PEŞİMDEKİ KATİL

273 10 0
                                    

Olay yerinde ise bankayı soymak isteyen bir kaç adamın sağa sola delicesine ateş ettiği gözlemleniyordu. Komiser Mert siper aldığı ekip otosundan olay yerini şöyle bir göz ucuyla süzdükten sonra belinde takılı duran silahını eline aldı. Komiser Murat ise çoktan hırsızlara doğru bir kaç el ateş etme fırsatını elde etmişti. Hırsızlara olay yerinde adeta artık bizde varız mesajını böylelikle vermiş oldu. Komiser Mert gözlemledikleri karşısında kısa süreli bir ani şok geçiriyordu. Murat ortağının bu şok haline karşı kendisi tamamen rahat bir tavrı vardı. Bu rahat hali konuşmasındaki alaycı tavrıylada belli oluyordu. Mert Murat'ın "ortak ne gördün oradada duruldun yeni gelin gibi böyle" alaycı sorusu ile silkelenip kendisine geldi. Komiser Mert gördükleri içler acısı bir durum sayılırdı. Yerde kanlar içinde bir memur yatıyor diğeri ise yaralı vaziyette ekip otosuna yaslanmış duruyordu. Murat'a endişe dolu gözlerle bakarak ve titreyen ses tonu ile

- Ortak ekibin durumu çok ama çok vahim. Acil bir şeyler yapılması şart. Yoksa oradaki memurları kaybederiz.

Ortağının bu kan donduracak sözleri Komiser Murat'ı da oldukça etkilemiş olacak ki Murat'ın az önceki alaycı ve rahat tavrı yerini sert bakışlarına bırakmış ciddi bir adama döndürmüştü. Artık olay yerinde buz gibi hava herkes tarafından hissediliyordu. Mert komiserin ise aklından orada duran memurların durumlarına yakından bakma düşüncesi geçiyordu. Bu düşünceyi aklına geldiği şekliyle ortağına detayları hemen söyledi. Murat komiser ise ortağı ile aynı düşünceyi geçiriyordu. Oda ortağı Mert'e bakarak Önce kafa hareketiyle dediklerini onaylamış olsa da konuşmaya başladı.

-Senin evde bekleyen bir eşin iki cocuğun var seni koca adam. Bu işi bu gün ben üstleniyor ve senden asla itiraz etmeni istemiyorum. Beni buradan dikkatli bir şekilde koruyacaksın. Anlaşıldı mı?

Mert gönülsüz olsa da bu deli adamın kafasına koyduğu bir şeyin önüne geçilemeyeceğini iyi biliyordu. İtiraz etmenin yada bir şeyler söylemenin anlamsız geleceğinden "Tamam seni adi pislik herif yine senin dediğin gibi olacak ama dikkat et de koşuştururken postunun bir yerlerinde delik açtırma ha" diyerek elindeki silahları son bir kez gözden geçirerek hazırlandı.

Artık iki komiserde yapacaklarına hazır sayılırdı. Komiser Mert ortağına başı ile hazırım işaretini verdikten sonra siper aldıkları ekip otosunun arkasından ayağa bir hışmla kalkarak iki elinde ki silahları ile acımasız bir şekilde ateş etmeye başladı. Tabancasından çıkan boş kurşunlar artık birer birer yere düşüyordu. Bankayı soymaya çalışan hırsız tayfası ise bu beklenmedik ateş karşısında şoka uğramış olduklarından hemen bulundukları yere pusup birbirlerine şaşkın ifadeler ile bakışmaya başladılar. Kendilerini kapana sıkışmış bir fare misali hissediyorlardı. Bu olayı fırsat bilen Komiser Murat ise beklediği fırsatı artık elde etmişti. Hiç vakit kaybetmeden oda siper aldığı polis aracının arkasından bir çitanın avına olan süper hızı gibi oda bir çırpıda önlerinde bulunan, ateş altında kalan devriye aracının yanına geçti. Komiser Mert'in ise silahlarında ki şarjörlerde bulunan kurşunlar artık bitmişti. O da aracın arkasına tekrar eğilerek siper alıp cebinde duran dğier yedek şarjörleri değiştirmeye başladı.

Komiser Murat amacına ulaşmış devriye aracındaki memurların artık yanına gelmişti.. Ama durum pek iç açıcı gözükmüyordu. Yerde yatan memurdan çıkan kanların yeri kapladığı, yaşamasının zor bir ihtimal olduğu aşikar bir şekilde gözleniyordu. Devriye aracına yaslanan memur ise kalbine yakın bölgeden yaralanmış, nefes almakta güçlük çektiği ise polis memurun yüz ifadesinden anlaşılıyordu. Acilen bu adama bir müdahale edilip hastaneye götürülmesi gerekiyordu. Tüm bu kargaşanın içinde polis ve ambulans siren seleri bir kaç blok öteden işitilmeye başlamıştı. Murat ekibin olaya katılmasına bir kaç dakika olduğunu biliyordu. Ama bu zaman bu memur için ölüm demek olabilirdi. Kafasında karmaşık düşünceleri çarçabuk süzerek derhal bir karar verdi. Bu memuru sırtlayıp geri safta bulunan aracın arkasına alması daha iyi olacak ve bu sırada gelen ekiplerin desteği ile yaralı memuru sağlık görevlilerine ulaştırması daha kolay olacaktı. Artık kararının doğru bir kara olduğundan emindi. Ortağı Mert'e seslenerek "Mert hazır olduğunda ateşini var güçle üstlerine gönder."diyerek haykırdıktan sonra yaralı polis memurunu sırtına aldı. Mert'ten gelecek hareketi beklemeye başladı. Komiser Mert ise bu sırada silahlarının şarjörlerini doldurmuştu. Ortağını daha fazla bekletmemeliydi. Ama hırsızlar o ilk şoku üzerlerinden çoktan atmışlar ve ateşlerini komiser Mert'in siper aldığı araca yoğunlaştırmışlardı. Mert derin derin nefes alarak havada ki oksijeni ciğerlerine bütünüyle doldurduktan sonra gökyüzüne bakarak " Allahım bize yardım et, kazasız belasız atlatalım şu işi" dedikten sonra hiç bir şey düşünmeden bir hışımla siper aldığı aracın arkasından çıkarak Hırsızlara doğru bir kez daha kurşunlarını saydırmaya başladı. Ortalık oldukça karışmış sayılırdı. Hırsızlarla Mert komiser arasında kurşun trafiği biraz daha artmış olsada hırsızlarda bir anlık afallama oluşmuş oldu. Ortağının hırsızlara ateş etmeye başlaması üzerine yakalanan bu fırsatı Murat hemen değerlendirerek sırtındaki yaralı memur ile siperde bulunduğu öndeki araçtan çıkarak Mert'in bulunduğu araca doğru hızlı hızlı ilerlemeye başladı. Mert hırsızlara acımasızca ateşe devam ediyor ve içlerinden birini yaralmayı başarmıştı. İki hırsız ise arkadaşlarının yaralanması üzerine daha çok kudurmuş köpek misali gözlerini kan bürümüş bir halde ateşlerini daha acımasızlaştırarak Komiser Mert'in bulunduğu yöne doğru ateş ediyorlardı. Komiser Murat ise sırtındaki yaralı memur ile birlikte tam Mert',n bulunduğu araca bir kaç adım kalmıştı ki bir kaç kurşun onların bulunduğu bölgeden sekmeye başladı. Durum Murat için oldukça kritik bir hal almaya başladı. Tam neredeyse ulaştı derken Komiser Murattan acı bir ses tonu işitildi.

Komiser   Mert           Peşimdeki KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin