6.Bölüm "Ebe"
Lucy şaşkınlıkla geriledi. Karnı burnunda olan hamile bir kadını bu kıç donduran soğukluktaki bir dağın tepesine getirmiş olamazdı abisi. "Siz ciddi misiniz?" Onlara haber vermeye gelen kızıl saçlı kız asabice kaşlarını çattı. "Şaka yapıyor gibi bir halimiz mi var?"
Gray ellerini şokla kulaklarına dayadı. "Ben ne yapacağım?" diye sayıklarken aynı sözleri söyleyip tepinen Zeref'ten bir farkı yoktu. Herkes birbirine bir şey yapması konusunda bağırırken Lucy, Luna ve Pedro'ya baktı. Fairy Tail'in bu şaşkın haline ağızları bir karış açık bakakalmıştı. Mavis'in acı dolu çığlıklarını bir kez daha duyunca Lucy "Anneniz bir kez daha kahraman olmaya gidiyor." dedi çatlayan sesiyle. Dudaklarını yalayarak yerdeki kadına doğru ilerledi.
Mavis hızlı hızlı nefes alıp veriyor, eliyle biçimsiz karlara vuruyordu. Lucy eliyle Zeref'e gelmesini işaret etti. Zeref ne yapacağını sapıtmış bir koyun gibiydi. Birisinin onu yönlendirmesinin sevinciyle koşarak Lucy'nin başına geldi. Lucy, Mavis'i kaldırarak Zeref'in kucağına yerleştirdi. Sarışın kız elleriyle havayı dövüyor, acıyla buruşan yüzünü Zeref'in siyah ceketine gömüyordu. Lucy onları pür dikkat izleyen gruba döndü. Kısık sesli bir küfür savurdu. "Şehre dönüp bir han bulmamız lazım. Şehrin ebesi de yok ki bu aralar..." Tekrar güçlü bir küfür savurdu. Zeref'i kolundan çekeleyerek şehre uzanan patikayı koşmaya başladılar. "Aranızda ışınlanma büyüsü olan var mı?"
"Hiçbirimizin yok!" Lucy ayrıca Mavis'in şu anki durumuna da bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. "Nefeslerini sabitlemeye çalış! Sen, kızın elini tut!"
Hepsi dediklerini yaparken bir on dakika sonra şehrin girişine gelmişlerdi. Lucy sırtındaki beyaz ceketi çıkartırken dudaklarını büktü. Bu ceketi seviyordu. Yazık olacaktı. Gray ise bir yandan şehirden fazla uzaklaşmamış oluşlarına dua ediyordu.
Şehre adım attıkları anda insanların çığlık çığlığa kalan kıza ve onun peşinden koşan gruba bakıyordu. Lucy şehre hızla dalarken bir yandan da onu kaybetmemesi için Zeref'i kolundan yakalamış sürüklüyordu. En sonunda bulduğu hanın kapısından içeri son sürat girdi.
Han sahibi daha onları karşılayamadan Lucy üst kattaki odalara yönelmiş ve arkasından hana giren Natsulara "Ödemeyi yapın!" diye bağırmıştı. Bulduğu ilk ahşap kapıyı tekmeledi. İçeriye geçti. Çift kişilik bir yatak, eski bir gardırop, odayı aydınlatan iki cam ve ahşap bir masadan fazlası değildi. Lucy, Mavis'i Zeref'in kucağından alarak yataklardan birisine yatırdı. Zeref, Mavis'in elini tutmayı bırakmadı.
"Normal bir şekilde nefes alıp vermeye devam et. Anlaştık mı? İsmin neydi?"
"Ma-Mavis." Lucy, uzunca bir süre Mavis'i konuşarak sakinleştirmeye çalıştı. Zeref'te katılabildiği arada onlara katılıyordu. Lucy bu süreçte Mavis'in pantolonunu çıkarttı. Battaniyeyi Mavis'e destek sağlamak amacıyla toplayıp belinin altına serdi. Bir yandan da ceketi bebeğin çıkması gereken yerde tutuyordu.
Lucy gördüğü şeyle ufak bir çığlık attı. "Geliyor!"
Çok geçmeden iki bebek ceketin üstündeydi, Lucy'nin yardımıyla tabii ki. Anneleriyle olan kordonlarının kopmasıyla ikisi de hanı inlete inlete ağlıyordu. Mavis kan ter içerisinde kalmıştı. Zeref ise büyülenmiş gibi Lucy'nin kucağına aldığı iki çocuğa bakıyordu. Lucy ona ters ters baktı. "Banyodan temiz havlu getirsene lan! " Zeref fişeklenmiş gibi koşarak lavaboya gidip geldi. Bu sırada diğerleri kapıdan olanları izliyordu. Luna ve Pedro ellerini çaktılar Lucy iki bebeği de temizlerken.
Zeref, Mavis'in toparlanmasına yardımcı oldu. Bir yandan da kan ter içerisinde kalmış kızın yüzünü siliyordu. Mavis'in odak noktası ise Lucy'nin temizlediği bebeklerdeydi.
"Onları... Kucağıma alabilir miyim?"
Mavis'in heyecanlı çıkan sesine karşın Lucy gözlerini devirdi. "Tabii ki alabilirsin. Onları temizlememe izin ver." Lucy bir anlığına irkildiğini hissetti. Açık camdan giren rüzgar her ne kadar ılık olsa da iliklerini titretmişti.
İkizleri; bakışları bitkin ama hala kendisinde parıldayabilecek gücü bulan annelerinin kollarına bıraktı. Dizlerinin titrediğine yemin edebilirdi. Gray yavaşça arkasından yaklaştı. Gergindi ve bunu yapıp yapmaması gerektiğinden emin değildi. Yine de bir teşekkürü Lucy'den esirgemeyecekti.
"İyi iş çıkardın." Lucy bunu daha fazla taşıyabileceğinden emin değildi. Abisinin sıcacık sesini hissetmek artık dizlerinin bağını çözmüştü. Bedeni gürültüyle arkaya düşerken Gray şokla bağırdı.
"Lucy!"
****
Vay piç ben şdsnfkdsk Tamam. Bir günde üç bölüm. Abi cidden helal bana lndsknfkdsnf Şimdi gidip denemaşklarımla o bakışmalı, cilveli aşkımı yaşayabilirim ~
Neyse. Abi umarım başlığı fesat anlamadınız fşdsnkfnd İnşAllah ya.
Neyse.
AMK
A-M-K
ABİ
İKİ HAFTA
KALDI
VE BEN HALA
ADAM GİBİ ÇALIŞAMADIM
VALLAHA SIÇTIM BİLLAHİ SIÇTIM TİLLAHİ SIÇTIM
HA BİR DE SIVADIM
BEN KAÇAR! :") TEOG'DAN ÖNCE HERHANGİ BİR HİKAYEYE YİNE YEBE EKLEMEK İSTİYORUM O ZAMAN SİZDEN ŞANS DİLENMEK İSTİYORUM AMA BU YOLLAYACAĞIM SON YEBE OLABİLUR. O YÜZDEN BURDAN DA ŞANS DİLENEYİM :")
BANA TOEG'DA ŞANS DİLEYİN AMİN CÜMLEMİZİN İSTEKLERİ TUTAR!
KENDİNİZE İYİ BAKIN BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Fırtınası (Fairy Tail-NaLu)
FanfictionYıllar önce Deliora'nın talan ettiği şehirden canlı çıkan iki kişi vardı. Birisi Gray Fullbuster, diğeri ise Gray'in yaşadığından birhaber olduğu küçük kardeşi; Lucy. Lucy yıllar sonra Gray ve loncanın hayatına girecek, iki küçük çocuğuyla beraber h...