Öncelikle merhaba sizi fazla tutmayacağım merak etmeyin . Aslında bu hafta bölüm yayınlamayacaktım çünkü okunma sayısı istediğim orana gelmedi zaten vote oranı hiç beklediğim gibi olmamıştı . Yanlış anlamayın bu bir şikayet değil . Ben sadece ailemle üzüntümü paylaşıyorum hepsi bu . Bir dahaki bölüm hazır ama haftaya yayınlar mıyım açıkçası bilmiyorum . Bölümün gelmesi tamamiyle size bağlı . Siz benim için çok önemliyken hikayeme hiç önem verilmiyormuş gibi hissediyorum ve bu durum da beni çok üzüyor . Vote veya okuma sınırı koymak istemiyorum . Tek isteğim hikayeme önem verilmesi . Hep dediğim gibi görüşleriniz benim için çok değerli ve ben görüşlerinizi gerçekten çok merak ediyorum . Buradan hayalet okuyucularıma sesleniyorum yorum yapmak zorunda değilsiniz ama lütfen bana mesaj atarak görüşlerinizi benimle paylaşın . Sizi ailem olarak görüyorum ve sizin de beni öyle görmenizi istiyorum . Lütfen beni kırmayın . Sizden küçük bir ricam daha var . Eğer beğendiyseniz lütfen hikayemi çevrenizdekilere önerin . Bir diğer bahsetmek istediğim konu Kısmetse Olur adlı bir hikaye yazıyorum ve hepinizi bu hikayeme davet ediyorum umarım beğenirsiniz . iyi okumalar ...
Burçin son anda şirkete yetişmenin verdiği mutlulukla gülümsedi . Neyseki Ayaz Bey (!) daha işe gelmemişti . Hemen odasına girdi ve çantasını çıkarıp masanın çekmecesine koydu . İçinden gününün iyi geçmesini diledikten sonra önünde yığılı duran dosyalara göz attı . Şu Ayaz denen herifin vermediği iş kalmamıştı . Dün bir bugün ikiydi oysaki . Ama Burçin kararlıydı . Bu işin de hakkından gelecekti . Önünde duran dosyalara sinirle baktıktan sonra ofladı ve tıslayarak
"Ayaz denen şu Zorba öküzü pişman etmezsem bana da Burçin demesinler . "
dedikten sonra işine başladı . Daha doğrusu başlayacaktı ama çalan kapı buna müsade etmedi . Burçin kendine çeki düzen verdikten sonra kapıya bakarak
" Girin " dedi ve geleni beklemeye başladı . Acaba bu gelen Ece miydi ? Eceyle yeni tanışmalarına rağmen iyice kaynaşmışlardı . Ece , Burçine gerçekten de çok yardım etmiş ve şirkette yapacağı işleri sabırla Burçine öğretmişti . Açılan kapıyla düşüncelerini bir kenara bıraktı Burçin . Bu geleni tanımıyordu ama gözü bir yerden çıkarıyordu sanki . Sahi kapıdan başını uzatarak kendisine bakan bu yakışıklı adam da kimdi böyle ?
"Buyrun? " dedi en sonunda
"Selam . Ben Ayaza bakmıştım ama daha gelmedi herhalde ."
Burçin karşısındaki adamın Ayazdan bahsederken bu kadar rahat olmasına çok şaşırdı . Karşısındaki adamın kim olduğu hakkındaki merakı daha da kabardı ve merakı sesine de yansıdı .
" Evet Ayaz Bey hala gelmedi . Pardon ama siz kimdiniz ? "
Kapıdaki adam yavaşça odaya girdi ve masanın önüne geldiğinde yavaşça elini uzatarak
" Merhaba ben Kenan . Ayazın kuzeniyim . "
Burçin kendisine uzatılan eli hemen sıktı . Kenan Bey bir haftadır iş gezisinde olduğundan onunla tanışama fırsatı olmamıştı ama nedense onu bir yerlerden tanıyor gibiydi . Özellikle de ismi hiç yabancı gelmiyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Şeytan
ChickLitGenç kızın tek suçu tanımadığı bir adama çarpmaktı . Bunun bedeli olarak onun esiri olacağını nereden bilebilirdi ki ? Dahası bilmediği çok şey vardı Burçin'in. Ayaz'ın bildiği sırlar gibi ... "Nereye gidersen git seni bulacağım Küçük Şeytan !.."...