BÖLÜM - 30

142 24 15
                                    

✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄

MERHABA ARKADAŞLAR LÜTFEN YORUM VE BEĞENİ YAPMAYI UNUTMAYIN...

✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄

Doğuya doğru ilerlerken, herkes durmadan Kedi'nin Avcılar'ı yok etmesinden bahsediyordu.

Deniz haricinde herkes ve o da hızla Utku'nun yanına gitti. "Bu da neyin nesiydi'?" diye sordu.

Utku şaşkın bir şekilde ona baktı. "Ne neyin nesiydi?" "O Avcılar. Neden bizi kovalıyorlardı?"

"Sizi kovalamıyorlardı. Sadece bizi kovalıyorlardı."

"Ah, eğer fark etmediysen söyleyeyim, o kurşunlar hepimizi hedef almıştı. Neden?"

Utku ona hikâyeyi anlattı; sadist askerlerin Daha Aşağılar'ı avlamak için nasıl ödeme yaptıklarını.

"Şimdi kaçtığınıza göre. Kahverengi Gömlekliler sizi satamayacaklar mı?" diye sordu Deniz.

Utku omuz silkti. "Belki de ödemeyi onlara Kahverengi Gömlekliler yapıyordur."

"Peki, nasıl oldu da kimse bize bundan bahsetmedi? Sence de işimizi bitirmeye çalışan soğukkanlı katillerin olduğunu bilmemiz hoş olmaz mıydı? Ya da bu küçük sırrı kendinize saklamayı mı planlıyordunuz?"

"Size söyleyecektik."

"Gerçekten mi? Tarık, Düzlükler'de onları fark ettiği zaman mı?"

"Henüz bunun için vakit bulamamıştık."

"Evet, güzel, paylaştığın için teşekkürler. Ve bizi kurtardığı için Tanrı Kedı'yi korusun. Yine."

Deniz, Utku'nun yüzünde bir şeylerin değiştiğini gördü. "Kimse seni bizimle gelmek için zorlamadı," diye homurdandı.

"O zaman neden benim için bizim için geri döndün?"

"Kurtarılmaya ihtiyacınız olduğunu düşündüm."

"Tarladayken sana söylemiştim: ihtiyacımız yoktu."

"Sanırım bunu kaçırmışım."

Sessizce yürüdüler.

"Ve yirmi sekiz, sadece sekiz kişiden daha iyiydi," dedi Utku sonunda.

Deniz'in gözleri açıldı. "Ah, demek buydu. Bu bana karşı duyduğun herhangi bir yakınlıktan ya da bizim dummumuzu önemsediğinden değil, sadece sayınızın artmasını istediğin içindi, öyle mi? Güzel, bunu öğrenmem iyi oldu."

"Hayır, demek istediğim bu"

"Size yardım edebildiğimize sevindim." Ses tonu iğneleyiciydi, sonra geldiği hızla gitti.

Deniz yürürken, Utku'nun sözleri kafasının içinde rahatsız edici bir şekilde dönüp duruyordu. Karşı cinse güvenmemesinin nedeni buydu. Şimdiye kadar güvendiği tek erkek babasıydı... ve Artık o da ölmüştü. Kesinlikle iğrenç Doktor Gürcan'a ya da Albay Mircan'a hiçbir zaman güvenmemişti. Bağımsızlık Kampı'ndaki Kahverengi Gömlekliler'in de hiçbirine güvenmemişti. Ve Utku'ya da güvenmiyordu.

Metalin çıkardığı boğuk, ritmik sesi duyduğunda aniden durdu. Bu sesleri tanıyordu.

Bir dizi hızlı el hareketiyle herkese çalıların arkasına geçmelerini işaret etti, hepsi eğrelti otlarının ve aşağı sarkmış dalların altına saldandılar. Sesler yükseldi klank, klank sesler doğruca onlara doğru geliyordu. Diğerleri neler olduğunu öğrenmek için ona baktı ama açıklama yapacak zaman yoktu. Deniz nefesini tuttu ve yaprakların içine doğru daha fazla eğildi.

KIYAMET -  AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin