Multimedya-Doğa Soykan
- - -Başımı cama yaslamış düşüncelere dalmışken halamın beni dürtmesiyle sıçradım.
"Konuş biraz. Bu yolculuk hiç çekilmiyor." dedi halam.
Umursamaz tavrımla merak ettiğim bir soru yönelttim "Kaç saat kaldı?"
"Yaklaşık iki saat sonra evdeyiz." gözlerimi devirip başımı cama yasladım.
Ankara'dan İstanbul'a gidiyorduk. Halamlara.. Yeni bir hayata adım atıyordum. Alıştığım ve çocukluğumun geçtiği şehirden ayrılıyordum. Halamın yanında yaşayacaktım artık. Terkedilmişliğimin 18. Yılındaydım. Yine farklı bir şehirde ve farklı insanlarla. Ait olmadıklarımla..
Terkedilmiştim. Henüz bebekken savunmasız bırakılmıştım. Bu zamana kadar Ankara'da çoğunlukla dedemin yanında kalmıştım. Her ne kadar acı yaşanmışlıkları olan bir kız olsamda hayatı boşvermeye çalışmış, mutlu olmaya bakmıştım. Ne kadar becerebildiysem tabii.. İnsanlara eksik taraflarımı göstermekten hiçbir zaman hoşlanmamıştım. Düşüncelerimi yalnız kaldığım zamanlar gün yüzüne çıkarıp hep o zamanlar dökmüştüm gözlerime biriken yaşları.
Dedemin ısrarları sonucu kabul etmiştim halamın yanına taşımayı. Beni düşündüğü için istemişti. Geleceğimi düşünüyordu. Bu yaşıma kadar yanımda olan tek insandı. Benim en değerlimdi.Bana değer veren insanları kırmak suçlu hissettiriyordu. Söylemeye çekindiğim anne ve babam gibi hissediyordum kendimi. Hiç tanımadığım, görmediğim anne ve babam..
Özel bir lisede burslu olarak okuyacaktım. Başarılı bir öğrenciydim her zaman. Ders çalışmak her zaman ertelemişti kafamdaki düşünceleri.
Halamda benim için değerli insanlardandı. Dert ortağımdı. Eniştem ve Serkan da öyle.. Zaten saysam bir elin beş parmağını geçmezdi değer verdiklerim.
Kuzenim Serkan'la çoğu zaman kavga etsekte beni hep eğlendirirdi. Kendimi değerli hissederdim onun yanında. Kardeş gibiydik. Beni gördüğünde vereceği tepkiyi merak ediyordum. Halam haber vermediğini söylemişti.
- - -
Kapıyı açan Serkan'ın şok olmuş ifadesiyle yüz yüzeydim. Üzerindeki şoku atar atmazda kendimi yerde bulmuştum zaten.. Herzaman olduğu gibi.
Biz yerde debelenirken eniştem ve halam bize gülmekle meşguldü.
"Bıraksana be. Pestilim çıktı." dedim gülüşlerimin arasından zorlanarak. O kas yığını cüssesiyle üstüme çıkmış beni gıdıklıyordu.
Sonunda üzerimden kalktığında kendimde aynaya bakacak cesareti görmüyordum. Hislerim hemen aynanın önünden uzaklaşmamı söylüyordu. Hislerime güvenerek Serkan'ın peşinden ilerledim.
Salona girdiğimde Serkan ayakta beni bekliyordu. Kollarını iki yana açarak yapmam gerekeni hatırlattı bana. Yanına gidip kollarının arasına girdim ve ona sıkıca sarıldım.
"Hoşgeldin. Sonunda kurtuluyorum yalnızlıktan. Benimle pes oynarsın değil mi?" gülerek kafasına vurdum. Bu çocuk tam kırıktı.
"Üzgünüm ama yenilmeyi bünyen kaldırırmı kuzen?"
Alaylı ses tonuma histerik bir kahkaha patlattı ve kalkık kaşlarıyla bana bakmaya başladı."Gelde görelim o zaman" kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı. Bir yandanda halama bağırıyordu.
"Anne,odamdayız Doğa'yla pes oynayacağız. Cips falan getirir misin?"Koltuğa kurulmuş, Serkan'ı izliyordum. Kolları alarak oda yanıma oturdu ve bana döndü.
"Al bu kol. Adam gibi oyna hayal kırıklığına uğratma beni" dedi heyecanlı sesiyle. Oyun konsolunu elime aldım ve kafamı dikleştirerek "izle ve gör ezik" dedim.
Takımları seçtikten sonra oyuna başadık. Serkan böğürmeler ve küfürler eşliğinde oynadığı için bazen top kaçırıyordu bende fırsatları değerlendirip gol atıyordum.
- - -
Sonunda maç bittiğinde Serkan ağzı ayrılmış bir şekilde ekrana bakıyordu. Orta sehpaya uzanıp cips aldım ve ayrılan ağzına tıkıp kendine gelmesini sağladım. Maçı kazanmanın gururuyla sırıtıyordum.
"Bizimkilerden erkek kardeş istememe gerek kalmadı. Sen yetersin bana. " deyip yumruğunu uzattı. Yumruklarımızı tokuşturup geriye yaslandık. Serkan yine hunharca böğürerek halamın yanına koştu. Bende peşinden koşup sırtına atladım.
"Oğlum hiç değişmemişsin ya. Şu böğürme huyundan bir vazgeçemedin. " dedim gülerek. Bu sırada halam konuşmaya girdi.
"Çocuklar markete gidip bir şeyler alın hadi. Yemek yapacağım." Gözlerimin o an parladığına emindim. Serkan'ı ikna edebilirsem biraz gezebilirdik.
"Tamam halacığım." Serkan'ı kolunda tuttuğum gibi kapiya sürükledim ve askılıktan ceketini üstüne attım. Halamdan listeyi aldım ve önce Serkan'ı çıkarıp ardından ben çıktım.
- - -
Uzun süren sessizliği Serkan bozdu.
"Ee kuzen aynı okulayız ha?" dedi ve gülümsemesini belirginlestirdi. Benim ise agzım yerlerde sürtüyordu.
"Ne!""Cırlama kızım ya. Duydun işte. Aynı okuldayız." sevinçle Serkan'ın boynuna atladım.
"Ölüyorum galiba" diye homurdansada oda bana sıkıca sarılmıştı. Kollarımı boynundan çektim ve yanağına bir öpücük kondurdum.
Günün geri kalanı çok güzel geçmişti. Tabi küçük minicik bir şok daha yaşamıştım. Serkan'a alınan muhteşem porsche... Çok küçük değil mi?
- - -
Serkan'ın benim için hazırladığı odada gözlerimi gezdiriyordum. Muhteşemdi.. Mavi ve beyaz ağırlıklı odada en güzel köşemi şimdiden belirlemiştim. Tüm duvarı kaplayan camın önünde mavi ve beyaz minderler vardı. Kendimi minderlerin üzerine bırakıp başımı cama yasladım. Tüm sevincim beynime hücum eden düşünceler sayesinde yok olmuştu. Unutamadığım geçmişimin kırıntılarının dökülme zamanıydı. Serkan durgunluğumu farketmiş olacak ki yanıma oturup elini omzuma koydu.
"Anlat hadi. Dinlerim biliyorsun. Anlamasamda.. Anlayamasamda dinlerim seni." derin bir nefes alıp başımı Serkan'ın omzuna yasladım. Kelimlere birer birer dudaklarımdan dökülmeye başladığında göz yaşlarımda kendini ele vermekteydi.
"Niye Serkan? Anlamıyorum neden bir anne bebeğini terkeder? Hiç mi acımadılar bana? Küçücüktüm be. Muhtaçtım ben o vicdansız insana. Babama, anneme.. Sevgiye muhtaç büyüdüm. Büyümeye çalıştım. Olmadı. Yarım kaldım be Serkan. İçim acıyor her saniye. Aklımdan gitmek bilmiyorlar. Düşünüyorum nasıl bıraktınız diye. Aklımdaki sorulara yanıt bulamamak deli ediyor beni. Gülmek zorundayım. Onlara inat.. Gülmek zorundayım. Unutucam Serkan. Onların beni unuttuğu gibi. Baba sevgisini görmedim ben. Annemin kokusunu hiç ezberlercesine içime çekmedim. Bir kere görsem onları. Unuturum yemin ederim. Yaşadıklarımı silerim. Diyorlarki 'kızların ilk aşkları babalarıdır.' benim babam katilim oldu Serkan. Terketti beni. Güvenide alıp gitti ikiside benden. Sevemiyorum Serkan. Güvenemiyorum kimseye.
Aman.. Boşver be. Geçer zamanla. "Başımı omzundan kaldırıp yatağa doğru ilerledim. Yorganın içinde cenin pozisyonu alıp gözlerimi kapattım. Yanımda bir çöküntü hissetmemle dikkatimi oraya verdim. Serkan'ın gitmediğini biliyordum. Ama gözlerimi açmadım. Yanağıma bir öpücük bırakıp kulağıma fısıldadı
"iyi geceler canımın içi" yüzümde beliren istemsiz gülümsemeyle gözlerimi açmadan onu yanıtladım"Sanada "
Serkan odadan çıktıkta sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım. Şuan en ihtiyacım olan şey uyumaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefesim
Teen Fiction(27.03.2016 başlangıç tarihidir) - - - Hiç yok olduğunuzu düşündüğünüz bir zamanda yeniden varoldunuz mu? Hayatın bana gülümsemeyişine alışmışken bambaşka bir yaşamın içinde bulmuştum kendimi. Nereden bilebilirdim ki farklı bir şehirin hayatımı de...