Herkese sevgiler ve kocaman öpücükler ❤
***
Kara Şövalye, Cadının normalden daha parlak olan görüntüsüne nefretle bakmış ve ardından kafasını çevirmiş. Cadı, Şövalyeye aldırmadan yerde dizlerinin üzerinde titreyen zavallı kadının yanına gelmiş. Bembeyaz ellerini yüzüne yerleştirdiğinde kadın aniden sakinleşmiş ve huzurlu bir şekilde gülümsemiş.
"İsmin ne?"
Cadının sorusuyla cennete düşmüş gibi mutlu bir ifadeyle ona bakan kadın sakince cevaplamış.
"Celia."
Cadı gülümseyerek kadının yüzüne dokunmaya devam etmiş.
"Bana neler olduğunu anlatabilir misin, Celia?" Kadın mutlu bir sarhoşlukla kafasını sallamış ve konuşmuş.
"Büyülü bir dev bize saldırdı. Bütün genç ve sağlıklı erkeklerimizi kaçırıp köyü güçsüz bıraktı."
Cadı, kadına hafifçe gülümsemiş. Berrak sesiyle yeniden konuşunca bütün köylüler saklandıkları yerden yavaşça çıkarak cadının etrafında toplanmışlar. O an orada bulunan insanlardan yalnızca bir tanesi cadıya nefretle bakıyormuş. O da Kara Şövalyeymiş.
***
Kaya, John'u o şekilde bulmanın şokunu atlattığında yaptığı ilk iş Jai'yi arayıp ona olanları anlatmak olmuştu. Jai hemen limana bir ekip göndermiş, incelemeyi başlatmıştı.
Kapısı tıklatıldığında John'un intikamını nasıl alacağını düşünüyordu.
"Efendim. Bu dosya bir kurye tarafından size getirildi." Kalın bir dosyayı önüne bırakan asistanı Meggie başka bir şey demeden odadan çıktı. Dosyanın üzerine hiçbir yazı yoktu. Bu yüzden Kaya onu dikkatle açtı ve içinden çıkan belgelere bir göz attı. Ne ile ilgili olduklarını anladığında rahatlamıştı.
Merve'nin şirket balosundan koşarak kaçtığı gün bir dedektif tutup kız hakkında araştırma yapmasını istemişti. Tuttuğu dedektif biraz ilginç bir adamdı. Yüz yüze görüşmek istememiş ve parasını İsveç'teki bir banka hesabına havale ettirmişti.
Bir süre elindeki belgeleri inceleyen Kaya kafasını masasına vurmak istiyordu. Mükemmel bir özgeçmişe sahip olan Merve, liseye kadar Türkiye'de okumuştu. Üniversite için Amerika'ya gelmiş, burada kalmıştı. Ailesini küçük yaşta kaybetmişti ve bir erkek kardeşi vardı. Kardeşinin resmine bakan Kaya gözlerini kıstı. Kadının evinde gördüğü adamdı. Bu bilgiyle rahatlamış olmasına rağmen biraz da sinirlenmişti. Merve tam bir kapalı kutuydu ve kadının ağzından laf almak, çöl ortasında buz dağına rastlamak kadar imkânsızdı. Rapora göre tam bir örnek vatandaştı. Trafik cezası bile yoktu. Kaya elindeki dosyaları fırlatarak geriye yaslandı. Belki de kendi kendine kuruntu yapıyordu ama Merve'nin sırtındaki o yaraları unutması mümkün değildi. Bu yüzden araştırmaya devam etmeliydi.
Bir de işin kötü tarafı her geçen saniye, burada durumun altını çizmek istiyordu, gün değil saniye, Merve'ye olan aşkının deli gibi büyümesine neden oluyordu. Homurdanarak arkasına yaslandı ve Merve'ye duyduğu özlemi görmezden gelmeye çalıştı. Elbette başaramadı. Kapısı tıklatılıp içeriye birisi girince daha da huysuzlaştı.
"Ne oldu?" Merve adama cevaben gülümsedi.
"Her zamanki kadar suratsız ve sinirli olmana sevindim," dedikten sonra da Kaya'nın masasının önündeki koltuğa oturdu.
"Geçen gün sana getirdiğim dosyaları inceledin mi?" Kaya kadının ona iki gün önce bıraktığı dosyaları incelemek amacıyla birkaç girişimde bulunmuştu. Gözünün önüne aynı kadının aşk dolu görüntüleri üşüşmeseydi başarırdı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehir Zemberek
RomanceSırlar... Maskeler... Ve bir masal... Merve Öztekin, son moda şık takım elbisesi, yıkılmaz görüntüsü ve taviz vermez tavırlarıyla iş dünyasının dişi afeti. Kaya Türkoğlu, Merve'den ölümüne nefret eden, Türkoğlu Holding'in parlak veliahtlarından biri...