- - -
Arkadaşlar elimden geldiğince uzun yazmaya çalışıyorum. İlk bölümler olduğu için kısa oluyor fakat gittikçe uzayacak.Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Düşünceleriniz benim için çok önemli unutmayın. İyi okumalar...- - -
Çalkantılı duygularım yerini net ve keskin bir nefrete bırakmıştı. Onun bu yersiz davranışları,düşüncelerimi bir anda değiştiriyor,ondan nefret etmeme neden oluyordu. Yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesi şuan tamamen ondan uzaktı. Çatık kaşlar,kasılmış bir çene ve kızarık gözlerle insanın titremesine neden oluyordu.Mert'i oracıkta bırakmış,arkasına bile bakmadan eve gitmişti. Tüm uğraşlarıma rağmen geri dönüp Mert'e yardım edememiştim.
Yarının yeni bir güne başlangıç olduğunu hatırlayarak Serkan'a seslendim.
"Kuzen,yarın okul var. Şişik ve kızarık gözlerle başlamak istemeyiz güne. Hadi gidelim. Şu Ege'de belki ne yaptığının farkına yalnızken varır. " dedim ve ağır hareketlerle kalkıp kapıya yöneldim.
Kendimi bu kasvetli evden dışarı attığımda Ege'nin gür sesi kulaklarıma dolmuştu. Arkama dönmeden onu dinledim.
"İkinizde Mert'i yanlış tanımışsınız. Ama ben o sahte maskeyi çıkarıp attığımda bana inanmadığınıza pişman olacaksınız. "
Evet. Yine aynı saçmalıklar...
Arkamızda bıraktığımız Ege'ye aldırış etmeden arabaya bindik. Kendimi çok kötü hissediyordum. Mert bizim okuldaydı. Serkan söylemişti. Yarın onu bulup bir şekilde gönlünü alacaktım. Yeni bir gün ve yeni başlangıçlar.. Eski hayatımdan uzak...
- - -
Kulaklarımı tırmalayan alarmın sesiyle hızlıca gözlerimi açtım ve vakit kaybetmeden bu sinir bozucu sesi durdurdum.
Çok güzel bir gündü. Duvarı kaplayan büyük penceremden yüzüme yansıyan güneş parıltıları içimi açmıştı. Yüzümde beliren hafif tebessüm bana o kadar uzaktı ki... Buraya geldiğimden beri kendimi benliğimden uzaklaşmış hissediyordum. Sahte gülüşlerim yerini içtenliğe bırakıyordu. Buna alışkın değildim. Böyle bir yaşantıyı hak etmiyordum. Tam 18 yıl önce,doğduğum gün karanlığa mahkum edilmiş bir zavallıydım ben. Şimdi etrafımdaki insanlara kilitli kapılarımı açıp,bembeyaz sayfalarını kendi siyahımla lekeleyemezdim. Ben Doğa Soykan... Kendi siyahıma mecburdum...
Yüzümdeki gülümsemeyi silerek,alışkın olduğum duvarlarımı çektim önüme. Kişiliğimden uzak,ama mecbur olduğum duvarlarım...
Banyoya gidip ardımdan kapıyı kilitledim. Ani ruh değişimim sonucu gözlerime biriken yaşları akıtabilmek için soğuk bir duşa ihtiyacım vardı.
Başımdan aşağı akan sular vücudumu temizlese de,ruhumda birikenler tükenmek bilmeyen bir çığ gibiydi. Her gün önüne farklı hisleri katarak benliğimi yok ediyordu. Kendimi soğuk zemine bırakarak son kez akıttım gözyaşlarımı. Sonrası ise yine duvarlarını çekmiş,katı ama bir o kadar kendinden uzak Doğa Soykan...
- - -
Banyodan çıktıktan sonra hazırlanmıştım ve şuan Serkan'ı bekliyordum. Evet bir kız olarak,bir erkeğin hazırlanmasını bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefesim
Teen Fiction(27.03.2016 başlangıç tarihidir) - - - Hiç yok olduğunuzu düşündüğünüz bir zamanda yeniden varoldunuz mu? Hayatın bana gülümsemeyişine alışmışken bambaşka bir yaşamın içinde bulmuştum kendimi. Nereden bilebilirdim ki farklı bir şehirin hayatımı de...