Selam. Bölümler artık her gün gelmiyor. İki günde bir paylaşacağım. Bilirsiniz. Yoruldum.Herneyse bölümleri biraz daha 'ekşın'lı olmaya başlayacak sanırım. :D Multimediaya bakın Burçak var.Herneyse hadi başlayalım.
✩Kusursuz Ol 15. Bölüm ✩
Sabah uyandığımda yüzümün 5 santim yakınındaki ayakları görünce gözlerim açıldı. Ayağa kalkmaya çalışırken yastıkları yere düşürdüm. Dün zaten beni denizden çıkartmamışlardı. Eve heldiğimden beri hapşuruyordum. Hasta olmuştum. Zaten havalar soğumaya başlıyordu. Dışarıda yağmur yağıyordu.
Hapşura hapşura Ahmet'in ayaklarını ittim. Ahmet sayemde yere düşerken Cansu'yu da eşiğinde sürüklemişti. Cansu çığlık atıp Doğukan veSalih uyanmasını sağlarken. Beril "Kahvaltı hazır!" diye bağırdı. Oh bu kız çok erken kalkmış olmamlı. Tüm tayfa Ahmet'lerin evindeydik. Annesi ve babası tatildelermiş.
"Hapşu!" Ahmet bana gülerken oda hapşurmuştu. Bu sefer ben ona güldüm. Ve sonuç 'Hapşuğ'
Ahmet bana bakıp" Can dostum." dedi ve hapşurdu. Beril bizi tekrar masaya çağırınca gittik ve masaya oturduk. Kahvaltımızı yaparken bizim hapşırmamız konu olmuştu. Beril ben size çorba yapayim diye kalkmış, Salih ilaç almaya gitmiş Cansu su katmak için kalkmış Doğukan ve Melih bize gülüyordu. Sonunda normal bir kahvaltı yemiş ve kalkmıştık. Cansu, Melih, Doğukan ve Salih dışarı çıkacağını söylemiş ve çıkmışlardı. Beril bizi koltuklara uzatmış uyutmaya çalışıyordu. Ahmet iç çekip kıkırdadı. Onun kıkırdamasının yarısında hapşuruğumls böldüm. Kahkahalarımız ve hapşuruklarımızın arasında Beril yanımıza geldi ve televizyonu açtı. Magazin programını açıp izlemeye başladı. Bizde Ahmet'le giydikleri kıyafetlere yorum yapıyorduk.
"Iyy bu çok sarı."
Onu başımla onaylayıp," Çok büyük bu." dedim. O da beni başımla onaylayıp," Çok hapşuğ." dedi ve gülmeye başladık. Beril'e baktığımızda bize bakıp gülüyordu. O da " Ben size ilaç getireyim." diyip kalktı.
✩✩✩
Uyandığımda Ahmet yüzüme kalemle eğiliyordu. Beni gördüğünde gözlerini açtı ve ayağa kalkıp koşmaya başladı. Beril koltuktan kalkıp bana el aynası getirince, yüzümü karaladığını anladım. "Bittin Ahmet." diye kendi kendime mırıldandım.
"Bu çok güzel!" diye bağırdım. Beril bana deliymişim gibi bakaren Ahmet merdivenden başını çıkarmıştı." Ne dedin?"
"Çok güzel olmuş Ahmet!" diye tekrar bağırdım. "Resim çekmek istiyorum." diye tekrar bağırınca Ahmet yanıma gelip elini alnıma kattı. "Ateşi de yok!" diye mırıldandı.
"Resim çekelim!" diye tekrar bağırdım. Beril eline telefonunu aldı. "Ama ben arkadaşımın da iyiliğini istiyorum." deyip Ahmet'i koltuğa yatırdım. "Beril kollarını tut!" diye bağırıp kalemi aldım.
Ahmet" Şeytan." diye tıslayıp nfesini yüzüme üfledi. Ahmet'in üstüne oturup yüzüne kedi çizdim. Burnuna kalp yapıp bıyıklarını çizdim.
İşim bittiğinde Ahmet'in üzerinden kalkıp ellerimi çırptım. Beril Ahmet'in kollarını bırakıp bana verdiği aynayı ona uzattı.
Ahmet bana bakıp,
"Berbat çizmişsin." dedi. Ona dil çıkarıp Beril'e "Resim çeksene." dedim. "Tamam."diye mırıldanıp telefonumu aldı. Birkaç resim daha çekip telefonu elime verdi. Resimlere bakıp en komiğini duvar kağıdı yaptım. Resimleri Ahmet'e gönderip onun telefonuna da duvar kağıdı yaptım. Biz Ahmet'le yüzümüzü silerken Beril ortalığı toplamaya başladı. Ahmet aynaya hapşurunca gülüp peçeteleri ve ıslak mendilleri çöpe attım.
Ve günümüz yatarak geçti. Cansu geldiğinde eve geçip odama çıktım ve tüm gün yaptığım gibi yattım.
✩✩✩
Sabah uyandığımda daha iyiydim. En azından hapşırmıyordum. Yani. Cansu'yu kaldırıp aşağı indim. Hiç kahvaltı hazırlayacak havamda değildim. Cansu'ya dönüp " Dışarda yiyelim?" dedim.
"Tamam bekle hazırlanayim." dedi ve yukarı çıktı. Bende odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Telefonumun sesini duyunca elbiseyi yatağa bırakıp telefonumu aldım ve açtım. Kargo'nun yarın elime ulaşacağını söyleyen adam telefonu yüzüme kapattı.
Elbiseyi üzerime geçirip aşağı indim. Cansu koltuğa oturmuş beni bekliyordu. "Çıkalım?" "Çıkalım hadi acıktım acıktım!"
Dışarı çıkıp bir kaheye girdik. Kahvaltı tabağı isteyip konuşmaya başladık. Siparişlerimiz gelince konuşmamızı bitirip yemeye başladık. Cansu çayını yudumlayıp "Ee?" dedi bana bakıp " Ne var ne yok."
"Kaç defa tekrarlayacaksın bu soruyu?" diye sordum. Gözlerini devirip çayını yudumlamaya devam etti. Bende ona gözlerimi devirip dil çıkarttım.
Kafeden çıkınca Cansu yolun karşısına odaklanıp "Oha!" diye bağırdı. Onun baktığı yerre bakınca gözlerimin büyümesine engel olamadım.
Yorum istiyorum vote önemli değil ben sizin nasıl bulduğunuzu önemsiyorum .Önemli olan bu yani anlayacağınız. Yorum yorum yoruğm. -Ozzy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Ol.
Teen FictionKusursuz ol. Güçlü gözük. Korkma. Hayat benim için artık bundan ibaret. Hayatını babasının sözlerine adayacak olan minik bir...