Yaren Garip;
Hayatın bir sürü acı yönü vardır aslında. Mesela her zaman istediğiniz insan olamazsınız, hayallerinizin sınırlarını zorlayan o hayat, bazen gerçek olur ama içinize sinmez. En kötüsü ise bir insanın ailesini seçememesidir. Hiçbirimiz dünyaya gelmeden önce ailelerimizi seçemedik. Eğer seçme şansımız olsa, kendi ailelerimiz asla evlat sahibi olmazdı.
Dün geceden beri ağlayan Ada, şiddetini kaybetmeden ağlamaya devam ediyordu. Biz ise onun yalnız hissetmemesini sağlamak için sabahtan beri uykusuz bir şekilde yanındaydık. Ada'nın annesi o doğduktan 5 gün sonra ölmüş. 17 yıldır babası bakmış kızına, ta ki hayatına yeni bir kadın girene kadar. Bundan 2 ay önce bir kadınla tanışmış. Evlenme kararı aldıklarında ise kadın Ada'yı istememiş. Taş kalpli o adam ise kızını sokağa atmaktan çekinmemiş. Ve acımasızlık insanların bedenine bir zehirden daha hızlı yayılmış. Bu hikayenin sonuna uyan tek cümle buydu. Nur ayağa kalktığında, aramızdan ayrılarak balkona çıktı. Rahel ve Gamze Ada'nın yanında iken, bende kalktım. Ada ağlamaya drvam ederken, balkonun kapısını aralayarak, ortamdan çıktım. Sıcak hava tenime iliştiğinde, bir kavanozun içinde havasızlıktan boğuluyormuş gibi hissettim."Üzüldüm" dedi Nur sadece. Üzülmekte haklıydı çünkü bende üzülmüştüm. Hiçbir insan böyle bir şeyi kabul edemezdi. Çok zordu. Bunu en iyide biz bilirdik zaten.
"Bende, bende üzüldüm ama," ama Ada Kolejliydi. Bunca zaman düşman düştüğümüz biriydi. "Ama, Ada Kolejli" dediğimde güldüm. "Onu aramıza almamız, ona sahip çıkmamız Kolejliler tarafından hoş karşılanmaz" dedim.
Kafa salladı. "İyide, buna izin veremeyiz, Yaren. Şu hayatta en iyi biz biliriz aile acısını" Gamze, Rahel, Nur ve Benim bir ailemiz yoktu.
Ben, evlilik dışı bir çocuktum. Doğduğumda yetimhaneye bırakılmıştım. Sonra oraya sürekli kızına giydiremeden küçük gelen kıyafetleri getiren bir kadın gelmeye başladı. Özgül Abla. O yetimhane müdürüyle konuşurken, bizde onun küçük kızı Arzu ile oyun oynardık. Özgül Abla ise bize bazen tatlı bir şeyler getirirdi. Arzu ile bir tek ben en yakın arkadaştım. 6 yaşıma geldiğimde, Özgül Abla beni evlat edindi. Arzu'nun babası olmadığından, üçümüz yaşamaya başladık. Sonra Arzu'nun çocukluk arkadaşı Eren ile tanıştım. Üçümüz çok yakın arkadaştık ve mutluyduk. Özgül Abla ve Eren'in ailesi bir ev oturmasına giderken, tarfik kazasına kurban gittiler. 15 yaşındaydık o zamanlar. Eren'in ve Arzu'nun ailesinden nitas kalan apartmanın bir dairesinde yaşamaya başladık. Evet, 15 yaşında kendi yaşımda iki çocukla yaşamaya başladım. Yani hayat benle baya erken tanıştı.
Eren'in dedesi hep bize para falan verirdi. Hâlâ da veriyor Salim Dede. O olmasa, belki yine yetimhaneye dönerdim.Gamze'nin annesi ve babası ayrı. Her hafta birinde kalıyor. Ailesi o kadar umursamaz ki, bir kızları olduğundan haberleri yokmuş gibi. Rahel'in ailesi, bir erkek çocuk istedikleri için Rahel'i pek sevmemişler. Rahel'de yıllardır kuzeni ile başka bir şehirde onlarsız yaşıyor. Ve Nur. Nur resmen terk edilmiş. Zenginler aslında. Nur'da zaten 9. Sınıfın ilk 3 haftası bir kolejde okudu ama ailesi onu reddedip, Fransa'ya yerleşince Nur'da taban puanının tuttuğu okula, yani bizim okula geldi. Deniz... Deniz'in ailesi hepimize rağmen mükemmeldi. Annesi Polis, babası Asker idi. İkiside şehit düşünce, İstanbul'a taşınmış ve anneannesi ile kalmaya başlamıştı.
Bizim ailelerimiz ile Ada'nın ailesi pekte farksız değil aslında. Terk edilmeler, istememeler... Ve liseliler hayata 1-0 yenik başlar.
"Ben Ada'ya üzülüyorum ve içimden gelen bir ses acı çığlıklarla onun yanında olmamız gerektiğini söylüyor. Bilmiyorum sanki desteğimize ihtiyacı varmış gibi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kolejliler Ve Liseliler
Fiksi RemajaBirbirine çok yakın 4 arkadaşın yaz maceraları. En büyük düşmanları olan Kolejliler ile Liselilerin hikayesi. Her türlü aksiyonu barındırıyor, aksiyondan vazgeçilemiyor. Bu iki düşman tarafın sımsıcak yaz hikayesini öğrenmek ister misiniz?o zaman va...