BÖLÜM - 2

546 53 15
                                    

✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄

MERHABA ARKADAŞLAR LÜTFEN YORUM VE BEĞENİ YAPMAYİ UNUTMAYİN...

✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄ ✴ ❄

{KAÇAKLAR}

Deniz, vücudu gergin bir şekilde kulağını mağaranın girişine doğru yaklaştırdı.

Bazı sesler duyduğuna inanıyordu. Alışkın olduğu türde sesler değildi ancak tamamen başka türde seslerdi.

Yaprakların hışırtısı mıydı? Belki de... insancıl başka bir şey?

"Deniz," diye fısıldadı kız kardeşi.
"Şşş."
"Deniz," dedi kardeşi bir kere daha.

Deniz eliyle kardeşine sessiz olmasını işaret etti... ve sonra da onun rahatsız olmasının nedenini gördü.

Babasının ana kaya üzerine yaslanmış olan başı, bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Deniz mağaranın ağzından uzaklaştı ve aceleyle babasının yanına gitti.

Titreşen mum ışığında babasının yanaklarının çöktüğünü, normalde sağlıklı görünen yüzünün tebeşir kadar beyaz olduğunu gördü.

'Yanıyor," dedi Deniz. Arkasını döndü ve kardeşinin gözlerinden yaşlar aktığını gördü. Deniz eliyle mağaranın daha arka kısımlarındaki küçük bir gölcüğü işaret etti.

"Git bir bez parçasını ıslat alnına koyayım."
"Hangi bez parçası? Hiçbir şeyimiz yok bizim."

Mira'nın sesi paniğe kapılmak üzere olduğunu gösteriyordu. Mira'nın sorunları kendi başına çözememesi Deniz'in sinirlerini bozuyor olsa da bu konuda haklıydı: ellerinde hiçbir şey yoktu. Son birkaç haftaları çaresizce ve güçlükle bir barınaktan diğerine giderek geçmişti.

Neredeyse sahip oldukları her şeyi geride bırakıp, bunları çölün yaban kısımlarının uzak bölgelerine gömmüşlerdi, çünkü Kahverengi Orman'a ulaştıklarında ve yeni bölge sınırından geçtiklerinde hiçbirine ihtiyaçları olmayacaktı.

Tabii eğer Kahverengi Orman'a ulaşabilirlerse.

Deniz gömleğinin eteğini yırttı ve kirli kumaş parçasını Mira'ya uzattı.

"İşte. Haydi, şimdi git."

Mira hızla mağaranın iç taraflarına doğru ilerledi.

Deniz babasının elini tuttu. Eli sert ve nasırlıydı, deriden çok zımpara kâğıdına benziyordu. Deniz, babasının artık sağ ayağının iki katı haline gelmiş sol ayağını inceledi. Ayak morarmış ve iltihaplanmıştı, baldırına doğru çıkan kırmızı çizgiler vardı. Bunların hepsi, paslı ve radyasyonlu bir çiviye bastığı için olmuştu.

Başlarından geçen onca şeyin ardından, her şey küçük bir enfeksiyon yüzünden sonlanıyordu. Ve bu enfeksiyon çok yayılmıştı.

Hâlâ bir şey duyup duymadığından emin olamadan gözlerini dikip mağaranın girişine baktı. Sürüklenen bulutlar, küçücük ayı gizliyordu.

Bir ses irkilmesine neden oldu.
"Kız kardeşine... yumuşak davran." Konuşan babasıydı, sesi pürüzlüydü.
Deniz aniden savunmaya geçti. "Öyle yapıyorum zaten."
Babası hırıltıyla konuştu. "O da elinden geleni yapıyor, biliyorsun."
"Evet ama bazen yapmıyor."

KIYAMET -  AVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin