Mert'in Ailesine Olayları Açıklaması.....

55 7 1
                                    


Evine gelen Mert komiserin ailesi ise bu saatte beklemedikleri için kimse onu kapıda bugün karşılayan olmamıştı Eve sessizce giren Mert önce kafasındaki düşünceleri toparlamaya çalışırken salonda oturan Kemal'in yanına gitti. Eşi Sibel'ede seslendi. Sibel kocasının eve erken gelmesine şaşkın bir halde yanına geldi ve oturdu. Mert komiser kendisi ve ailesi için tehlike çanlarının çalmak üzere olduğunun farkındaydı. Bu yüzden olup biteni Kemal ve Sibel'e derhal anlatması gerekiyordu. Çocukların bu saatte evde olmayışı ve okullarında olması bu durum için oldukça iyi zamanlama sayılırdı. Daha fazla vakit kaybetmeden konuşmaya başladı.

"Önce anlatacaklarımı sakince dinlemenizi sorularınızı sona bırakmanızı istiyorum. Daha sonra anlatacaklarımla ilgiLi size her ayrıntıyı detaylıca anlatacağım."

Kocasının ağzından çıkan bu cümle karşısında Sibel şaşırmış bir vaziyette Kemal ise istifini hiç bozmamış bir halde........ bu deneyimli adamın anlatacağı şeyin bu kadar öneminin ne olduğunu bilemedikleri için meraklı gözlerle onu dinlemeye devam ettiler.Mert ise konuşmasına ara vermeden devam ediyordu.

"Geçen gece apar topar gittiğim olayda işlenen bir cinayet vakasında olay yerinde adım geçiyordu. Kim olduğunu hala bilemediğimiz bir katil benim peşime düştü. Bugün ikinci cinayetini bizim merkezin önünde işledi. Benim ve ya sizin peşinde olduğu elde ettiğimiz kanıtlarla artık kesin gözüyle bakılıyor."

Bu cümlesinden sonra bir az yutkundu ve derin derin nefes aldı. Olayları içinden keşke durdurabilsem ümidi geçirse bile elinden bir şey gelemeyeceğinin farkındaydı. Bu sırada Sibel'in heyecanlı hali gitmişti. Yerini korkulu gözlerle bekleyen bir halin aldığı belli oluyordu. Kemal ise bunu sıradan bir olay gibi dinliyordu. Kim bilir belki de mesleği bu adamı bu soğuk hale sokmuştu. Bu adamın sakin duruşu Mert'i uyuz etmiş olsada Mert komiser eşinin halini ,gördüğünde korkusunu gözlerinden anlıyordu. Ona sarıldı ve konuşmasına devam etti.

"Beni bekleyen bir ekip sizi bekleyen iki ekip var çevremizde. Allah nasip ederse bu katili adalete yakalayıp teslim edeceğiz," diyerek sustu.

Son söylediğine aslında kendisi bile inanmıyordu. Katil oldukça planlı hareket ediyordu. Buda onun bu yönden tehlikeli oluşunu dahada arttırıyordu buda Mert komiserin inanmayışını açıklıyordu. Sibel dayanamayıp Mert'e sorusunu sordu

"Katil senden ya da bizden ne istiyor?"

İşte bu soru Mert komiserinde oldukça merak ettiği bir soruydu. Eşinin gözlerine bir süre baktıktan sonra 'bende bilemiyorum canım' dedi. Zaten diyecek başka bir söze de sahip değildi. Bu sırada konuşmayı dinleyen Kemal ise eniştesine bakarak

"Enişte zaten ben uzun bir süre izindeyim. Evde ben ablamı ve yeğenlerimi korurum. Onların kıllarına bile zarar gelmemesi için elimden geleni yaparım," diyerek eniştesine destek olup onun içinin rahatlamasını istedi.

Koca adamdan, bu duygusuz görünümlü insandan bu konuşmayı beklemeyen Mert komiser bu sözü içtenlikle söylendiğini duyduğu için içinde yepyeni bir kısmende olsa huzur hissetti. Kemal'in gelişine başta sevinip sevinemediğine emin değildi. Fakat artık emindi. Kemal iri yapısıyla aldığı askeri eğitimle faal çalışma hayatıyla Eşi ve çocuklarının yanındaydı. Bu da onun gelişine sevinmiş olmasına neden olmuştu. Mert komiser bu delikanlıya 'Sağ ol Kardeşim iyi ki buradasın' diyerek yanıtını verdi. Mert komiser aklına son bir şey gelmişti ve onu söylemek için sesindende hissedilen stresli hali ile konuşmasına devam etti.

"Olayı çocuklara anlatıp onların psikolojilerinin bozmayalım. Bu oldukça büyük bir olay onlar için," dedikten sonra sustu.

Odada bir sessizlik hüküm sürerken az önce ki konuşan Mert'e Kemal ve Sibelde hak vermişlerdi. İki kardeş birbirine bakıp Mert'e dönüp kafalarını sallayarak tamam dedikleri anlaşılıyordu. Sibel içinde ki korkuyu düşünüyor, Mert ailesinin hayatlarının endişesi ile cebelleşiyor, Kemal ise ablası ve eniştesinin üzüntülü haline acıyarak elinden ne gelir sorusuna yanıt arayıp düşünüyordu. Zaman o kadar hızla akıp geçmişti ki Doruk ve Sema okuldan gelmiş, kapıyı çalıyorlardı. Kapının zilinin çalması ile salonda akıllarda dolaşan düşünceler denizinde kaybolan dalga misali son bulmuştu. Üçlü kendine geldi. Mert oturduğu yerden kalktı. Kapıyı açtı. Karşılarında babalarını gören çocuklar oldukça şaşırmışlardı. Nedeni ise belliydi babaları asla erken eve gelmezdi. Sema büyük olduğundan bu işte bir iş olduğunu düşünmeye çoktan başladı. İki çocukta babasına sarılıp içeri girdi. Sema odasına gidip üstünü değiştirirken Doruk her zaman ki gibi babasın boynuna sımsıkı sarılıp onun kucağındaki yerini çoktan almış oldu. Bir süre baba oğul vakit geçirdiler. Bu sırada Sema aşağı indi. Annesine "Yemek olarak ne var anneciğim?" dedi. Sibel ise bu soru karşısında ne diyeceğini bilemiyordu. Mert hemen devreye girdi

"Kızım bu akşam dışardan yemek söyledik. Sizin yorulmanızı istemedim hem size Sürpriz yapmak istedim" diyerek o anı kurtarmak için aklına geleni söyleyerek atlatmaya çalıştı. Mert komiser amacına ulaşmış oldu Sema böylelikle babasının annesine jest yaptığını düşünmesini sağlamıştı.

Komiser Mert, cep telefonunu alıp yatak odasına hızlıca gitti az önce kızına söylediği gibi dışarıda bildikleri her zaman gittikleri yemek restorandan siparişini verdikten sonra cep telefonunu yatağın üstüne bırakıp ailesinin yanına indi. Beraber salonda oturup havadan sudan konuşurken saat ilerlemişti. Doruk iki dakikada bir Yemekler nerede diye sorusu artmış Sema ise koltukta oturup süzülmüştü. Çocukların acıktıkları her halinden belli oluyordu. Saat 19.00 sularını göstermek üzereydi ki evin kapısının zili çalındı. Doruk acıkmış hali ile koşarak kapıyı açan kişi çoktan olmuştu. Beklenen yemek siparişleri artık evlerine gelmişti. Mert kapıda bekleyen Restoran görevlisine cüzdanından çıkardığı yüz lirayı uzatıp üstü kalsın diyerek adamın elinde bekleyen Yemek siparişlerini alıp kapıyı kapattı. Yemeklerden gelen sıcak kokular ise yavaş yavaş evin her tarafını sarmaya başlamıştı. Doruk heyecanla yemekte neler geldiğini merak eden gözlerle babasını izlerken Sibel ise salonun köşesinde duran yemek masasını kızı Sema ile hazırlıyordu. Mert elinde bulunan poşetleri tek tek açıyor içinde bulunan yemekleri masaya koyuyordu. Evet artık beklenen akşam yemeyi Mert ve ailesi için gelmiş masa hazırlanmıştı. Kemal de salonda oturduğu koltuktan kalkarak masaya katılmış aile böylece tamamlanmış oldu. Masada duran güzel yemeklere ilk el atan evin en küçüğü olan Doruk oldu. Çok açıkmış haliyle tüm yemeklerden tabağına biraz alarak hemen yemeğe başladı. Bu aç hali masada bulunan herkesi güldürmüştü. Birkaç saat önce başlayan ve hala devam etmekte olan, evdeki buz gibi esen ortam böylelikle son bulmuş oldu. Mert ve ev halkı yemeklerini hem yemekleri yemişlerdi. Yemek artıkları kaldırıldıktan sonra bir süre salonda oturup hep beraber televizyonda çıkan filmi izlediler. Film bitince çocuklar yatmak için odalarına gittiler. Kemal bu sırada ablası Sibel'in yanına gelerek konuşmaya başladı.

"Bunca sene size hayırsızlık etmiş gibi olsam da kardeşin olarak senin ve ailenin bu zor gününde yanında olacağım. Zaten izin süremin bitmesine oldukça var," dedikten sonra ablasına daha önce hiç sarılmamış gibi sarıldı.

Bu konuşmanın sonunda Sibel duygulanmıştı. Kendisine sarılan kardeşini karşılıksız bırakmayarak oda ona sarıldı. Cevap vermese de Sibel'in Kemal'e sarılışı aralarında devam eden buzların biraz eridiğinin göstergesi oluyordu. İki kardeş bir süre bu şekilde kaldı. Gece oldukça geç olmuş, saatte oldukça ilerlemişti. Mert zaten yatmak için yatak odasına çoktan gitmişti, Sibel ve Kemal içinde gece bitmiş sayılırdı. Herkes yataklarına gitmek üzere salondan ayrıldı. Kemal ise salondaki yerini hazırladı, uyumak için yatağına girdi. Sibel ise yatak odasına çok yavaş girdi.

Mert'in uyuduğunu düşünüyordu. Bu yüzden odada yavaş yavaş hareket ediyordu. Giysilerini çıkartıp geceliğini giydikten sonra kocasının yanına yattı. Mert ise içindeki tedirgilikten dolayı uyuma numarası yapıyordu. Katili ve yaşanan olayları düşündüğünü eşine belli ederse onun da endişesini artacaktı. Bunun olmasına izin veremezdi. Sibel ise eşine sırtını dönerek içindeki endişe ve korku yoğunluğunun içinde bir süre sonra uykuya daldı. Mert komiser ise kafasındaki düşünceler ile birlikte ancak sabah karşı uyuyabilmişti. Gece böylelikle herkes için bitmiş oldu......


Komiser   Mert           Peşimdeki KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin