Levent Bey çalışma odasında bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Ayaz yanındaki kızı Burçin olarak tanıtmıştı. Bu bir tesadüf müydü yoksa Burçin aradığı kız mıydı? Bunu biran önce öğrenmesi gerekiyordu. Ayazın getirdiği kız Yücele o kadar çok benziyordu ki aslında Ayazın onayına gerek bile yoktu ama emin olmak istiyordu işte.
Ayaz apartmanın önünde durdu ve yanında uyuyan Burçine baktı. Burçin bugün gerçekten çok güzel olmuştu. Gözleri ister istemez Burçinin dudaklarına kaydığında aklına Burçini öptüm o an geldi. Kendine hakim olmalıydı. Burçin nasıl kendisine bu kadar güveniyordu anlamıyordu açıkçası Ayaz. Yavaşça Burçinin üzerine eğildi ve kemerini çıkardı. Burçin bunu hissetmiş gibi kıpırdandı ve gözlerini açıp uyku sersemliğiyle Ayaza bakmaya başladı. O an o kadar yakınlardı ki Ayaz kendini zor tuttu ve hemen geri çekildi.
"Bugün için teşekkürler Küçük Şeytan. Artık evine gitsen iyi olur."
Burçin Ayazın sözleri üzerine eve geldiğini anladı ve Ayaza iyi geceler dileyip eve doğru yürümeye başladı. Bu sırada Ayaz çoktan babasıyla yüzleşmek için yola koyulmuştu bile.
Levent Bey düşünceli bir şekilde pencereden dışarıya bakarken kapı çaldı.
"Gelebilir miyim baba?"
"Gel oğlum."
Ayaz babasının onayıyla içeriye girdi ve koltuklardan birine oturdu. Babası da bu sırada karşısına oturmuştu. Levent Bey heyecandan titreyen ellerini tutarak buna engel olmaya çalışıyordu. Aklını kurcalayan soruyu hemen sordu.
"Lafı uzatmayacağım oğlum. Bugün yanındaki kız... o muydu?"
İşte Ayazın beklediği an gelmişti. Ayaz babasının gözlerine baktı ve ciddi bir şekilde
"Evet."
diye babasının sorusunu cevapladı.
Levent Bey heyecanla ayağa kalktı ve odada bir tur atıp tekrar yerine oturdu. Ne yapması, ne demesi gerektiğini bilmiyordu.
"Peki...peki onu nasıl buldun?"
"Bu konuda sana bilgi verebileceğimi sanmıyorum baba. Üzgünüm ama bu bende kalsın."
Ayaz bir süre düşünceli gözlerle yere bakan babasını inceledi. Karşısındaki adamın alnı yılların yorgunluğuyla kırışmış yüzüne yorgunluk çökmüştü. Kaşlarını çatmış, eli çenesinde bir şekilde düşünüyor, sanki aklından bir şeyleri tartıyordu. Ayaz daha fazla dayanamayıp aklını günlerce kurcalayıp duran o soruyu sordu.
"Burçini bulduğuma göre artık bana her şeyi detaylıca anlatmanı istiyorum. Ne oldu baba? Neden Burçini bu kadar çok bulmak istiyordun? Lütfen bana her şeyi anlat."
Levent Bey neye nereden başlayacağını bir türlü bilmiyordu. Sonunda yıllarca beklediği o an gelmişti. Peki şimdi ne yapmalıydı? Kendisine meraklı gözlerle bakan oğluna dönüp baktı. Artık olanları anlatma zamanı gelmişti.
"Bak oğlum... Sahip olduğumuz şirketlerden ikisi aslında bizim değil."
"Nasıl yani? Ne demek bu?"
diye hemen atılarak sordu Ayaz ve ekledi.
"Lütfen daha detaylı konuş baba."
"Şöyle ki... Yücel, Yalçının kendisine zarar vereceğini çok önceden anlamıştı. Bu yüzden hisselerinin bir kısmını benim üzerime geçirdi. Benden tek istediği kızına sahip çıkmamdı ama ben bunu beceremedim. Tek yapabildiğim şey onu aramak oldu ama bir türlü ona ulaşamadım. Sen onu nasıl buldun bilmiyorum ama beni büyük bir yükten kurtardın oğlum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan
ChickLitGenç kızın tek suçu tanımadığı bir adama çarpmaktı . Bunun bedeli olarak onun esiri olacağını nereden bilebilirdi ki ? Dahası bilmediği çok şey vardı Burçin'in. Ayaz'ın bildiği sırlar gibi ... "Nereye gidersen git seni bulacağım Küçük Şeytan !.."...