Cancağızlarım sizi bekletmek istemedim ve yeni bölümü yükledim. İnanın çok heyecanlıyım. Hikayemin başlangıcı size biraz klasik gelebilir ama lütfen bekleyin ilerleyen bölümler çok farklı olacak.Umarım beğenirsiniz. Desteklerinizi benden esirgemeyin.Sizleri çok çok seven yazarınız:)
4 GÜN ÖNCE:
Gecenin kör karanlığında telefonumun sesiyle yataktan fırladım. Gece gelen telefonlar dan hep korkmuşumdur. Tanımadığım bir numaradan aranıyordum. Nefes nefese cevap verdim.
"Alo"
" Alo deniz , benim Kağan"
Sesi kalabalık bir yerden geliyordu, birşey dememe fırsat vermeden hızlı hızlı konuşmaya devam etti.
" Aşkım;hiç birşey söyleme, sadece beni dinle, çok fazla vaktim yok. Ben gidiyorum ama senin için dönücem , sana zaman veremem ama mutlaka dönücem. Birlikte uzaklara gidicez. O zamana kadar beklemeni istiyorum. Barlasın adamları gelebilir ama korkma senin bu işle bir ilgin olmadığını anladıklarında peşini bırakacaklardır. Senden tek istediğim ne olursa olsun bana güvenmen. Kim ne derse desin onlara inanma, sadece beni bekle.Seni seviyorum" dedi
ve ardından telefonu kapattı. Ne söylediğini anlamam birkaç dakikamı aldı. Ne yapmıştı? Neden gidiyordu? Nasıl bir belaya bulaşmıştı ki en yakın arkadaşı Barlas peşine düşecekti.
Hemen aynı numarayı geri aradım ama servis dışıydı. Kağanın kendi numarasını da aradım o da servis dışıydı.
Uykum kaçtı. Yataktan kalktım. Berbat haldeydim. İçim acıyordu ama ağlayamıyordum, hala ne olduğunu tam olarak anlamamıştım. Kağanla 3 gün önce büyük bir kavga etmiştik, ona çok öfkeliydim ama bir anda hepsini unuttum. Tek istediğim şuan onun yanında olmaktı, derin bir özlem hissettim içimde, çok büyük bir boşluk sarmaladı ruhumu, bana her zaman bir telefon kadar yakın olan sevdiğim adam gideceğini söylüyordu. Bana süprizler yapıp bir anda kapımda biten adam, ufacık bir kavgamızda evimi güllerle donatan, daha bir ay önce karşımda dizlerinin üzerine çöküp bana evlenme teklif eden adam yoktu.
Nefesim kesildi. Dizlerimin üzerine çöktüm. Ne kadar direndiysem de hıçkırıklarıma engel olamadım ve kendi hıçkırıklarımı duydukça dafa çok ağlamaya başladım.
Bir anda kapım açıldı.Selin korku içinde yanıma koştu, gözlerindeki korkuyu görebiliyordum.
"Deniz, ne oldu canım"
Hıçkırıklarım arasında ağzımdan çıkarabildiğim tek kelime " Gitti" oldu.
Konuşamıyordum, sadece ağladım, ne kadar ağladım selinin dizlerinde ne kadar yattım hiç bilmiyorum. Kendimi biraz olsun toparladığımda seline kağanla olan telefon konuşmamı anlattım. Selinde benim kadar afalladı. Kağandan hiç hoşlanmazdı ama benim için katlanırdı ona."Denizcim, seni terketmemiş ki, dönücem demiş, zaman istemiş sadece işlerini yoluna koyunca dönücekmiş hem"
Selinin beni sakinleştirmeye çalıştığının farkındaydım ama endişesi gözlerinden okunuyordu.
" Selin lütfen; sende en az benim kadar iyi biliyorsun ki ben Kağanı kaybettim. O birşey yaptı, ne yaptığını bilmiyorum ama kötü birşey yaptığı belli. Kaçıyor selin başı belada benim için bile olsa dönmiyecek."
**** ***** *****
Selinin bağırtılarıyla uyandım. Sabaha karşı beni yatağa yatırmıştı oda yanıma kıvrılmıştı. Zorla da olsa uykuya yenik düşmüştüm. Hemen yerimden fırladım. Selin kapının ağzında , elleri belinde birileriyle tartışıyordu."Hayır dedim size. İçeri giremez siniz, kuzenim zaten perişan halde,şuan uyuyor"
İçimi bir korku sardı. O an anladım ki hayatım geri dönül mez bir şekilde değişiyordu.
Ürkek adımlarla kapıya yaklaştım.
"Selin, neler oluyor?"
Selin bir anda bana doğru döndi ve sert bir dille "Deniz odana, hemen"
Bense selini dinlemeden kapıya iyice yaklaştım. Ve kapıyı sonuna kadar açtım. Herşeyi bilmek istiyordum. Kağan ne yapmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE SİNDİRELLA #Wattys2016
RomanceNişanlısıyla masal gibi bir düğün hayali kurarken hayatı bir anda kabusa dönen ve kendini hiç tanımadığı,çok tehlikeli ve bir o kadar da yakışlı kumarhane patronuyla nikah masasında bulan denizin hikayesi...