Emir'in AğzındanGözlerini kapattı ve öpmeme izin verdi. Dudaklarımı öylece alnına bastırdım. Öptükten sonra çektim. Bana
"Ne yapıyorsun sen?" dedi ve alnını sildi.
"Ee başın ağrıyormuş. Bi ihtimal geçer diye düşündüm. "
"Aptal" deyip beni kantinde yalnız bıraktı.
Hasan Abi den çikolataları alıp arkasından koşmaya başladım."Heyyy Ezgi bekle."
"Emir niye beni ikide bir öpüp duruyorsun? "
Bunun cevabını kendim bile bilmezken ona nasıl cevap verecektim? Benden cevap bekliyordu. Ama ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Aklıma gelen ilk saçma cevabı söyledim.
"Işte "
Elini başına koydu. Derin nefes aldı. Yüzüne gelmiş saçlarını arkaya attı ve
" Mantıksız "
"Sen niye bu kadar takıyorsun ki öpmeme. Bence şanslısın. Senin yerine olmak isteyen bir sürü kız var."
"Senin bildiğin kızlardan değilim ben Emir Öztürk " dedi.
"Akşam seni evinden alacağım. 20:00 da hazır ol " dedim ve arkama dönüp yürümeye başladım.
"Yine neyin peşindesin?"
Arkamdan avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Umursamaz tavırla yürümeye devam ettim. Arabama doğru hâlâ yürüyordum. Aklım akşamki plandaydı. Ne yapıp edip bu akşam tüm gerçekleri anlatacaktım. Arabanın kapısını açtım ve sürücü koltuğuna oturdum. Müzik açtım ve yol almaya başladım.
Ezgi'nin Ağzından
Neyden bahsediyordu? Hiç birşey anlamıyordum. Koşarak sınıfa çıktım. O esnada Aslı ile Gürkan yanyana durmuşlar konuşuyorlardı. Sizi gidi çifte kumrular. Onları korkutmak istemeden koşmamı yavaşlattım ve insan gibi yürümeye başladım. Aslı beni gördü."Ezgiii gel güzelim bakma öyle "
"Gel kanka gel. Bi baş başa kalmadık zaten. Sende gel"
Gürkan'ın sesinde bıkmış bir hava vardı."Yaaa ben aslında Aslıyla özel birşey konuşacaktım " dedim şirin bir ifadeyle.
"Tamam ben kaçar " dedi ve Aslı'nın alnından öptü. Ilerlemeye başladı. Tabi sevgilimiz yok ya sen de vur Gürkan diye geçirdim içimden. Gürkan uzaklaştı ve Aslı ya daha yakın olmak için yaklaştım.
"Yaaa aslında ben sana bana yardım eder misin diye sormaya geldim."
"Noldu güzelim bişey mi oldu? "
"Akşam biriyle buluşacağım ve yardımına ihtiyacım var "
"Ya kusura bakma ama biz Gürkanla beraber birseyler yapacaktık. Ya gerçekten Özür dilerim."
"Tamam ya sorun değil"
Offf ne yapacaktım ben. Ne giyecektim? Offf offf. Okyanus mavisi gözlü çocuk. Ne yaptın sen bana böyle? Aksam ne yapacaktı? Öpecek miydi yine? Yok yok. Tabiki de hayır yapmaz artık öyle şey .
Koşarak Melike 'nin yanına gittim."Melike melike yardım ett bana"
"Kızım okul çıkışı rapor almaya gideceğim. Grip oldum sanırım. "
"Off yaa tamam. Neyse hadi Sağol "
Kimse niye yardım etmiyor? Ayşe'nin yanına gitsem mi? Ayşe'nin de işi vardır neyse ya en iyisi gitmeyeyim. Bişey bulur giyerim yaa. Hem niye ben onun için hazırlık yapıyorum ki?
Ona karşı birşeyler mi hissediyordum yoksa?? Çık hemen içimdeki ses aklımdan. Yok öyle şey.Sınıfa doğru koşar adımlarla gittim. En arkaya oturdum. Yanımda Emir de yoktu. Acaba akşam ne yapacaktı? Bunları düşünürken okul bitmişti bile. Hemen okuldan çıkıp yalnız başıma durağa doğru yürüdüm . Bekledim. bekledim. bekledim. Otobüs gelmeyince taksi çevirip bindim.
Eve geldim sonunda. Asansörün düğmesine bastım. Asansör geldi ve 5 e bastım. Çantamdan anahtarları çıkarıp kapıyı açtım. Anneme birşey söylemeden hemen odama gittim . Gardırobu açtım. Ne yazikki akşam giyecek hiç birşeyim yoktu. Amann. Ammada takmıştım. Pijamalarımla giderdim bende. Belki öyle özel bişey söylemeyecekti. Yani. Çantamdan mesaj sesi geldi. Yatağın üzerindeki çantadan telefonu çıkarıp mesajı okudum.
Son bir saat. Hazır ol :)))
Gönderen : EmirAllah'ım. Son bir saat. Kriz gibi. Neyse sakin olmam lazım. Umursama. Boşver... Elimi kitaplıktan kitap alıp okumaya başladım.
1 saat sonraaaa. ...
Aşağıda seni bekliyorum.
Gönderen : EmirGeldiii. Allahım şimdi ne yapacaktım. Dolaptan çikolatalı pijamamı çıkarıp giydim. Saçlarımı ev topuzu yaptım. Odadan çıktım. Annem Şevvalle beraber televizyon izliyordu. Anneme
"Benim bir kaç işim var. 2 saat sonra gelirim. "
"Fazla geç kalma. Tam 2 saat sonra odanda ol" dedi göz kırparak.
Ayakkabımı aceleyle giydim. Asansör 1. kattaydı. Onun gelmesi çok sürecek diye merdivenden indim.
Arabada beni bekliyordu. Kapıyı açtım ve yolcu koltuğuna bindim.
"Eee sen hazırlanmamışsın? ?"
"Pijamalar daha rahat . Gerek yok öyle süslü şeylere"
"peki"
Çok mu sert davrandım? Biraz bozuldu gibime geldi ama neyse... yarım saatin ardından beni ahşap bir eve götürdü. Ev korkunç gözüküyordu. Biraz korkmaya başladım.
"Hadi in arabadan "
Dediğini yaptım. Arabadan indik ve eve girdik. Evin koridoru uzundu. Etrafta hiç birşey yoktu. Koridorun sonunda büyük bir kapı vardı. Kapı içerideki kırmızılıktan kırmızı gözüküyordu. Yürüdük ve kapıyı açtı. O sırada ben şok....
Odada büyük bir masa vardı. Masanın üzerinde kocaman dört mum. Iki kişilik sofra. Kırmızı aydınlatmalar. Küçük küçük mumlar. Gül yaprakları...
Onları görünce nutkum tutuldu. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Bir beş dakikalık sessizlikten sonra Emir
"Sabahın güneşini seninle izlemek. Mavi gözlerini bakabilmek. Seninle daha yakın olabilmek. Seninle çikolata yiyebilmek... Seninle yemek yemek. Seninle konuşmak. Senin saçlarını okşamak. Senin gözlerinden öpebilmek. Bunları istiyorum ben Ezgi. Seninle devam etmek istiyorum. Seni istiyorum. Sevgilim olmanı istiyorum. Belki acele ediyorum evet ama işte seni istiyorum. Bu düşünceyi aklımdan atmak için herşeyi yaptım. Ama olmadı. Çıkmıyorsun aklımdan. Her zaman ordasın. Çıkaramıyorum. Olmuyo yapamıyorum. Her neyse kısa keseyim. Ezgi ben seninle" biz "olmak istiyorum . " dedi okyanus mavisi gözlü çocuk.
Beni seviyordu? Beni. Beni. Beni.
Peki ben ne diyecektim?????