KVL-6 "Oyun"

346 44 3
                                    

Multimedya; Alperen Ve Nur


Nur Meydan;

"Elli bir... Elli iki... Elli üç!" Diyerek elindeki fotoğrafı milyon parçaya böldü, Rahel.

Dün gece Serra ile girmiştiler yine birbirlerine. Gerçi biz de farksız değildik ama o daha fena şey yapmıştı. "Yeter ama!" Diyerek ayağa kalktı Gamze. Elindeki kitabı yatapın kenarına bırakarak, Rahel'in önündeki fotoğraf parçalarını toplamaya başladı.  "Deli olduk iyice." Diyerek tüm parçaları çöpe attı. Rahel'in ruh sağlığından bu aralar çok şüphe ediyordum. İyi değil gibiydi. Bu kamp işi zaten başlı başına bir saçmalıktı. Güya eğlenecek ve sınav stresini atacaktık. Ama biz stresi okulda bırakmak yerine yanımızda getirmiştik!

Telefonumun titremesiyle Deniz'den gelen mesaja baktım. Müdür'ün bizi çağırdığını yazan mesajı okuyunca uflayarak ayağa kalktım. "Müdür çağırıyor, ben bir gidip bakayım." Diyerek telefonumu cebime geri tıktım. Evden çıkarak müdürün olduğu dersliklere girdim. IQ seviyemi kaybedeceğimi biliyordum çünkü adam o kadar mantıksız konuşuyordu ki, beyin hücrelerim intihar etmek için birbirlerini yemeye başlıyorlardı.

Kapının önüne gelerek, son kez gözlerimi yumdum sanki beyin hücrelerimi görüyormuş gibi. "Sakın birbirinizi yemeyin, savaşın küçük hücreler! Kazanacağız..." derin bir nefes verip kapıyı tıktıkladım. İçeriden ses gelince, kapının kolunu kavradım. İçeri girdiğimde, Deniz'in ayakta olduğunu gördüm. "Gel bakalım, geçin şöyle." Elini masanın yanındaki karşılıklı sandalyelere çevirdi. Deniz ile birbirinize baktık şaşkınca.

"Beyin ölümü gerçekleşti..." diyerek Deniz'le aynı anda sandalyelere oturduk. Önündeki kalemi kalemliğe koyarak, koca pörtlek gözlerini bize çevirdi. İçine dolan gıdıyla gülmek istedim. Eşek gibi kahkaha atıp odanın içinde zıplamak...

"Şimdi; dersliklerimiz yetersizdi ve öğrencilerde yani sizlerde bir okul havası veremiyorduk. Bu yüzden bizde boşta olan bir okul binasını satın aldık. Sizden istediğim ise, bunu öğrencilere en uygun şekilde anlatmanız."

"Yani şimdi bir okula mı geçeceğiz?" Dedim.

"İlim Okulları," diyerek okulun ismini söyledi. "Evet, yeni okula gideceksiniz. Ayrıca haftada sadece 1 gün şehir merkezine gitme şansınız var. Sadece siz." Diyerek pis kokular sezdiren bir gülüş yaydı yüzüne.

"Sizden kastınız nedir Hocam?" Dedim dudağımı dişleyerek.

"Kolejliler ve Liseliler"

Müdür ile anlaştıktan sonra, Deniz ile birlikte koridorda yürümeye başladık. "Bu adama bayılıyorum ya!" Dedi Deniz gülerek. "Beyin hücrelerimin içine ediyor. Müdürle muhattap olunca IQ seviyem de düşüyor." Deniz kısa süreliğine güldükten sonra ciddileşti.

"Ben bu adamın ismini bile bilmiyorum," dedi. Sahi, bu adamın ismi neydi? "Ama bir Ferhat ya da Fatih tipi var."

"Yok ya, Mahmut falandır kesin. Asırlık adam sonuçta." Diyerek dersliklerin basamağından inerek kuma bastım. Deniz ile eve doğru yol almaya başladığımızda, karşımıza Belgin hoca çıktı. "Yolunu değiştir... Yolunu değiştir... yolunu değ- Merhaba hocam!"

Deniz beni çekiştirmeyi bırakarak, sanki onu görmeden ilerlemişiz gibi davranıyordu. Belgin hoca hiçte memnun bir bakış atmıyordu. Yutkunarak gelecek olan cezayı dinlemeye hazırladım kendimi. "Cumartesi günü alışverişten döndükten sonra o bindiğiniz servis aracını temizleyeceksiniz. İçte dahil! Yaren'e söyleyin kütüphaneye yanıma gelsin."

Kafa salladık ikimizde. "Hele bir dediğimi yapmayın bu sefer gerçekten zora oynarım." Disiplin cezası olmadığı için bizi yorarak ya da dersleri ağzımıza kadar dayayarak ceza veriyorlardı. Okulda şartlar başkaydı tabi... Belgin Hoca gider gitmez Deniz ile söylenip yürümeye başladık. Deniz erkeklerin evine girdiğinde bende kızların evine girdim. İçeri girerek ayakkabılarımı çıkarttım.

Kolejliler Ve LiselilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin