ACELYANIN AĞZINDAN
Minel sinirle söylenirken bizim kızlar ona gülüyordu. Arkalarında Semihin arkadaşları olduğunu bilmiyorlardı . Kızlar içeri girdi. Minel en sondan geliyordu . Kapıyı kapamak için yeltendi. Ama kapının arkasında Semihin arkadaşlarından sandığım biri kapıyı tuttu. Bembeyaz tenine zıt bir şekilde siyah saçları ve ela gözleri vardı. Minel bu sefer siniri geçmiş ama şaşkın bir yüz ifadesiyle o kişiye bakıyordu. "Olamaz böyle şey ya ! Beni mi takip ediyorsun sen ? " dedi. Bu sefer çocuk dalgayla gülmeye başladı . "Pardon !? Ben seni niye takip ediyim kızım ? Semih burada o çağırdı takılacakmışız burada . " dedi Semihin arkadaşıda.
Kavga etmemeleri için olaya el atmam gerekiyordu . "Hepiniz hoşgeldiniz. Geçin, oturun . Semih içeride . " diyip gülümsedim . Semih oturduğu yerden kalktı. Herkesle tokalaştı, aynı şekilde bende .
"Açelya , bu Kerem , bu Yusuf , bu Ali . Benim en yakın arkadaşlarım işte . Bu da Açelya beyler . Bir zamanlar hastamdı. " dedi Semih . "Seni rehabilitasyonda çalışıyorsun sanıyorduk Semih ? " dedi sertçe isminin Yusuf olduğunu öğrendiğim kişi . "Zaten orada çalışıyorum . Açelyanın hikayesi uzun . Bir ara anlatmak isterse anlatır . " dedi medeni bir şekilde. "Zamanla tanışırız zaten . Bunlar benim arkadaşlarım Minel, zeynep , Erva " dedim . Zeynep bir anda "Ali sen misin gerçekten ?" Dedi gözleri doluca . Ali şaşkınca Zeynebe baktı , baktı... Uzun uzun .
"Zeynep Taşkıran ! Zaman ne çok şey değiştirmiş . Ne kadar güzelleşmişsin sümüklü , gel buraya " diyip Zeynebi kendine çekip sarıldı. Hepimiz onlara bakıyor olanları anlamaya çalışıyorduk. "Sümüklü sensin bir kere ya . " dedi Zeynep nazlı nazlı. Karşımdaki bizim Zeynep olmasa cilveleşiyorlar sanacaktım . "Öhöm öhöm ! Noluyor Ali anlatın bakalım ." dedi Semih merak eder ses tonuyla.
"Ya ani Zeyneple biz çocukluktan tanışırız. Birbirimizin çocukluk aşkıyızdır. Aynı mahalledeydik sonra babam polis olduğu için Ankaraya taşındık biraz orada kalıp buraya döndük ama ulaşamadık birbirimize . Zaten hayatımıza bir sürü kişi girdi unutmuşuz birbirimizi baksana zor tanıdık . " diye açıkladı Ali. Ama Zeynep kimseyle çıkmamıştı ki . Böyle bir şey olduğunu bile yeni öğreniyorduk. Kızlarla birbirimize baktık. Sonra kızgın bakışlarımı Zeynebe yolladım . Onu bozuntuya vermek istemedim . Yoksa " aaa Zeynep senin hayatına başkası girmedi ki " diyip onu yerin dibine sokardım. Ama belli ki aklı hala bu çocukta .
Ali orta boylu , kumral , renkli gözlü yakışıklı biriydi. Diğerleride öyle yakışıklıydı aslında . Ama Semih daha bir iyiydi. Kirli sakalı ona bir hava katıyordu.
"Kızlar biz mutfağa gidip atıştırmalık birşeyler hazırlayalım siz de film seçın isterseniz " dedim . Kızlar kalktı beraber mutfaga ilerledik. Minel başladı yine söylenmeye "O Keremmi her ne haltsa bana yolda arabayla giderken argo argo konuştu. Sinir olmamak elde değil ya . Bir kızla nasıl konuşacağını bilmiyor. Sanki şehir magandası . " dedi. Kızlar güldü . " Ee kızım sende hakettin çocuğa çarpıyordun aklı çıkmıştır onunda ." dedi. "Oha" lafı cıktı ağzımdan istemsizce. " Bilerek yapıyordum sanki ya ." Diye sitem eti Minel. "Birde bilerek yapsaydın cadı ." Dedi Zeynep de . "Sen sus bakalım yan bakan yürek yakan seni. Sevgilisi olmuşta bize söylememiş . Görünce gözlerinin içi güldü be . Nasıl sevdiğin belli değil . " dedim Zeynebe takılarak. "Ya sus duyucak bak Açelya yaa " dedi dudak büzerek. Konuşurken cips , meyve, kuruyemiş, abur cubur falan cıkartmıştık. Hepsini tek tek sehpaya koydu.
Onlar hala ellerinde cdler bu mu bumu tartışması yapıyorlardı. " oho hala seçmediniz mi ? " dedim gülerek. "Karar veremiyoruz siz şimdi aşk aşk diye tutturursunuz bizde korku severiz yani o yüzden şey yaptık . " diye açıkladı Semih. "Hııım o zaman Dabbe olsun Zeynep çok sever korku filmlerini " dedim büyük bir sırıtış yapıp Zeynebe baktım . O ise sen görüceksin bakışı atıyordu. "Sonra korkup ağlamak yok ama " dedi Kerem . "Ne ağlayacakmışız ya koyun izleyelim Dabbe neymiş hah !" diye lafa atladı Minel.
Semih CD yi koydu . Hepimiz yerlerimizi aldık. Yusuf son derece soğuk, ciddi ve gıcık birine benziyordu. Filme odaklanmıştı sadece. Ben ise filme bakmamak için etrafa bakınıyordum. Semihe baktığımda bakışlarımız buluştu , bana baktığını gördüm ve anında kafamı çevirdim.
Filmin daha ilk on dakikalarındaydık ama korkunçtu. Gerilimi yetiyordu . Her an bir şey çıkıcak korkusuyla bakıyordum. Baktığımda da sesleri ürpermeme yetiyordu. Sonra merakım beni ele geçirdi. Filmi son derece dikkatle izlemeye başladım . Ve korkunç sahne...
O korkuyla çığlık atıp yanımdaki Semihe sarıldım . O da hazırda bekliyormuş gibi kollarını bana doladı. Direk çekildim . Hepsi bize dönmüştü filmi bırakıp . "Papardon bir an korkunca şey oldu kusura bakma "dedim utançtan yanaklarımı kıpkırmızı hissediyordum . Kimse bir şey dememişti. Filme devam ediyorlardı. Lafıma devam ettim . " Ya ben çok korkuyorum kapasak mı filmi ?" dedim. "Kapatalım sorun olmaz dimi arkadaşlar ?" dedi Semih .Herkes başını salladı . Kalktı ve kapattı. Sanki sarılmamdan rahatsız olmuş gibiydi. Bende cok meraklıyım bilerek sarıldım sanki uyuza bak.
Biraz sessizlik oldu. Herkes bir şeyler yiyordu. O sırada Kerem konuşmaya başladı. "Minel kusura bakma sana öyle küfür etmek istemedim ." Dedi . "Yok canım ne kusuru ana bacı sövseydin hiç farketmez ." dedi Minel hala sinirle. "Kız milletine iyilik yaramıyor abi ne halin varsa gör ." Dedi sinirle ayağı kalktı. Evden çıktı. Şaşırmıştık. "Kusura bakmayın aslında hiç böyle değildir niye böyle yaptı anlam veremedim. Ama bizde kalkalım artık Açelya sonra görüşürüz yine . Tanıştığıma memnun oldum kızlar. " diyip kapıya yöneldı. Diğerlerine kafasıyla kalkın emri verdi. "Sorun değil Minelde de suç var sizde kusura bakmayın , tabi tekrar görüşürüz sevdim bu ekibi. İyi akşamlar bende sizi tanıdığıma sevindim ." Dedim . Hepsini yolcu ettikten sonra kızlarla evde kaldık baş başa.
"Bu akşam bizde kalırmısınız korkuyorum babam da gelmeyecek ." dedim . "Olur annelerimizi arayıp söylüyoruz hemen ." dediler koroymuş gibi. Ve izin almışlardı. Odama geçtik . Hepsine eşortman verdim . Yatağıma dördümüz sığmayacağımız için yere attım yorganları hepimiz yan tana uyuyalım diye. Oturduk yere sohbet etmeye başladık.
"Semihle çok yakınsınız bakıyorum. " dedi Erva gözlerini kısıp bana bakarken . "Yakınız ama o anlamda değil. Ne kadar stajer olsa da o benim doktorum . Her zor anımda yanımda oluyor , derdimi söylerken sıkılmıyorum ve iyi geliyor da bana ama arkadaştan öte değil. Hem .. Hem bugün neler oldu bir bilseniz. Biraz Semih sayesinde aklımdan çıkmıştı. Size de söyleyemedim işte ." dedim ve anlatmaya başladım.
Kızlar ben anlattıkça Atakana sövüyorlardı .Ama sonuncuyu söylediğimfe "Nasıl?Ne diyorsun sen ? " diye bağırmaya başladılar . Hepsinin gözü dolmuştu . "Bi-biz sana inanmadık . Sen o kadar söyledin ve biz sana inanmadık. Seni öyle bir yere götürttüğümüz için bizi affet Açelya. Çok üzgünüz . Ama her zaman senin iyi olmanı istedik biliyorsun . Senin kötülüğünü en son biz isteriz yemin ederim ki ." diyip ağlamaya başladı Zeynep. Hepimiz sarıldık . Ben dahil hepimiz ağlıyorduk.
"Şiişt! Artık ağlamak yok. " diyip gözlerini silmeye başladı Erva. "Bakın bana . Bakın ! Biz her zamankinden daha güçlü olacağız . Daha cok birbirimizin yanında olacağız . Hiç ayrı kalmayacağız . Sana bunu yapanları bulacağız . Neden yaptıklarını anlayacağız . Onları ve Atakanı kendi ellerimizle polise teslim edeceğiz. Ağlamak yok . Artık ağlamak yok! İntikam var !" diye devam etti Erva . Bu haline gülümsedim. "Kız başımıza mı yapacağız bunu Erva? Atakan bile zorunda olduğu için yapmış demek ki çok büyük biri ama benden ne istiyor olabilir bilemiyorum . " dedim . "Artık tek değiliz Semihlerde bize yardımcı olucak eminim. " dedi Zeynep.
"Evet olurlar. Yarım yavaş yavaş başlarız. Ama artık uyuyalıım .(esnedi) Uykusuzluktan ölücem ve esnemekten ağzım yırtılabilir. Sizi seviyorum. İyi geceler ." dedi Minel. Işığı kalktık kapattım . Sonra gözlerimi kapar kapamaz uykuya dalmıştım.MULTİDE KEREM VAR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök, Yüzünde #Wattys2016
Novela Juvenil"Senin " dedi " Gök yüzünde sanki. Kaşların bulutlar kadar düzgün, gözlerinin maviliği gökyüzünün en güzel mavisinin tonunu andırıyor, gülüşün..." Diye devam ederken durdu ve öndeki saçımı okşamaya başladı. "Gülüşün gökyüzünün tam ortasındaki deniz...