Arkadaşlar biliyorum bölüm çok gecikti fakat hiç fırsatım olmadı paylaşmaya belirtmek istiyorum. Proje ödevlerim birikmişti bu yüzden son haftalar sürekli buna uğraştım. Sizi beklettiğimin farkındayım. Umarım beğenirsiniz yeni bölümü. Tekrar ve tekrar çok özür diliyorum beklettiğim için. İyi okumalar ...❤❤
- - -
Sabah gözlerimi açtığımda yanımda kimse yoktu.
Yastığın altından telefonumu aldım ve saate baktım. 06.32 idi. Ege ve Serkan uyuyor olmalıydı. Yataktan kalkarak aynanın karşısına geçtim. Yeni uyandığım zamanlar kendimi tanımakta güçlük çekiyordum. Şişmiş gözler ve kabarmış saçlarla insan dışı tüm varlıklara benziyordum.
Daha fazla bu görüntüye dayanamayarak odadan çıktım. Karşımdaki kapının banyo olmasına dua ederek yavaşca kolu aşağı indirdim. Doğru tahminim ile derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Şimdi sıra zor olanda,bu tipi düzeltmekteydi.
Ege'nin ablasının dolabından temiz kıyafetler bulabileceğimi düşünerek duş almaya karar verdim. Nedenini bilmediğim bir şekilde Ege'nin beni böyle görmesini istemiyordum.
Üzerimdekileri çıkarıp duşa kabine girdim. Başımdan aşağı akan damlalar bedenimin yumuşamasını sağlamıştı.
Değişiyordum. Eski ben yok oluyordu. Bunun farkındaydım. Gün geçtikçe daha çok gülümsüyor ,daha çok eğleniyordum. Anne ve babamın elimden aldığı hayatı,yeni tanıdığım insanlar sayesinde,tek başıma yaratıyordum. İçinde farklı karakterler bulunduran yeni bir hikâye yazıyordum. Mutlu başlayan,fakat sonunu bilmediğim bir hikâye...
Saçlarımı şampuandan iyice arındırıp duşa kabinden çıktım. Banyo dolabından havlu alarak birini saçıma,diğerini bedenime sardım.
Banyodan çıkıp tekrar odaya girdiğimde yatağın üzerinde iç çamaşırları ve okul formaları vardı. Sanırım Serkan getirmişti.
Üzerimi giydikten sonra saçımdaki havluyu çıkardım. Odadaki çekmeceleri tek tek açsamda tarak yoktu.
Odanın kapısını açıp Ege'ye seslendim.
"Ege? Tarak verebilir misin? Burada bulamadım. " dedim ve kapıyı açık bırakıp yatağa oturdum. Kısa bir süre sonrada Ege gelmişti. Elindeki tarakla birlikte yanıma gelip yatağa oturdu.
Gözlerinde sanki şaşkınlık vardı.
"Ege tarağı verecek misin artık ?". Kafasını iki yana sallayarak dikkatini topladı ve konuştu.
"Ben tarayım. Çok dolaşmış,açamazsın." dedi ve yaklaşıp yavaşça saçımı taramaya başladı. Daha önce kimse taramamıştı saçlarımı. Küçükken zaten hiç uzatamazdım ki... Dedem kendi berberinde kestirirdi. Çok ağlardım. Günlerce konuşmaz,küs kalırdım.
Geçmişin birikintileri gözlerime dolduğunda konuşmaya başladım.
"Biliyor musun,ilk kez sen tarıyorsun saçlarımı. İlk kez sen dokunuyorsun. " dedim ve başımı aşağı eğdim. Bilmiyordu geçmişini. Bu yüzden saçma gelebilirdi ona söylediklerim. Ama o,benim hiç beklemediğim bir şey yaptı.
Tarağı yatağa bıraktı ve baş parmağı ile göz yaşlarımı sildi. Sonra ise beni kendi kokusuna esir aldı. Dayanamayıp bende kollarımı onun boynuna doladım ve ilk kez birinin yanında içimden geçeni yaptım. İlk kez gözyaşlarımı tutsak etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefesim
Teen Fiction(27.03.2016 başlangıç tarihidir) - - - Hiç yok olduğunuzu düşündüğünüz bir zamanda yeniden varoldunuz mu? Hayatın bana gülümsemeyişine alışmışken bambaşka bir yaşamın içinde bulmuştum kendimi. Nereden bilebilirdim ki farklı bir şehirin hayatımı de...