İnstagram : sengulsoyleyiciSnapchat : sengulsoyleyici
Desteklerinizi lütfen esirgemeyin 😇
Yataktan kalktı ve banyoya girdi. Banyodan su sesleri geliyordu.
"Emir iyi misin?"
"Burnum tekrar kanıyor. Dayanabileceksen gel "
Gitsem mi? Gitmesem mi? Gitmem en doğrusuydu o benim sevgilimdi. Yatağın üzerinden indim ve banyoya doğru yürüdüm. Kapıyı açtım. Burnu kanamıyordu. Gülümseyerek bana bakıyordu. Elimi havaya kaldırdım ve omzuna vurdum. Dudağını büktü.
"Telefonundaki çocuk gibi oldun " dedim.
"Ne zaman karıştırdın sen benim telefonumu? "
"Karışmıştı yaa" dedim ikinci kelimeyi uzatarak .
Güldü. Aklıma tanıştığımız gün geldi. Nasıldı yarmıştım kafasını. :)
Saate baktım. 16:47
"Isin mi var?"
"Hayır neden sordun?"
"Saate baktın da"
"Hayır işim yok"
Bana yaklaştı. Ellerini belime doladı. Bende ellerimi onun kollarına doladım. Kokusu burnuma geldikçe daha çok yaklaşıyor daha çok bağlanıyordum. Gitmek istemiyordum. onunla kalmak onunla vakit geçirmek istiyordum. Kafamı göğsüne yasladım.
"Ezgi bari içeride sarılsaydık? "
Kahkaha attım. Yavaşça kollarımı ondan ayırdım. O da kollarını yavaşça belimden çekti. Elimi tuttu. Kalp şeklindeki dudaklarını elime kondurdu. O an karnımda sanki kelebekler halay çekiyorlardı. Bu his gerçekten çok güzeldi.
"Hadi bakalım içeri içeri " dedi.
Dudaklarını elimden ayırdı ve arkamdan ittirmeye başladı. Oturma odasına geldik. Oturma odası maviye daha çok hakimdi.
"Her yer neden mavi?"
"Ben dekor etmedim bilmiyorum. "
"Annenler neredeler? Baban falan?"
Baba kelimesini duyunca gözleri bir anda ateş fışkırtacak gibi oldu. Bir an sorduğuma pişman oldum diyebilirim.
"Eee sen ne zaman gideceksin saat beşe geliyor."
Konuyu değiştirmesine birşey demedim. Demek ki gerçekten özel ve onun için kötü bir durumdu. En iyisi üstüne gitmemekti. Ve öyle yaptım.
"Aynen gitsem iyi olacak." dedim ve hafifçe güldüm.
"O zaman ben seni bırakayım. Kendin gitme sen şimdi. "
"Çooook iyi olur yanii" dedim ve sırıttım.
Ben gülünç otomatik olarak o da gülüyordu. Ve onun gülüşü. Gerçekten herşeyimi ona verirdim. Yeter ki bana hep gülsün . Ben o dişleri hep göreyim.
Ona sarıldım. Hemde sımsıkı . Hiç bırakmayacak gibi. Oda bana sarıldı. Bu kollar artık benimdi. Bu gülüş artık sahipliydi. Kollarını belimden ayırdı ve
"Hadi gidelim artık . Hem isim var benim"
İş mi? Ne işi ya?
"Ne işi?" dedim.
"Arkadaşlarla buluşacağız. "
Gerçekten ben Emir'in hiç arkadaşlarını tanımıyordum.
"Ben de gelsem? " dedim.