Herkese sevgiler ve kocaman öpücükler ❤
***
Otuz altı saat önce
Eren kapıyı kırarcasına açtığında Kaya da elindeki kalemi kırmak üzereydi.
"Kaya!" Soluk soluğa konuşan Eren nefesini düzenlemek için duraksadı. Göğsü inip kalkarken öne eğilerek ellerini dizlerine koydu. Kaya kardeşinin yanına gittiğinde Eren daha yeni yeni kendine gelebilmişti. Elindeki kâğıtları sallayarak Kaya'nın konuşmasına fırsat vermeden devam etti.
"Buldum! John'un analiz ettirdiği, araştırdığı her şeyin üzerinden geçiyordum." Heyecanla konuşan Eren elinde Kaya'ya gönderilen tehdit mektuplarından birisini sallıyordu. Kaya tekrardan konuşmak için ağzını açtı ama Eren yine ona fırsat vermeden devam etti.
"John haklıydı. Kâğıdın üzerinde hiçbir ipucu yoktu ama kâğıdın kendisi bir ipucuydu!" Kaya artık söze girme sevdasından vazgeçerek kardeşini pür dikkat dinlemeye koyuldu. Eren abisine sırıtarak bakarken, Kaya halen onun devam etmesini bekliyordu. Ama Eren etmedi. Bunun yerine kaşlarını çattı ve kollarını göğsünde birleştirdi.
"Eee, kalanını merak etmiyor musun," diye soran Eren somurtuyordu. Kaya, derin bir nefes alarak karşılık vermeye hazırlandı. Yine Eren tarafından fırsat verilmediğinde aklına, kırması kalemden ve kapıdan daha zevkli olan bir şey geldi. Eren'in kafası!
"Ne kadar ilgisizsin!" Kaya kendine sabırlı olmasını telkin ederek kafasını iki yana salladı ve "Boş boş konuşma da sadede gel Eren," diye bağırdı. Eren kınayan bakışlarını bir süre abisinin yüzüne diktikten sonra kederli bir iç çekip devam etti.
"John kâğıdın kendisini inceletmemişti. Yalnızca üstünü analiz ettirmişti. Ben kâğıdı da incelettim. Normalde üretilen kâğıtların bir standardı vardır. Ağırlığı, kalınlığı, içindeki selüloz miktarı... Ama bu kâğıt farklıydı. İçinde farklı bir madde kullanılmıştı ve kâğıdın üzerinde herhangi bir iz bırakılmamasını sağlıyordu. Böyle bir kâğıdı kimin kullanabileceğini araştırdığımda bil bakalım hangi sonuca ulaştım?" Kaya kaşlarını kaldırarak kafasını sallayınca Eren heyecanla devam etti.
"Hükümet! Amerikan hükümeti!" Kaya kardeşini yanlış anladığını düşünerek kaşlarını çattı ve aklındaki soruları sormak istedi. İstemekle kalmasaydı her şey çok daha güzel olabilirdi ama Eren yine onun sözünü kestiğinde kravatını sinirle çekiştirdi.
"Neden FBI denetimindeki adamların bu kadar kolayca öldürüldüğünü, John'un tüm araştırmalarına karşın hiçbir şey bulamadığını şimdi anlıyor musun?" Kaya dayanamayarak küfredince, Eren "Kesinlikle katılıyorum," diyerek abisini destekledi.
"Hükümet neden bu işe bulaşsın ki?"
"Tabi ki soğuk savaş abi!" Kaya'nın kafası karışmıştı.
"O savaş 90'ların başında sona ermedi mi?" Eren gözleri parlayarak abisine baktı ve heyecanla devam etti. Yeni ve önemli bir bilgi ele geçirmiş bir gazeteci olmasının verdiği heyecanla odada bir ileri bir geri yürümeye başlamıştı.
"Görünürde sona erdi ama aslında bu savaş asla sona ermeyecek! Amerika, Rusya tamamen ortadan kalkana kadar rahatlamayacak. Rusya da Amerika nefretinden hiç vazgeçmeyecek. Yalnızca vazgeçmiş gibi görünüyorlar." Kaya kalçasını masasına dayayarak çenesini sıvazladı.
"Bu durumda Amerikan Hükümeti, Dimitri'nin taşıdığı kimyasallarının Afrika'ya ulaşmaması için bizi tehdit etmeyi tercih etti. Çünkü TurkCraft'a direk olarak müdahale edemezdi. Böyle bir durumda ekonomi sarsılır ve yatırımcılarda güvensizlik başlardı. Tüm dünyayı etkileyecek bir ekonomik krizin kıyısında dolaşırken bu müdahale krizin patlak vermesine neden olabilirdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehir Zemberek
Roman d'amourSırlar... Maskeler... Ve bir masal... Merve Öztekin, son moda şık takım elbisesi, yıkılmaz görüntüsü ve taviz vermez tavırlarıyla iş dünyasının dişi afeti. Kaya Türkoğlu, Merve'den ölümüne nefret eden, Türkoğlu Holding'in parlak veliahtlarından biri...