Bölüm. 3

150 11 4
                                    

Kızlar bir bana bir de Emir'e bakıyorlardı. Sanki üstüme atlayacaklardı. Yiğit ona baktığımı görünce kafasını çevirdi. Bende ona bakmayı kestim ve önüme döndüm. Emir sırıtarak bana baktı. Kafamı ona çevirip ona rahatsız edici bir şekilde bakmaya başladım. O okyanus mavisi gözleriyle bana derin derin baktığını görünce utandım ve önüme döndüm. Öğretmen hâlâ yoklamayı bitirememişti. Alt tarafı sınıfta 25 yani Emirle 26 kişi vardı. Emir
"Teneffüste bekledim neden gelmedin?" diye sordu. Bende" Ne işim olur seninle? Bana bakmayı kes ve önüne dön" dedim. Bana " Diğer ders gelemedim. Çünkü hastaneye gittim. Başıma dikiş attılar ve gerçekten çok acıyor. " dedi. Ister istemez ona bakıp " Dikiş mi?" diye sordum. Bana, başını işaret etti. Zaten kandan korkuyordum. Dikişin ipini görünce tüylerim diken diken oldu.  Hoca yoklamayı çoktan almış ve dersin ortasına gelmişti. Konuştuğumuzu gördü ve Emir ' e " ikiniz de dışarı çıkın " dedi. Emir buna karşılık " Coğrafya dan nefret ederim. Iyiki attiniz. Saygılar..." deyip ukâlâca eğildi. Dursun hoca " Emir dışarı " diye kapıyı işaret etti. O sırada bende aradan sıvışarak kapının önüne geldim ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Arkamdan Emir geliyordu. Emir'in geldiğini hissederek " okulun ilk günü seninle çarpıştım. Yetmedi merdivenden yuvarlandım. Oda yetmedi geldin yanıma oturdun.  Sonra dersten atıldım" dedim bağırarak. Emir " Seninle bende yuvarlandım.  Senin yüzünden başım delindi. Daha sonra dikiş atıldı. Haa şunu söyleymeyi unuttum. Altımda kalman da hoşuma gitti doğrusu " dedi sırıtarak. Ona baktım.  "Gerçekten çok ukâlâsın. Oldukça da rahatsın. Bu sene sınav var sınav. Önemli bir sınav " dedim. Bana " olmassa diğer yıl girerim "dedi. Yürümeye devam ediyordum. Arkamdaydı. Göz teması kurmadığım için sanırım bana kızdı ve kolumdan tutup ona bakmamı sağladı. Ilk defa bu kadar yakındık. Bir anda onu baştan aşağıya süzmeye başladım. Bana o güzel mavi gözleriyle baktı ve " ilgi çekici olduğumu biliyordum ama sen bakınca daha emin oldum" dedi havalanarak. "Ne münasebet. Bir kere çekici değil iticisin" dedim kekeleyerek. Yüzüm de çok kızarmıştı. Her zaman böyle oluyordu zaten. Yalan söylediğimde, utandığımda o elmacık kemiklerimin altı hep kızarıyordu. " Yüzün kızardı " dedi gülerek. "Sinirden" dedim geçiştirerek. Kahretsin. Bu yalanlar yüzünden sırat köprüsünden geçemeyeceğim. Neyse. Bana" Hadi boş boş durmayalım kantine gidelim. Belki çikolata yeriz" dedi alay ederek.  Neeeeee çikolata mı dedi o? Ne yani? Nerden biliyor benim çikolatayı sevdiğimi? Oldu mu bu şimdi? Hemen onun sözünün bitmesini bekledim ve bitirdiğinde " Nerden biliyorsun çikolatayı çok sevdiğimi" dedim gözlerimi kısarak . " Merdivenden çıkarken elinde çikolata vardı.  O yüzden çarpıştık zaten. Çikolatayı bakacağına önünde baksaydın şuan kafamda bu lanet olası ip olmazdı" dedi sırıtık ifadeyle. Bende çikolata lafını duyunca " tamam tamam hemen gidelim kantine " dedim. Merdivenden iniyorduk o esnada. Merdivenin son basamağında ayağım kaydı ve yere yapıştım. Evet çok ezik bir durumdu. Emir yerde açılmış olan bacağıma baktı. Sapık!  Ayrıca da ukâlâ! Hiç o mavi gözlere hak etmiyordu. " Hey, heyy ne yapıyorsun sen pis sapık?  Önüne dön hemen aptal!" dedim. Emir gözlerini bacaklarımdan ayırarak gözlerime baktı. Panikleyerek " yaaa dur bi saniye. Yanlış anladın. " dedi. O sırada ayağa kalkıyordum. Çok sinirliydim ve Emir' e " Gerizekalı, mal, öküz, dingil, beyinsiz haaa bide sapıksın" dedim. Tam tokatı patlatacakken elimi tuttu ve beni sırtına attı. Hâlâ ellerimi tutuyordu. Elleri çok soğuk ve yumuşaktı. "Bırak beni hayvan!! Ne istiyorsun Yiğit' e söylerim seni aptal!!" dedim. Emir" Yiğit değil Mehmetçik gelse kurtaramaz seni benden" dedi. "Öküz Yiğit sevgilim " dedi. Sevgilim lafını duyunca beni yere bıraktı. O sırada okul kapısının dışındaydık. Sinirli sinirli, hızlı adım atarak yürüyordu. Adeta burnundan soluyordu diyebilirim. Arkasından bende gidiyordum. " Heyyy nereye? ?? Trip de atıyor. Trip atan erkekleri hiç sevmem. Ayrıca biliyor musun? Benim gözümde trip atan erkekler babasının prensesidir" dedim. Söylediklerimi duydu. Adım atmayı bıraktı. Arkasına döndü ve bana doğru yürümeye başladı. Okyanus mavisi gözleriyle bana baktı. " Özür dilerim " dedi. Hiç birşey anlamamıştım. Ne diyordu bu gerizekalı?  Neyin özründen bahsediyordu? Tam birşey söyleyecekken beni kendisine tuttu ve dudaklarımdan öpmeye başladı...









İnşallah begeniyorsunuzdur. 💞💓👍✌

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin