You keep this love in a photograph ♡

9 1 0
                                    

#nowplaying Tennesse - bölümle bir alakası yok sadece çok güzel bir filmin, çok güzel bir şarkısı ♡

"Hayley neredesin?"
"Kapıya çıkarsan görüceksin yavrum"
"Uçtum geliyorum yanına yakala beni"
"Yavaşla seni tutamam"
"Romantik anımı bozmak zorunda mısın love"
"Her zaman"

Sonunda Hayley'nin yanına inebilmiştim. Haftalardır bugünü bekliyorduk. Yani ben bekliyordum. Çünkü Hayley sürekli Danny ile birlikte olmak zorundaydı bende yalnız kalıyordum. Ama sonunda bugün Alex'i Danny'e postaladım ve bugünü kız günü ilan ettik. Muhteşem bir alışveriş günü olabirdi belki ama biz onun yerine kahve içmeyi tercih ediyorduk sonrasındada vitrinlere bakmayı tabikii. Birlikte aldığımız şeyler sınırlıydı. Genellikle rimel falan alırdık onun haricinde ikimizinde ilgisini çeken bir şey olmazdı. Her zaman gittiğimiz kahve dükkanına gittik ve ben her zamanki gibi az sütlü americano, Hayley ise Latte söyledi.

"En son ne zaman görüştük?"
"Hiç bir fikrim yok, oldu baya, seni özledim"
"Tabii ki de özledin Emm çünkü ben seni daha çok özledim"
"Bu kadar romantizm yeter bence..."dedim gülerek. "Push up drama yi denedin mi?"
"Evet annem almış kendine sakın alma kötü ben hiç beğenmedim"
"Zaten almayı düşünmüyordum, sadece heryerde reklamı var"
"Evet Gigi yüzünden gözümüze sokuyorlar.. Bu arada Sam nerede?"
"Alex ile birlikte"
"Nasıl yani? Sam bana bile bir süreden sonra alıştı ve hangi ara tanıştılar?"
"Alex dün bizde kald-"
"ANLAMADIM?"

O an Hayley'le gerçekten ne kadar uzun görüşmediğimizi fark ettim.

"Aniden oldu işte. Kaldı bir şey olmadı"
"Ve bana söylemedin..."
"Sende meşguldün"
"Boşversene"
"Bunun için bana kızacak mısın?"
"Hayır saçmalama niye kızayım ki? En yakın arkadaşım, ondan hoşlanan bir erkekle evde kalıyor ve bana mesaj atma zamanını bile bulamıyor. Hayır kızmadım."

Bazen çok inatçı oluyordu. Gerçekten. Yerimden aniden zıplayarak tek adımda Hayley'nin yanına gittim ve ona o kadar çok sıkı sarılarak öptüm ki, boynu yamulmuştu.

"Kıskandığında çok seksi oluyorsun Hayley. Kıskanırken kızdığında yanıyorsun ve herkes sana bakıyor hep bu yüzden yapıyorum, seni çok seviyorum, özür dilerim"
"Kabul edilmiştir" dedi gülerek ve yerime geçmek için arkamı döndüğümde popoma sertçe vurdu.
"Hey!! Bu ne içindi??!!"
"Bu hayatta herşey karşılıklıdır, bende seni seviyorum yavrum"

Kahvelerimiz geldiği sırada telefonuma mesaj gelmişti. Alex.

"Sevgili Emma.. Evet seni çok seviyorum, sana değer veriyorum, seni önemsiyorum ama şunu anlaman gerek... Kardeşin... Çok farklısınız.. Ve ben.. Dayanamıyorum.. En kısa sürede evde olursun?"

Mesajı okumamla kafede bir kahkaha kopmuştu ve herkes bize bakıyordu.

"Noldu?"
"Alex Sam'in ızdırabına uğramış ama Hayley atasözü derki herşey karşılıklıdır, bu yüzden bugün daha çok kalmaları gerekecek"

Hızla Alex'i aradım.

"Selam!! Naber?"
"Hiç iyi değilim Emma, eve gelmen gerek"
"Üzgünüm Alex, lütfen biraz daha idare et, Hayley bırakmıyor"
"Bu ilk ve son tamam mı?"
"Sana bol şans Alex"

Tamamdır.

22.30

"Hayley bu sefer beni affetmeyecek,gerçekten" gülerek eve yürüyorduk. En son konuştuğumuzdan beri Alex hem mesaj atmış hem de bir çok defa aramıştı. Daha erken eve dönmeliydik ama mükemmel vakit geçirdik ve o anları bozamazdım.
"Seni affetmesi kolay olucak bence, koşman gerek eve"
"Sonra görüşürüz" hızlıca yanağına sulu öpüceklerimden kondurup karşı yola geçerek eve koştum. Kapıyı açınca evden hiç ses gelmiyordu bende sessizce salona baktım ama kimse orada yoktu. Mutfak - boş. Sam'in odası boş. Banyo boş. Banyoda napsınlar normal miyim ben? Neyse. Tek yer odamdı. Kapının arkasından sessizce baktıktan sonra karşımdaki manzarayla ömrümü geçirebilirdim. Şuan hayatımda iki farklı ama çokönemli iki erkek yatağımda yorgun bir şekilde uyuyorlardı. Alex o kadar bitkin görünüyordu ki bir an acıdım. Kollarını birbirine sarmış, büzülerek Sam'in yanında yatıyordu. Uyumaktan şişmiş kırmızı dudakları, pürüssüz yanakları, yanaklarına değen kıvrımlı kirpikleri, karışmış saçları bana 'şuan tam bir seksim' diye bağırıyorlardı. Sam'i uyutmak için çok mücadele ettiği belliydi belli ki o uyuyunca o da uyuyakalmıştı. Sam her zamanki yüz üstü yatmış kollarını iki yana açmış adeta bir melek gibi uyuyordu. Bu anı kaçıramazdım. Hızla telefonumu çıkartıp bir kaç fotoğraf çektim. Daha sonra yavaşça Alex'in yanına gidip, yanağına küçük bir öpücük bıraktım.

"Bütün gecenin karşılığı bu mu?" uykulu sesiyle beni kokuttuğunun farkındamıydı acaba?"
"Uyuman gerekmiyormuydu?"
"Uyuyorum zaten, hala gözlerim kapalı"
"Sabah konuşalım olur mu? Uyu artık. Ve özür dilerim"
"Sabah görüşürüz"

Fırsattan istifade salona indim ve savaş alanına baktım. Gerçekten savaş alanıydı. Hızla etrafı topladım ve üstüme örtü alarak televizyonun karşısına yatarak güzel bir film aramaya başladım. Şansıma en sevdiğim filmi bulmuştum. The Day After Tomorrow. Nasıl seviyorum belli değil. Neyse ki başlarıydı. Ben filme dalmış izlerken Alex sessizce içerden geldi. Ben anlamamış bir şekilde yattığım yerden ona bakarken,o, hızla arkama yattı. Ellerini benimkilere kenetleyerek arkamdan bana sarıldı. Kafasını saçlarımın arasına gömdü ve uyumaya devam etti. Bende ona karşılık verdim. Ayaklarımı onun bacaklarının arasına sıkıştırdım, ellerime kenetlediği parmaklarını sıkıca tuttup ve kendimi göğsüne daha çok ittirdim. Anlam katamadığım bir şekilde huzur vericiydi. Filmin en heyecanlı yerlerinde parmaklarını parmaklarımla sıktığımda uyanır gibi oluyordu ve bende ona bir sorun olmadığını söylüyordum. Film duygusal değildi ama ben sonunda her izlediğimde ağlardım. Bu seferde kendimi tutamadım ve gözlerimden yaşlar süzüldü. Film bittiğinde televizyonu kapattım ve sahneleri hayal ederek resmen ağladım.

"Sorun ne?"
"Film bitti, bir şey yok, her zamanki gibi"
"Her zamanki sulu gözsün işte" uykulu kısık sesi zorla çıkıyordu ama konuşamaya zorluyordu kendini. Gülmeme neden oluyordu, ağlarken gülüyordum. Saçma.
"Gıcık"
"Biliyorum, bende seni seviyorum"

Yüzümdeki gülümse bir anlığına yok oldu ama sonra geri geldi ve bu halime sırıtttım.Hiç bir şey söylemedim. Öylesine söyledi işte. Uyku sersemi ne dediğini bilmiyor. Kısa bir sessizlikten sonra beni kendine doğru daha çok çekti ve yüzünü saçlarıma bastırdı. Normalde kimsenin duyamayacağı ama aramızda hiç mesafe olmadığı için rahatça duyabileceğim bir şey söyledi.

"Seni seviyorum"





Nasıl güzel bir bölüm oldu. Olmamışta olabilir bilmiyorum. :D Alex tam bir goals....

passionateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin