-3-

1.1K 562 76
                                    


Multimedya-Serkan Yılmaz

- - -

Bir haftadır her gün Serkan'la İstanbul'u geziyorduk. Onunla o kadar çok eğleniyordum ki.. Boş geçen tek bir anım bile yoktu.

Birde şu Ege var tabi. Onu bir haftadır görmemiştim. Yüzündeki ifadenin aksine okadar gıcıktı ki.. İyiki karşılaşmıyordum onunla.

Yarın okullar başlıyordu. En azından kafamı dağıtabileceğim bir şeyler olacaktı. Her zaman ders çalışan biri olarak azda olsa seviniyordum okulların açılmasına.

Oturduğun yerden kalkıp mutfağa ilerledim. Serkan dışarı çıkmıştı. Halam ve eniştemse işteydi. Evde tek olmak canımı sıksada yapacak bir şeyler mutlaka bulurdum.

Dolaptan meyveli süt alarak salona geçtim. Hava çok sıcaktı. Kumandayı alıp rastgele bir kanal açtım.

Elimdeki sütü yudumlarken kapının sesi duyuldu. Yerimden kalkarak kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda ise yeni bir yıkımla karşılaştım. Tabiki Ege...

Gerçekten bu çocuktan kurtulamıyordum. Onu ilk gördüğüm anki düşüncelerim kendini tamamen nefrete bırakmıştı. Kendini bilmez ve ukala insanları hiç sevmezdim. O da tam öyleydi.

Gözlerimi devirip geçmesi için işaret ettim. Yüzünden eksik olmayan gülümsemesini sergileyip içeri geçti. Yine aynısını yapıyordu. Biraz sonra yine beni gıcık edecekti,biliyordum. Bu yüzden kendimi o gülüşe hiç kaptırmadım ve arkasından salona ilerledim.

"Niye geldin?"

"Serkan çağırdı. " dedi ve orta sehpanın üzerinde duran sütümü alıp yudumlamaya başladı. Gözlerimi devirip koltuğa oturdum.

"Neden bu kadar değişiksin?" sorduğum soruya karşın yüzünde bir şaşkınlık belirdi. Sonra kendini toparlayıp koltukta öne eğildi ve kollarını dizlerinin üzerine koydu. Sanki gizli bir şey söyleyecek gibi sessiz konuşuyordu.

"Çünkü.. Canım öyle istiyor titrek." sona doğru yüzündeki gülümseme yine kendini ele vermişti. Hayatlarımız tamamen zıttı anlaşılan. Hiç derdi yok gibiydi çünkü. Gülüşünde huzur vardı,samimiyet vardı. İçten güldüğü o kadar belli oluyordu ki... Benden tamamen uzaktı.

"Gereksiz."dedim ve gözlerimi devirdim.

- - -

"Hani seni Serkan çağırmıştı ya. Yarım saattir burdasın sinirlerim bozuluyor. Nerde bu Serkan?"

"Kızım sana yalanmı söyleyeceğim? Serkan 'bize gel' dedi geldim. Gerisini bende bilmiyorum. Açmıyor işte telefonunu." ayağa kalkarak pencerenin önüne geçtim. Serkan'ı defalarca kez aramıştım ama telefonunu açmıyordu.

"Dışarı çıkıp bakalım bir. Sabahtan beri ortalıkta yok. Merak etmeye başladım. " Ege'nin vereceği cevabı beklemeden kapıya yöneldim. Arkamdan bağırmasını duysamda aldırış etmemiştim,nasıl olsa gelirdi.

- - -

Dediğim gibide olmuştu. Bir saattir dışarıda Serkan'ı arıyorduk. Evin çevresindeki her yere baksakta yoktu.. Ege'yle yürümeye devam ettik. Sessizlik kendini korumaya devam ederken sokağın başında kaldırımda oturan Serka'la karşılaştım. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Üzgündü.. Her zaman yüzümün gülmesine sebep olan çocuk üzgündü. Koşarak yanına gittim ve karşısında durdum.

"Serkan?" başını ağır hareketlerle kaldırarak gözlerimin içine baktı. O an içimden sanki bir şeyler kopmuştu. Gözleri kan çanağı gibiydi. Yanakları kızarmış ve benzi solmuştu.

"Noldu sana be!?" yüzünü hafif eşkitsede mimikleri durgunlaşmıştı. Tanıdığım Serkan'dan eser yoktu.

"Gerçekleri görünce koydu biraz. "

"Ne gerçekleri?" kaldırıma oturarak ona döndüm.

"Sevgilisi varmış. Gittim konuştum. Senin dediğin gibi.. Olmadı napalım.." gözlerini kısa bir süre kapalı tuttu ve sonra devam etti "hadi eve gidelim. Dondum burada. " elime omzuna koydum ve destek verircesine sıktım. Ege ise sessiz kalmış ikimizi izliyordu. Ayağa kalktım ve Serkan'a elimi uzattım. Yükünü bana vermeden elimi tuttu ve ayağa kalktı. Onun üzgün olması beni de çok üzüyordu.

- - -

Eve geldiğimizden beri müzik odasındaydık. Serkan ,ben ve Ege.. Ben bateri çalıyordum, Ege gitar, Serkan'da buruk ve titrek sesiyle şarkı söylüyordu. Hiç kimseden bir kaç saat önceki olay hakkında ses seda çıkmıyordu. Ortalıkta cirit atan tek şey hüzündü. Serkan'dan bulaşmış olsa gerek Ege'nin o güler yüzü hiç ortaya çıkmamıştı şu son saatlerde. Bana huzur veren tek şeydi belki samimi gülüşler,kısılan gözler. Ege'ye her ne kadar sinir olsamda yanındayken,aynı ortamdayken rahatlıyordum. Bir şey vardı onda beni kendine çeken. Zamanla öğrenecektim. Bana benzeyen şeyleri onda bulmayı umuyordum. Beni anlayabilmesini..

Aklıma gelen saçma düşünceleri def ederek kendimi dahada verdim müziğin ritmine. Ege'nin gözleri hep benim üzerimdeydi. Hissedebiliyordum. Başımı ona doğru çevirmemle muhteşem gülüşüyle karşılaştım. Gözlerimi kaçırıp önüme dönmemle Serkan'ın yere yığılması bir olmuştu..

Gözlerimde tekrar aynı sahne canlanırken Serkan'ın yanına koştum. Masum yüzünün aksine başının arkasından akan kan bedenimi sarsmıştı. Ellerim titriyordu. Ege'nin yanımdaki varlığını farketmemiştim bile. Kendini farkettirmeyi bağırarak başarmıştı.

"Çekil Doğa!" kendimi hemen kenara atıp Ege'nin Serkan'ı sırtlanışını izledim. Akan gözyaşlarım haddini aşmıştı. Ege'nin peşinden koşarak onu takip ettim.

Arabaya bindiğimizde Ege kendini kaybetmiş gibiydi. Anahtarı yerine takmayı başaramıyordu bir türlü. Onunda oldukça endişeli olduğu her halinden belliydi. Elimi titreyen elinin üzerine koyarak gözlerine baktım.

"Sakin ol.. Lütfen. " gözlerinin gözlerimle buluştuğu anda titremesi durmuştu. Başını iki yana sallayarak önüne döndü ve anahtarı yerleştirip yola koyuldu. Serkan için o kadar endişeleniyordum ki... Umarım iyi olurdu her şey ...

- - -

Hastaneye tam 2 saat önce gelmiştik. Serkan'ı ameliyata almışlardı.

Halam,eniştem,Ege... Hepsi berbat durumdaydı.

Yerimden kalkarak Ege'nin oturduğu soğuk zemine,yanına oturdum. Çökmüş görünüyordu. Başını kısa bir süre bana çevirip gözlerini kapattı. Onun gülüşüne ihtiyacım olduğunu hissediyordum. Başımı omzuna koyarak gözlerimi kapattım. Ciğerlerime dolan muhteşem kokusuyla bedenim gevşerken onun bedeni kasılmıştı. Anlam veremesemde kendimde kalkacak isteği bulamamıştım.

Kısa bir süre sonra bedenimi saran uzun ve sıcak kollar beni en huzurlu uykuma itmişti...

Son NefesimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin