftada bir gün mutlaka tüm aile yemek yerlerdi ve bu yemeklerden birisini kaçırmak demek, babalarının bir sene boyunca onlara azap çektirmesi demek olduğundan, katılım konusuna fazlasıyla hassasiyet gösterdiklerini söylemek yanlış olmazdı. Sonuç olarak Kaya'nın başına açtıkları göz önüne alınırsa babalarının bela açmak konusunda ne kadar yaratıcı olduğu ortadaydı. Yine de yemekleri kaçırmamalarının tek sebebi babalarından korkmaları değildi. Hepsi aileye çok düşkünlerdi ve her ne kadar sürekli didişiyor gibi görünseler de birbirlerine çok bağlılardı.
"Şirkette işler nasıl gidiyor, Kaya?" Yekta'nın sorusu üzerine elindeki biradan bir yudum alan Kaya kendini rahatlamaya zorladı.
"Mükemmel!" Sesindeki ironi kardeşlerinin kahkahalara boğulmasına neden oldu.
"Bize neden Merve'den nefret ettiğini anlatmamaya kararlı mısın?" Bu kez konuşan Duman'dı. Kaya ona sert bir bakış atıp başını olumsuz anlamda salladı.
"Merve'yi gördünüz. Sizce ondan nefret etmek için özel bir sebebe ihtiyacım var mı?"
"Kesinlikle var!" Kaya, Eren'in ateşli savunması üzerine yerden aldığı boş bir bira şişesini kardeşine fırlattı. Neyse ki Eren fazlasıyla idmanlı bir maraton sporcusu gibi çevik bir hareketle şişeden kurtulmayı başardı.
"Ben Merve'yi çok sevdim. Çok kafa dengi, naif bir kız. Ayrıca daha önce de dediğim gibi kesinlikle çok sevimli." Kaya birkaç saat önce poposuna yediği şaplağı düşününce sırıttı. Ardından kızın ona sıraladığı küfürler aklına gelince sırıtışı genişledi. Evet, Merve iş dünyasında çok nazik ve usturupluydu ama kızın vahşi bir tarafı da vardı.
"O kadar da hanımefendi değil." Neşeli sesini duyan kardeşleri ona imalı imalı bakmaya başladılar.
"Sen bir şeyler mi karıştırıyorsun?" Yekta onu şüpheyle süzerken Kaya abisinin koyu renk saçlarına bakıp kaşlarını çattı. Aklına Merve'nin sarışın sevmediğiyle alakalı yorumu gelmişti. Lanet olsun ki kardeşleri arasındaki tek sarışın oydu. Sırf bu yüzden sabahtan beri genlerin ne kadar işe yaramaz ve baş belası olduklarını düşünüyordu. Ellerini sıkıntılı bir şekilde saçlarının arasından geçirerek bir tutamı alıp gözünün önüne düşürdü. Sarı saçları güneş ışığıyla parlayınca kaşlarını iyice çattı. Aslında çok da sarı değildi. Yani sapsarı değildi. Azıcık ucundan sarıydı işte!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehir Zemberek
DragosteSırlar... Maskeler... Ve bir masal... Merve Öztekin, son moda şık takım elbisesi, yıkılmaz görüntüsü ve taviz vermez tavırlarıyla iş dünyasının dişi afeti. Kaya Türkoğlu, Merve'den ölümüne nefret eden, Türkoğlu Holding'in parlak veliahtlarından biri...