14. Bölüm "Sonum Yaklaşıyor"

199 31 5
                                    

" Kolay canım aranızdan birinin ölmesiyle lanet kalkar ve biri hayatına kaldığı yerden devam eder ama öyle kolay bişey miş gibi bakmayın çünkü biri ne acı çekeçekse diğeride aynı acıyı tadacak!? " donup kalmıştım bu sefer gözlerimi kaçırmadan Edward ın gözlerine bakıyordum. Şimdi nolucaktı?
Kim ölecek?
Kim yaşayacaktı?
Belkide başka bir yolu daha vardı?
Ölümle sonlanmayan?

Ölüm.
Herkes birgün tadacaktı mutlaka ölümsüz olanlar bile. Her yerde onun pis sesini duyuyordum ' sana iki gün müddet arkadaşınla konuşun anlaşın ' daha Emma ya bile söylememiştim aslında söyleyememiştim. Niye doğru düzgün bir hayatım yoktu ki. Bende diğer kızlar gibi arkadaşlarımla sinemaya gitmek alışveriş yapmak istiyordum bunlar bana ne kadar zıt şeyler olsa bile bu yaşadığım olayların yerine onları terçih ederdim. Belkide bir köpek alırdım ve tüm günümü onunla geçirirdim. Belkide istediğim böyle bir hayat değildi istediğim;
Huzurdu.
Kesinlikle ben hayatımda huzur istiyordum. Bide babam ve Emma onlar yeterdi bana. Aklım bana bunları derken kalbim Edward yok mu? Diye soruyordu. Hayır o olamazdı benimle konuşması bile zorunluydu hem beni öldürüp kanımı istiyen bir canavardı o. Onu neden hayatımda isteyim ki?
Kalbim tekrar fısıldadı; ' Aklından silip attın peki kabinden nasıl atacaksın? Unutma insan unutmak için sevmez! '
Sevmek mi?
Ben onu sevmiyordum biz, biz sadece bilmiyorum ama onu sevmediğimi adım kadar iyi biliyordum. Kalbimden alaycı bir kahkaha yükseldi. Bu onun ' Ne demezsin' deme şekli olmalıydı.

Saatlerce oturduğum koltuktan yavaşça kalkıp camın ününe geçtim. Emma sağ çaprazımdaki sandalyede oturuyor ve bişey düşünüyordu. Edward ise hareketlerimi göz kırpmadan izliyordu. Rahatsız olmuştum. Dışarı baktığımda bir baba ve çocuğunun top oynadıklarını gördüm. Herşeyden habersiz eğleniyorlardı. Çocuk topu yola kaçırınca yola doğru çıktı. Babası ise telefonu çaldığı için telefonla konuşuyordu. Sokağın başından gelen bir araba çocuğa doğru geliyordu korkuyla gözlerimi açtım. Çocuk şimdi olacaklardan habersiz seke seke topuna doğru gidiyordu. Çarpışmaya az bir mesafe kalmıştı. İstemsizce gözlerimi ellerimle kapattım. Emma nın arkadan endişeli sesini duyabiliyordum ve Edward ın sesini. Ellerimi gözlerimden çektiğimde ne bir araba nede baba ve çocuk gördüm. Yol bomboştu sadece yolun ortasına kırmızı boyayla yazılmış yazı vardı.

"Zaman tükeniyor Angela elini çabuk tutsan iyi edersin! "

Yazıyı okuduğumda onun olduğunu anladım. Hâlbuki o adamın sadece yüzünü biliyordum. Belkide bu oyunu kendimi öldürmekle sonlandırabilirdim hem lanette ortadan kalmış olurdu. Sorun şu ki benim çektiğim acının yanısını Edward ında çekeceğiydi. Onu neden umursuyorsam artık!! Gözlerim direk Emma ya gitti sanki tahmin ediyormuş gibi bir hali vardı. Edward ise kaşlarını çatmış yazıya bakıyordu. Çaresizce Emma ya tekrar baktığımda bana samimice gülümsedi aynı karşılığı verdiğimde gelip boynuma sıkıca sarıldı. Bu bana yardım edeceği anlamına mı geliyordu.

" Sana yardım edicem kardeşim sonu ne olursa olsun? " gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. Dokunsalar ağlayacak durumdaydım. Kendimi tutamayıp göz yaşlarımı saldım. Yaşlar yanaklarımdan çeneme doğru düzgün bir çizgi oluşturup akıyordu. Ağzımdan kaçan bir hıçkırıkla tekrar kollarımı boynuna sardım. Şuan Edward a bakmak istemiyordum çünkü en güçsüz olduğum zamandı şuan. Emma kollarımdan tutup beni yüzüne bakmak için kendinden ayırdı. Gözlerinde öfke vardı.

" Hemen yıkılacak mısın!? Sakın bir daha böyle olma çünkü sen benim gözümde o günki kızsın güçlü ve zeki bu kadar çabuk bırakma kendini!! " kafamı belli belirsiz salladığımda sıcak bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.

" Hadi ama kızlar bu kadar dramatik sahne yeter gelelim sorunumuza? " gözlerimi devirip yüzüne baktım.

" Sana bişey söyleyim mi Edward!? "

" Söyle? "

" Defol git evimden!! " alayla sırıtmıştım o ise yüzümü ezberlemek ister gibi inceliyordu.

" Çok meraklıyım sanki evine ufaklık şimdi şu lanet şeysini bir çözelim bende defolayım nasıl fikir? " Emma onaylamaz mırıltılar çıkartıyordu. Emma ya baktığımda bana değilde Edward a bakıyordu.

" Anlamadın galiba bu lanet sadece içinizden biri ölürse kalkacak ?" yüzünde artık dayanamadığını belli eden bir ifade vardı.

" Ben ölümsüz olduğuma göre tüh baksana ufaklık sen kaldın? " korkuyla gözlerine baktım ama onun yüzünde eğlendiğini gösteren bir yüz ifadesi vardı.

" Bununla sonra ilgileniriz şimdi Angela o yoldaki yazı ne? " Emma ya baktığımda yüzünden tereddüt aktığını gördüm.

" Biri var ama onun hakkında bildiğim tek şey mavi gözlü olması bana iki gün süre verdi? " Edward kollarını önünde bağlamış beni dinliyordu.

"Senden ne istedi? " Edward konuşmuştu ama yüzündeki soğuk kanlılık tırsılacak derecedeydi.

" Ailesini geri getirmemi istedi eğer getirmezsem babamın cesedini önüme sereceğini söyledi! " kaşları olabildiğince çatılmıştı. Sanki kim olduğunu bilir gibiydi...

" Emma yı da büyüde kullanmak istiyor değil mi? "

" Evet ama ben ne işine yarayacağım ki? " Emma gözlerini büyütmüş bakıyordu.

" Ailesine karşı seni kurban edecek? " şok olmuş bir şekilde karşıdaki duvara bakıyordum.

" Laneti kaldırmak içinde pek uğraşmıcaz desenize! " gözlerimin yandığını hissettim. Emma ya baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Gözlerimdeki korkuyu çok net bir şekilde görebildiğini biliyordum. Evime son kez baktım.
Babamla duvarda asılı olan fotoğraflara son kez baktım.
Emma ve Edward ın yüzüne son kez baktım. İkinci günün sonuydu bugün.
Ve işte sonum git gide daha da yaklaşıyordu!!

Korkuyor muydum?
Hemde deli gibi...
Pişman mıydım?
Asla..
Peki bunları hak ediyor muydum?
Belkide evet. Belkide hayır..
Gözlerimi Edward ın gözlerine dikmiş bakıyordum oda bana bakıyordu. Gözleri o kadar duyguzudu ki ne düşündüğünü göremiyordum. Belkide gördüğüm son yüz onun ki olacaktı.
Ellerimin titrediğini hissettiğimde kafamı yere eğdim.
Ben onu istemiyordum?
Kalbim sessizliğini bozmuş olacak ki yine aynı şeyi fısıldamıştı ' insan unutmak için sevmez '
Anlamı neydi şimdi bunun sadece kafamı karıştımaktan başka bi işe yaradığı yoktu?
Çok yakında diye kulaklarımda bir ses yankılandı. Kafamı kaldırdığımda Edward ın kaşlarını çatmış bana baktığını gördüm.
Yoksa o da mı duymuştu?

Vampir Sözleşmesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin