BÖLÜM - 8

158 28 8
                                    

✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄

MERHABA ARKADAŞLAR LÜTFEN YORUM VE BEĞENİ YAPMAYİ UNUTMAYİN...

✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄

Deniz. diğer kızların garip bir şekilde durgun olduğunu fark etti.

Bastırılmış.

Hatta korkutulmuş.

Açık olan tek şey, Deniz ve Mira'nın oradaki tek kız kardeş olmadığıydı.

Aslında, Deniz yemekhanedeki yüz kadar kıza baktığında, büyük çoğunluğun akraba olduğunu görebiliyordu.

"İkizlerle ilgili bu kadar önemli olan ne?" diye sordu karşısındaki kıza. Uzun boylu, kızıl saçlıydı ve diğer kızların ona bakışları Deniz'in burada yetkilinin o olduğunu düşünmesine neden olmuştu.

"Öğreneceksin," dedi Ateş Saçlı.
"Bana söylemeyecek misin?"

Kız gözlerini kıstı. "Söylenilecek ne var ki?
Herkesin deneyimi başkadır."

Ateş saçlı kız tepsisini kaptığı gibi ayağa kalktı ve hızla uzaklaştı. Onu, benzer yüz hatlarına sahip ancak daha kısa boylu ve daha narin yapılı başka bir kız izledi. Ateş Saçlı'nın daha narin bir versiyonu olanı bir şey söyleyecekmiş gibi duraksadı, ancak sonra fikrini değiştirdi.

Deniz omuz silkti. Cevaplanmamış bir soru daha. Kahvaltının ardından yoklama alındı. Çimle kaplı alanda, kızlar mükemmel geometrik sıralar ve sütunlar oluşturarak, barakaların yanına dizildiler.

Albay Mircan klasörün içinden bir kağıt çıkardı ve bir dizi katılımcının ismini yüksek sesle okumaya başladı.

Kızlar, kendi rakamları okunduğunda korkuyla siniyorlardı. Duyuru sona erdiğinde Katılımcılar tıknaz Doktor Gürcan tarafından alındı ve götürüldü.

Deniz'in nereye gittikleri hakkında bir fikri yoktu. Her şey bir kabus gibi belirsizdi.

Deniz ahırda çalışmak üzere görevlendirilmişti, Mira'yı ise temizlik ekibine vermişlerdi.

İneklerin sütünü sağmak ve gübreleri süpürmek Deniz'e babasına yardım ettiği zamanlan hatırlatmıştı. Kaçmaya başlamadan önce, daha mutlu oldukları eski günleri. Ayrıca ahır kampın dışında, çitin diğer tarafındaydı ve bu da kendisini özgürlüğe çok daha yakın hissetmesini sağlıyordu.

Vardiyası bitip barakaların olduğu yere döndüğünde, yine aynı düşmanca bakışlarla karşılaştı.

"O pis ahır kokusunu buraya taşıma," dedi kızlardan biri.

"Tuvalet arka tarafta."

Deniz dişlerini sıktı. Diğer kızlardan bazıları, metal teknenin yanında duruyorlardı. Deniz içeri girdiğinde sessizleştiler.

"Girebilir miyim?" diye sordu Deniz eliyle akan suyu göstererek.

Tırnaklarındaki pisliği fırçalayarak çıkarmaya o kadar odaklanmıştı ki etrafının ondan fazla kızla çevrildiğini gördüğünde çok şaşırdı.

Deniz, içine bir panik duygusunun yükseldiğini hissetti. İçgüdüleri koşarak kaçmasını söylüyordu ama kapıya kadar ulaşabilmesinin imkânı yoktu. Bunun yerine babasının vahşi hayvanlarla karşılaştığında korkusunu göstermemesiyle ilgili verdiği öğüdü hatırladı.

Burdaki kızlardan daha bir vahşi hayvan olabilir miydi?
Ateş Saçlı bir adım öne çıktı.
"Nereden geliyorsun?"
"dışarıdan," dedi Deniz ellerini sallayarak.
"Tüm bu yıllar boyunca mı?"
"Bu doğru."
"Kimse o kadar uzun süre Kahverengi Gömlekliler'den kaçamaz."

Deniz omuz silkti. "Biz kaçtık"

Ateş Saçlı, burunlar tam anlamıyla birbirine değecek şekilde öne doğru eğildi.

Deniz, arkasında duran kızı fark etmedi taki Deniz'in kolunu aniden geriye kıvırana kadar. Deniz kıvranıyordu ancak bir faydası yoktu. Kolunu kıvırmış olan kız, kastan oluşmuş devasa bir tabaka gibiydi.

"Kahverengi Gömlekliler için çalışmıyor olsan senin için iyi olur," dedi Ateş Saç, Deniz'in karnına bir yumruk atarken.

Deniz'in ciğerleri iflas etti. Ateş Saçlı, Deniz'in çenesini sıkıca kavradı ve yüzüne sert bir şekilde vurdu. Deniz'in çenesinde bir acı patlaması oldu ve ağzındaki kanın metalik tadını alırken soğuk, beton zemine devrildi.

Deniz, şişmiş gözleriyle Ateş Saç'ın üzerine eğildiğini gördü.
"Siz gelene kadar gayet iyi durumdaydık" diye tısladı.

"Ve bunu unutayım deme."

Kızlar, Deniz'i tuvaletin zemininde kanlar içinde bırakarak çıktılar.

O akşam yemeğinde, diğer mahkumlar daha önce olduğundan biraz daha konuşkan gibiydiler.

Ancak iki istisna vardı.

Deniz'in kollarını tutan, kase gibi kesilmiş siyah saçları hep asık olan suratını çevreleyen tıknaz kız ve Ateş Saçlı'nın narin kız kardeşi; gözlerini kaçırıp duruyordu ve bir kere bile Deniz'in yüzüne bakmadı.

Kızlar paylarına düşen tatsız yemeklerini bitirdiler ve birer birer yemekhaneden çıktılar. Narin kız, yanından geçerken Deniz'in tabağına bir şey bıraktı. Bir kumaş parçası.

Deniz tedbirli bir şekilde kumaşı inceledi. Kumaşı açtığında bunun bir eşarp olduğunu fark etti ve minnettar bir şekilde eşarbı saçsız başının üzerine sardı.

Barakaya döndüklerinde, kızlar sanki Deniz ve Mira yokmuş gibi davranmaya başladılar. Mahkumlar onlarla hiç ilgilenmeden günlük rutinlerine döndüler.

Yüksek bir zangırdama sesi duyduklarında herkes karyolasına tırmanmıştı: Kahverengi Gömlekliler kapıdaki zinciri açıyorlardı.

Bir saniye sonra etrafı ay ışığıyla çevrili bir kız göründü. Kız içeri girdikten sonra kapı zincirler ve kilit yeniden takıldı.

Duraksayan adımlarla adeta sürünür gibi ilerledi, etrafındakilerden bihaber gibiydi. Kimseyle konuşmadı. Kimseyi görmedi.

Altına yapmıştı ve odayı keskin bir idrar kokusu doldurdu.

Ateş Saçlı ayağa kalktı ve ellerini kızın omuzlarına koydu.

"Artık geri döndün Dilara. Seninle ilgileneceğiz."

Uzun boylu, kemikli yüz hatları ve kestane rengi saçları olan zarif kız dalgın bir şekilde başıyla onayladı.
"Artık güvendesin Dilara."
"Güvende mi?" diye tekrarladı Dilara.
Sesi uzaktan, sanki başka bir dünyadan geliyordu.

Deniz, solgun ay ışığı altında kızın gözlerini görebiliyordu. Gözleri cam gibiydi, uzaklara dalmış gibi mesafeliydi.

Bu sanki ruhu olmayan bir insanı, içi boş bir kabuğu görmek gibiydi.

Deniz omuz silkti.

Aklından çok fazla soru geçiyordu.
Burada neler oluyor? diye merak etti. Nasıl bir yerdeyiz biz?

O gece ilerleyen saatlerde tuvaleti kullanırken, mahkumlardan birini koridorun arka kısmında, nöbet tutar gibi duvara dayanmış halde dururken gördü.

Daha da garip olan yatağa döndüğünde duyduğu tıkırtıydı, metalik bir tıkırtı.

Babasının madalyonu elinde uykuya dalarken, bu sesi rüyalarında bile duyabildiğine yemin edebilirdi.

Tık. Tık.Tık.

♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦
BÖLÜM SONU...LUTFEN BEGENİ VE YORUM YAPINIZ...
♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦

KIYAMET -  AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin