Koşan insanlar!
Ezgiii!
Yardım edin!
Uyan!
Ezgi sakin ol birsey olmayacak sana!
Ezgi uyan!
Korkma bitanem kıracağım kapıyı!
Uyan gerizekalı uyan!
Biri kulağıma üfleyince uyandım. Kulağımı üfleyen Emir idi. Sıranın üstünde uyuyup kalmışım. Belimi doğrultunca omurgamdan küt diye ses geldi. Belim tutulmuştu. Boynum da ağrıyordu. Emir
"Kızım salak mısın sen? Yok ayı mısın demeliydim. Yarım saattir dürtüyorum. Sınırı geçtin "
Iki gün önce sıranın ortasına çizgi yapmıştım. Onun geçmemesi için. Geçse olmazdı. Kokusu burnuma gelirdi ve bağlanırdım.
"Hey sana diyorum . Çek şu kolunu"
Kolumu çizgiden çektim. Ona baktım. Ders dinliyordu. Emir Öztürk ve ders dinlemek? Vay canına . 20 derecede demir eritmek gibi bir şey.
"Kaçıncı ders" diye sordum.
Gözlerini devirerek "4 " dedi.
4 saatten beri ben uyuyor muydum? Vay anasını. Çok havalı. Sınava girecek kıza bak sen .
Zil çaldı. Emir yüzüme bakmadan sıradan kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Aval Aval resmen ona bakıyordum. Elimi sıranın altında gezdirdim. Küçük buruşturulmuş kağıt elime takıldı. Kağıdı düzelttim.Mavi cadde no 7
Ne karıştırıyordu bu yine? Çantamı aldım ve arkasından gittim. O sırada Emir arabasına doğru ilerliyordu. Koşarak yakalamaya çalıştım ama arabasını çalıştırıp gitti. O esnada bir taksi çevirdim.
"Amca mavi caddeye gideceğiz. No 7 ama hızlı olmamız lazım " dedim .
Amca kafasını salladı.
Kırk beş dakika oldu neredeyse. Hala bir türlü varamadık.
"Amca ne kadar daha..."
O Emir'in arabası değil mi? Iste yakalayabildik.
"Kızım geldik "
Cüzdanımdaki bütün paraları verdim ve arabadan indim.
"Emirrrrrrr! " diye bağırdım.
O sırada emir bej renginde 7 katlı bir apartmana girdi. Arkasından bende gittim. Apartmanın kapısı kapandı. Rastgele bir zile bastım .
"Kim o?"
Kadın sesiydi. Ortalama 65 yaşlarındaydı. Allahım şimdiki yapacağım şeyden dolayı beni affet.
"Teyzeciğim ben Postaneden geliyorum. Bir kargonuz var da. "
"Tamam yavrum gel " deyip kapıyı açtı. Allahım Özür dilerim Özür dilerim. Affet beni nolur.
Kapıyı açtım. Asansör 2. Kattaydı. Koşa koşa merdivenlere tırmandım. Asansör 4. Katta durdu. Hızlı hızlı merdivenden çıktım. Sonunda 4. kattaydım. Emir kapı numarası 32 olan daireye girdi. Allahtan kapı tam kapanmamıştı. Kapıdan içeri girdim. Duvarlar maviye boyalıydı. Emir bir odaya girdi. Kapıyı tıklatmadan içeri girdim. Emir yatağın üstünde kanayan burnunu siliyordu. Kafasını çevirdi.
"Ezgi burada senin ne işin var?"
"Ya şey . Ben başına bir şey gelir diye geldim" dedim ve başımı öne eğdim.
"Beni takip mi ettin?" bunu söylerken sesi biraz yüksek çıkmıştı. Gözlerimi kapattım ve sıkmaya başladım. Ayağa kalktı ve bana doğru yürüdü.
"Tamam gel otur şuraya "
Beni boğar falan diye düşünmüştüm. Ama bana insancıl davrandı. Vay canına şaşırtıcı. kalbimi bir kez daha çaldı.
Dediğini yaptım ve oturdum. Burnu hâlâ kanıyordu. Bana baktı ve"Bu sefer bayılmazsın değil mi? "
Güldüm . Çok aşırı kanamıyordu. Biraz miğdem bulanıyordu ama o kadar da fazla değildi. Emir üzerindeki siyah tişörtü çıkardı. Ve mavi koltuğun üzerine attı. Yanıma oturdu.
"Sahi neden geldin?"
"Meraktan "
"Yok canım sende"
"Dalga mı geçiyorsun? "
"Yooo halay"
"Bence sus"
Güldü. Hemde dişlerini göstererek.
"Pamuğu verir misin ? " dedi.
Pamuğu tam verecekken"Bekle ben pasumanı yaparım " dedim ve gülümsedim.
Burnuna pamuğu tıkadım.
"Yavaş olsan daha iyi olur"
Şimdi söylesem mi onu sevdiğimi ? Evet evet söyleyeceğim.
"Yaa emir.."
"Buyur canım "
"Emir ben sana bir şey söyleyeceğim."
"Söyle "
Bana baktı. Okyanus mavisi gözlü çocuk. Kilitledi beni. Ağzımdan hiç birşey çıkmıyordu.
"Söyleyecek misin?" dedi iki kaşını kaldırarak.
"Emir belki inanacaksın, belki inanmayacaksın ama bunu söylemem lazım. Şey ben seni seviyorum. Yani evet. Seviyorum işte. Bayıldığım gün sana söyleyecektim ama sen o laflarınla ağzıma tıktın. "
Merakla beni dinliyordu. Kafamı salladım.
"Yalan atma Ezgi"
"Sence yalan için buraya gelir miydim?"
"Şaşırdım" dedi.
"Sadece şaşırdın mı?"
"Sana ben davul bile dengi dengine demedim mi?"
Kafa salladım. Söylemeseydim keşke. Of Ezgi of. Ayağa kalktım. Kapıdan çıkmak için adımımı attım ve Emir
"Gel buraya gel" dedi ve kollarını açtı.
Yok artık. Bana gel mi dedi. Sevgili olalım mi diyordu şimdi?
"Gelsene şapşal "
Yüzüm istemsizce gülümsedi ve ona gittim. Sarıldım hemde sımsıkı. Kolları belime sımsıkı sardı.
Yüzüne baktım.
"Yine şaka yapmıyorsun değil mi?" dedim.
Güldü ve
"Hayır o gün sana dediklerim yalan yanlış şeylerdi " dedi.
"Şimdi biz sevgili miyiz?"
"Evet herşeyim evet. Biz sevgiliyiz " dedi ve dudaklarını saçlarıma bastırdı.
Görüşlerinizi özelden veya yorum yaparak paylaşabilirsiniz 😂😇💞