"Selam."
Tabii ki ona selam diyecektim öyle değil mi? İnsanlar genelde öyle yapar çünkü. Ve bende gülümseyerek O'na karşılık verdim.
"Şey, daha düzgün tanışamadık. Ben Alex."
Bana doğru elimi tutabilmek için uzandı. Bende O'na elimi uzattım. Ve uzatmamla elindeki sıcaklıkla irkildim, bu havada nasıl üşümüyordu?
"Emma." Dedim kısaca.Alex: evin okula yakın mı?
Emma: evet,normalde tercihim yürümekten yana oluyor ama yağmurdan dolayı servis kullanmak zorunda kaldım. Sen nerede oturuyorsun?
Alex: şey, aslına bakarsan bilmiyorum. Buraya daha yeni taşındık. Sabah okula babam bıraktı. Etrafa bakma fırsatım olmadı. O yüzden bende servise bindim.
Emma: evinin nerde olduğunu bilmediğin halde servise mı biniyorsun? Büyük cesaret!! - Bunu söylerken içimde kahkaha atmak vardı. Keşke Hayley burada olsaydı.
Alex: işte tam burada sen devreye giriyorsun. Seni gördüm ve sana güvenerek bindim.
Emma: evet bana güvenebilmen gayet hoş ama sana yardım edebileceğimi zannetmiyorum ama belki yoldan geçerken tanıdık bir yer görürsün ve inersin, böylece evine ulaşırsın.
Alex: pekala bu iyi bir fikir.Yol boyunca pek fazla bir şey konuşmadık. Bana ailesinden ve neden taşındıklarından bahsetti. Babasının işi yüzündenmiş. Bir erkek kardeşi varmış. Bu sene yeni okula başlamış. Ayrıca eskiden gittiği okulda basketbol takımındaymış bu yüzden takıma girmeyi düşünebilirmiş. Bende O'na doğduğumdan beri burada olduğumu ve zamanla yaşadığımız şehri sevebileceğini söyledim. Tam bu sırada evimin sokağına girmiştik. Yağmur durmuştu bu yüzden inmeye karar verdim. Tam inerken Alex'in de peşimden geldiğini fark ettim.
Emma: ne yapıyorsun?
Alex:tanıdık bir yer olunca inmem gerektiğini söyledin. Bende indim işte.
Emma: tamam ama bizim oraya taşınan yeni aile yok ki.
Alex: bilmiyorum belkide şuan doğaçlama yapıyorum her yer birbirine benziyor.Biz cadde boyunca yürümeye başlamışken Alex bir alt sokakta evini gördü. Bu kadar yakın oturabileceğimizi tahmin etmemiştim.
Emma: vay canına. Evlerimiz neredeyse arka arkaya.
Alex: bence bunda bir sıkıntı yok. Bu sayede sabahları seninle okula gelebilirim. Böylece yollarıda öğrenmiş olurum.Benimle böyle konuşması beni sevindirmeli miydi? Bir takıma komşumuz sayılırdı. Bu da sık sık görüşeceğimiz anlamına geliyordu. Zaten burada hiş arkadaşım yoktu. Hayley bir saat uzaklıkta yaşıyordu. Birbirimize sürekli gidip gelemiyorduk.
Emma: pekala. Sabah 8.15 te sokağın başında ol.
Sözlerimin arkasından tam gidiyordum ki bana seslenerek:
"Hey, Emma! Sabah görüşürüz!" Dedi.
Vay canına. Hemen eve girip üstümü değiştirdim ve kendimi yatağa attım. Bu o kadar da uzun sürmedi. Yarına yetiştirmem gereken matematik ödevi vardı. Her ne kadar çok sevsemde trigonometriye alışamamıştım. Biliyorum alıştırma yapmak gerekiyordu ve zaman lazımdı ama başaracağıma inanıyordum. Her şeyi bitirdikten sonra banyoya gidip güzel bir duş aldım ve bu sefer gerçekten yatabilirdim. O sırada hemen Hayley'e mesaj atmam gerektiğini düşündüm. Tabii ki de olanları anlatmam gerekiyordu. Ben en ince ayrıntısına kadar anlatırken o bana durmadan sorular soruyordu. Sesinde bir değişme vardı. Evet sürekli gülerek konuşuyorduk ama bu sefer çok farklıydı.
Emma: neden bu kadar heyecanlısın Hayley?
Hayley: Alex ile nasıl bir günde bu kadar yakın olabildiniz anlamıyorum
Emma: sen benim dediklerimi duymuyorsun? Hahahahhahahaha inanmıyorum sana!!! Sadece yürüdük hepsi bu...
Hayley: önemli olanda bu ya. Her gün beraber yürüyeceksiniz!!Ve birden gerçekler yüzüme vurdu. Başımdan aşağı kaynar sular indi. Her gün...her gün... Her gün onun mükemmel gülüşü, masum bakışları ve özenle yaratılmış elmacık kemiklerini görecektim.
Emma: o benim için hiç kimse Hayley ve bunu hiçbir şey değiştiremez. Olsa olsa sadece arkadaş olabiriz.
Hayley ile biraz daha konuştuktan sonra tam uyuyacaktım ki bir ses duydum.
1 yeni mesaj.
Kimden: Alex