Meriç'ten
Somurtarak yürüyordum.Atlas yanımda olduğu için.100 metre kadar yürüdük.Sonra işte o yere geldik.İşte hayatımın söndüğü yer.O günden beri olmayan bir şeyin azabını çektiğim yer.Kalbimin 1 saniyede siyahlaştınız yer.Orada durup bekledim.Yerde hala o kan lekesi vardı.Ve onun evinin önü.5 yıl önce
-Meeellliiissssaaaaa diye bağırıyordum.Melisanın cama çıkmasını bekliyordum.En sonunda cama taş attım.Yeniden bağırmaya başladım
-Mellisssaaaa beni duyduğunu biliyorum.Dediğimde cama çıktı.Melisa
-Ne var Meriç dediğinde ben
-Hadi gel oynayalım
-Kim var
-Ohooo duru,Naz,Zeynep,Elif,su,Betül ve son olarak BEN daha da ben çok ben dediğimde kahkaha atarak aşağı indi.Çok eğleniyorduk.Naz ise bana trip atmaya çalışıyordu.Yanına gidip kolumu omzuma attım.Ben
-Naz naz naz ve yine naz seni çok sevdiğimi söylemiş miydim dediğimde naz
-Sen ne fesatsın hemen affettirirsin kendini dediğinde onu çekip oyuna dahil ettim.Oynadık oynadık.Çok oynadık.Akşam olmasına ailelerimizin dönmesine 1 saat vardı.Melisa banka oturduğumuzda bana maviş maviş bakıyordu.Ben
-Senin yine bir karın Ağrı'n var dediğimde duru olayı bilmeden konuya atladı
-Soda iç dediğinde ben
-Ne dedim duru
-Hani karnı ağrıyomuş ya soda iç diyorum dediğinde hepimiz kahkaha attık.Melisa
-Meriç şey...ımmm...Şey...Bugün bir geceliğine senin PlayStation'ını alabilir miyim dediğinde ben
-Olur Nasıl olsa cünonun var onunkini oynarım.Seninki yine kırıldı değil mi dediğimde "evet" anlamında başını salladı.Kalktık tam evlere dağılacaktık ki.Önümüze siyah bir jeep durdu.Silahlı adamlar indi bana
-İntikam vakti Ateş dediğinde uzaktan silahı bana doğrulttu.Tam sıktığında gözümü kapamıştım.Aççtığımda Melisa yerde yatıyordu. Herkes dağılmıştı.Tek ben ve o.onun ise sözleri şunlardı."Hayatını yaşa olur mu"O önüme atlamıştı.Baktığımda tam kalbine sıkmışlardı.Adamlar arabaya binip kaçmışlardı.Ben ise yere dizlerimin üstüne oturup ona baktım.Gözleri kapalıydı.Arkadan annesi ile babası geliyordu.Ben ise onu bırakmıyordum.Arkadan dayım gelip beni kucağına almıştı.Eve götürmüştü.Bir kaç gün sonra Melisanın öldüğü haberi geldi.Cenazesine gitmiştik.Herkes yavaş yavaş dağılmıştı.Biz ise kalmıştık mezarın başında.Kalktığımızda akşam olmuştu.En kötüsü de mezarlık hemen evlerimizin olduğu sokağın sonundaydı.Kalkıp hepimiz birbirimize sarıldık.Bundan 1 ay sonra taşınma kararı almıştık.Duru ve aileside bizimle gelmeye karar vermişlerdi.Ayrılıklar değişmezdi.Arkadaşlarımdan ayrılırken hıçkırarak ağlıyorduk hepimiz.Sonra ise Yozgat'a taşınmıştık.Şimdiki Zaman
Hala o kan lekesine bakıyordum.Yaşadıklarımız gözümün önünden film şeridi gibi geçiyordu.Dişüncelerimden uzaklaştığımda Atlas'ın beni sarstığını farkettim.Gözümden yaşlar akıyordu Atlas ise
-Meriç korkutma beni kendine gel beni duyuyor Musun Dedi ben
-İ İ iyiyim dedim kekeleyerek de olsa sonra ise gözyaşlarımı silip önüme döndüm.Çaprazdaki ev dikkatimi çekmişti.O ev o ev.Nazların evi.Koşarak yoldan karşıya geçtim.Bahçeye girdiğimde saçındaki Mickey mouse tacından tanımıştım onu.Doğru ya bugün dolunay var.Küçükken bizi zorla dışarı çıkarıp dolunayı izletirdi.Ve derdi ki "belki kurt Ada'm veya vampir görürüz" derdi.Demekki hala inanıyordu.Tam arkasındaydım.Ben sakin bir ses tonuyla
-Demek hala dolunay geceleri dışarı çıkıyorsun ha dediğimde arkasını dönüp bana baktı.Birden gözleri doldu.Yerinden kalkıp bana sarıldı.İkimiz de ağlıyorduk.en son ayrıldığımızda ben
-Zeynep nerede dediğimde
-Sen ve duru gittiniz zaten Melisa...sonra ben,Zeynep,su,Betül,Elif kalmıştık geriye zaten Melisa olayından sonra hiç samimi olamadık.Zeyneple kavga ettik.Onla aynı yolda yürüdüğümüz Zaman'lar bile yollarını değiştirdi.Herkes kendi isteğiyle farklı sınıflara dağıldı.Hiç kimse birbiriyle aynı sınıfta değildi.Dedi burnunu çekti.ben
-Naz diyorum ki herkesi toplasak Melisanın evine gitsek dediğimde naz
-İyi fikir Dedi sadece yerinden kalktı.Yürümeye başladık.Zeyneplerin evine gelmiştik.Kapıyı ben çaldım.Kapıyı birkaç kez çaldım.Sonra kapıyı bir tane kız açtı.Zeynepti bu.Ben
-Zeynep dediğimde o direk naza sarıldı.Ben
-Kendimi dışlanmış hissediyorum dediğimde üçümüz birbirimize sarıldık.Zeyneplerin evinin merdiveninde gördüğüm Elif'i alnındaki çizikten tanıdım.Zaten Zeynep ve Elif ikizlerdi.ama benzemezlerdi.O da bizi gördüğünde hemen yanımıza koştu.bana sarıldı.Son olarak Betül ve su kalmıştı.Su evindeydi hala.Zaten hepimiz aynı sokakta otururduk.Su'nun kapısını çaldık.Açtığında Betül de yanındaydı bir taşta 2 kuş hahahahayt.Birbirimize sarıldıktan sonra.Melisaların evinin önüne geldiğimizde hepimiz birbirimize "kim kapıyı çlacak' Bakışları atmaya başladık.Ben en sonunda o tükenmek bilmeyen cesaretimle kapıyı yavaşça çaldım.Kapıyı açan Melisanın annesi öykü teyze idi.Beni gördüğünde bana şefkatle sarıldı.öykü teyze
-İçeri geçin kızlarım benim dediğinde hepimiz içeri girdik.Yarım saat sonra Elif
-Öykü teyze Melisanın odasına çıkabilirmiyiz dediğinde öykü teyze "tamam" anlamında kafasını salladı.koşarak merdivenleri çıktık.Odanın kapısını ağır Çek'imde açtım.Açtığımda gözlerimden yaşlar sel gibi akıyordu.Su bana sıkıca sarıldı.Zaten onun bir duvarı çerçeveli resimlerle doluydu.Resimlerden biri bizim kızlarla basketbol takımının resmi küçükken okulu temsil etmiştik.,biri ben ve Melisanın resmi Melisa gözlerini kısarak bana ölümcül bakışlar atarken ben ise ona sinsi gülüşümü gösterirken çekilmiş bir fotoğraf birinde hepimiz havuzdayken,biri hepimiz Fenerbahçe maçını beklerken,Biri ise ben ve naz tıkınırken bir yandan yüzümüzün her tarafı çikolata olmuş bir şekilde gülümsemeye çalışırken bu fotoğraflara bakarken istemsizce kahkaha attım.Sonra birlikte yaptığımız daha doğrusu yapmaya çalıştığımız dantel örtüsü vardı.naz
-Herkes yatağın üstüne üstünden bir parça koyabilir mi dediğinde Mickey mouse tacını çıkarıp yatağa koydu,su ise bilekliğini çıkarıp koydu,Betül imaj gözlüğünü,Zeynep o dokunmaya kıyamadığı kolyesini,Elif küpesini koydu.Atlasta bu arada yanımızda hiç tepki vermeden bizi izliyordu.Ben üstümdeki deri ceketimi çıkarıp yatağa koydum.Telefonumdan duruyu aradım buraya gelmesini söyledim ve PlayStation'ımı getirmesini söyledim.Duru beş dakika sonra odaya girdi.Bizi görünce duru şok ağlamaya başladı.Hadi bu gerizekalıyı durdurabilene aşk olsun.O ise çıkarıp ayakkabılarını koyacaklen
-Şaka şaka deyip siyah yüzüğünü koydu durunun elinden PlayStation'ımı alıp yatağın üstüne koydum.Daha fazla dayanamayıp odadan çıktık.Herkes evlere dağıldı biz ise eve döndük.Ben neden Atlas'la yatıyorum üfff.Neden Can'ımı acıtıyorum.Zorundayım.gidip direk yatağa yattım.O arkamdan yattı.Ona sırtımı dönüp uyudum.Gerisi karanlıkAtlas'tan
Meriç sorun çıkarmamıştı.Ama içinden küfürler savunduğuna emindim.Uyumuştu.Uykuda olduğu için farketmeden bana döndü.Ben onun sırtına dönük olduğum için yüzlerimizin arasında bir parmak uzunluğu bile yoktu.Ona sarılmak istedim.Bugün 2. Defa ağladığını gördüm.ona sıkıca sarıldım.Sonra ise kendimi geri çektim.Bunu yapmamalıydım.Onun canını eminim daha çok yakıyordum.Ama onu seviyordum işte.Neden onu sevmiştim? Ama hayır bu sefer kendimi soru yağmuruna tutmayacaktım.Aslında hayatım ne kadar da kötüydü.Yakışıklılıktan ölücektim.Ama doğru düzgün birisini bile sevememiştim.Sevmiştim ama onu da kaybetmiştim.Bir şarkı mırıldanmaya başladımTam bana göre birisi var
Bir gülüşü var
Kocaman da bir egosu var
Olmaasa da olurrr
Ama o şarkının "olmasada olur" yerini "olmazsa olmaz" diye değiştirdim.Ve odadaki koltuğa uzandım oracıkta uyumuşum sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA VELİAHT #Wattys2016
Teen FictionBu aşka inanmayan iki gencin hikayesi değil aşka değilde sevgiye inanan iki gencin hikayesi ✌️✌ ***************** Aşkın nerede başınıza geleceği belli olmazdı bir halk otobüsünde,çöp konteynırında,Okulda ya da bir Yozgat- Muğla uçağında her yerde aş...