(Hatırlatma)
- Bana bak Furkan. Her dediğini yaptık ama saçma sapan bir mevzu yüzünden kızın canını ne kadar yaktın farkında mısın? Bitmek bilmeyen intikam hırsın yüzünden kıza uyuşturucu verdirdin, hem de eski sevgilisinden. Sonra çocuğu öldürmekle tehdit ettin ve çocuk uzaklara gitti. Açelya'yı kendinden uzaklaştır, ondan nefret ettiğini söyle, yak canını dedin. Atakan yaptı hepsini ve Açelya fazlasıyla sınandı. Salakça tehdit mektupları yollattırdın, korkmasını sağladın, o da oldu. Ama neden bitmiyor bu içinde ki hırs? Dedi Yağız Furkan'ın hala yakasındayken.
-Yağız karışma, dedi Furkan sinirle.
- Demek, demek o sendin. Furkan benden ne istedin? Dedi Açelya bağırarak.
Furkan , Yağızın bir anda her şeyi ortaya dökmesine mi yoksa Açelya'yı korumasına mı sinirlenmeliydi bilmiyordu. Ama fazlasıyla sinirliydi. Bunu titreyen elleri , yere vurarak ritim tuttuğu ayakları , çatılmış kaşları ve sıktığı dişleriyle kasılan çenesi gayet belli ediyordu. Yağız'ın ne yaptığına anlam veremiyordu aslında.
-Evet , evet o bendim . Demişti Furkan sırıtarak.Kız , tüm siniriyle ayaklandı. Yatağı tüm gücüyle kaldırıp attı . Yatağın altındaki somyayı tekmelemeye başladı. Kısa bir süre sonra ahşap somya paramparçaydı. Parçalarını fırlatmaya başladı. Gözü, Furkan ' a kaydı. "Benden ne istedin ?" Dedi bu sefer tüm sesiyle bağırmıştı. Camı , duvarları yumrukladı. Serdar dahil üçüde kızı izliyordu. Hazmetmeye çalışıyordu. Bütün bu olanları bir şekilde yutmaya , kabullenmeye çalışıyordu. Ama bir sorun vardı, bunları... bunları haketmemişti. Yumrukladığı cam da parçalara ayrılmıştı. Elinden kan akıyordu. Kesilmişti. Ama kız acıyı duymadan devam ediyordu bir şeyleri yumruklamaya. Karanlık ve boş oda , simsiyah duvarları ile birlikte acıyla baş başaydı bu gece . Kız, içi gibi paramparça etmişti odadaki herşeyi. İntikam gibi kötü duygular insanın kalbini aynı bu oda gibi kapkara yapar, gözünü kör yapar, her türlü insanlıktan yoksun duyguları yaşatır diye düşündü kız. Yağız, kıza bakamıyordu. Acı çekişini görünce dolan gözlerine engel olamadı. Yerden kafasını kaldırmadı , sabır diledi. Diledi çünkü Furkan'ı kaybetmek istemiyordu. Yıllarca kardeşim dediği insanla kötü olmak istemiyordu elbet ama kardeşi kötüydü. Zavallı kızı ne çok yaralamıştı, ne çok zarar vermişti o küçük bedenine. Yağız' ın bir an yerdeki bakışlarında dikkatini çeken bir şey oldu. Kızın elinden dökülen kanlar Yağız' ın dikkatini çektiğinde bir damla daha kan düştü yere . Ve sonra bir damla daha...
Kafasını kaldırdığında kıza baktı sonra ise eline. Kanayan eline rağmen ağlamaktan ve hırçınlığından vazgeçmiyordu kız. Yağız , Furkana baktı. Genç adam siniri geçince kızın bu hallerine , acı çekişine çöktüğü yerden dikkatle bakıyor ve izliyordu. Yağız, kanayan eli gördüğünde sızlayan içi ile kızın yanına gitti. "Açelya!" Dedi . Kız umursamadan ağlamasına devam ediyordu. Biraz daha yaklaştı kıza ve tekrar "Açelya!" Dedi bu sefer sesi bir öncekine göre daha yüksek çıkmıştı. Kız duraksadı. Ellerinin tersiyle gözlerini, yanaklarını sildi. Yağız' a baktı ve anlamsızca gülmeye başladı. Gülüşü yüzüne iyice yayıldı. Yağız' ın yanağına bir damla yaş düştü. Serhat olanlarla birlikte sessiz kalmaya ve izlemeye devam ediyordu. Yağız'ın yutkunuşunu gördü. Gözlerini sımsıkı yummuştu. Adem elması aşağı yukarı gidiyordu. Ellerini arkada birleştirmiş, bir eliyle diğer elini cimcikliyordu. Serhat , Yağız'ın ağlamamak için kendi içinde savaş verdiğini görebiliyordu. Furkan ise... Kızın gülümsemesi ile dışarı attı kendini , kapıyı hızlıca çarpıp. Yağız tam o sırada kızı kendine çekti ve sarıldı. Başı omzuna geldiği için sımsıkı bastırdı dudaklarını kızın kumral saçlarına . Serhat sessizce terk etti odayı. Hiç olmamış gibi usulca terk etti. Belki onlar için aralarında bir şey olur diye yalnız bırakmak istedi. Kız acıyan içine iyi gelen bu sarılmayı reddetmemiş, ellerini adamın beline dolamıştı.
-Belki de , bazen , sadece ihtiyacımız olan tek şey sarılmaktır, dedi adam. Kız çekildi biraz geri. Adam gözlerinin içine öyle bir bakıyordu ki sanki kızı kırmaya korkuyordu. Sanki kız bir bakmasıyla incinecek gibi geliyordu ona . Kız gözlerini sertçe yumdu, uzunca. Yavaş hareketlerle tekrar açtı.
-Belki de , bazen ihtiyacımız olan tek şey mutluluk , biraz sevgi biraz da merhamettir . Dedi adamı düzeltirmişçesine. Aslında adamı düzeltmiyordu , ona doğru geleni söylüyordu kendince.
-Doğru, ama zaten sevgi olunca hepsi olmaz mı ? Mutluluk da , merhamette . Dedi adam sakin ve kadifemsi ses tonuyla. Kız gülümsedi , adama baktı ve kinayeyle ;
-Peki ya siz neden hepsinden mahrumsunuz o zaman ? Dedi iğneleyici tavrıyla.
Adam düşündüğü şeyleri yaşıyordu. Kızla arasında hiç bir zaman bir şey olamayacağı dank etmişti kafasına. Kızın aklında adam hep onu kaçıran kişi olarak kalacaktı. Ki bu doğruyduda. Nasıl acımıştı canı adamın. Ama kıza kızamazdı , kız haklıydı. Sorduğu soruyla kıza daha bir derin baktı.
-Neden olacak hepsi sevgisizlikten... Yani , en azından benim için öyle... Dedi ve başını tekrardan önüne eğip odadan çıktı.Üst kattaki lavaboya gitti . Ellerini, yüzünü yıkadı. Yüzüne bolca bir su çarptı. Aynadan kendine şöyle bir baktı. Dağılmış saçları , yorgun bakışları da olsa ciddiliğinden ve sertliğinden ödün vermiyordu görünüşü. Yüzünde kendine karşı koskoca bir acıma duygusu vardı. Bunu gördü ve hayır anlamında başını salladı. Hayır , kendine acımamalıydı. Biraz toparlandı , üstüne başına çeki düzen verdi ve bir sargı bezi alıp cebine koydu. Aşağı inip kapıyı açtığında kız olduğu yere çökmüş küçük pencereden kararmış havaya bakıyordu. Adam yanına gidip oturdu bağdaş kurarak. Hiç konuşmadan , kızın yüzüne bile bakmadan kızın elini aldı ve dizinin üstüne koydu nazikçe . Cebindeki sargı bezini çıkarıp tampon yaptı kesilen yere . Eli eline değdiğinde içinde oluşan istemsiz kıpırtılar ve hızlanan kalbiyle "Acımıyor değil mi ? " diye sordu acımamasını dileyerek. "Hayır," dedi kız. "Hayır , farketmemişim bile. Yine de... Teşekkürler." Dedi . Biraz mahçup olmuştu, az önce dedikleri yüzünden . Haksızlık mı ediyorum diye düşünmeden edememişti kız. "Farketmezsin. Her zaman böyle değil midir zaten ? Mesela ben küçükken yere düştüğümde dizim çok acımıştı . Ağlamak da istemiyordum erkeğiz diye. Sonra kendi elimi cimciklemeye başlamıştım. Hiç acımadan kendimi cimcikliyordum. Eğer elim acırsa dizimin geçeceğini sanırdım , hala sanarım . Hani o acısın da diğerini unutayım hesabı. Senin acıyan için de sana o kesilen elini hissettirmemiş bile. Öyle bir acı ki demek ki unutturmayı bırak farkettirmemiş. Tahmin bile edemiyorum ne kadar acıdığını. " dedi adam başını önünden hiç kaldırmadan. Eli hala dizindeydi kızın. Heyecanlanmıştı, heyecanlanmıştı ama buna rağmen böyle mantıklı cümleler çıkmıştı ağzından . Bunu farkettiğinde sevinmişti.
-Keşke ona da bir tampon yapabilsen... Dedi kız avuç içi dışarı bakarken ters çevirip avuç içini adamın dizine dokundurdu. "Özür dilerim , sen iyi birisin . Merhametlisin de ... Sadece anlam veremiyorum yaptıklarınızla beni kaçırmanız uyuşmuyor . " diyip duraksadı ve göz ucuyla adama baktı. Adam tepkisizdi. Hızlı nefes alış verişleri dışında bir şey yapmıyordu. Kız devam etti , " Şimdi biraz uyusam iyi olur ."
"Uyuyacak yer bırakmadın kendine ." Dedi adam hafif gülümseyerek. Kız da gülümsedi. Yerinden kalktı. Biraz ilerledi . Arkalarındaki yatağı dikmişti duvara sinirliyken işte onu indirdi ve yere serdi. Yatağa uzandı. Ve ağzını araladı "Hayır , bunu saklamışım ." Diyip tekrardan gülümsedi. Adam kıza gülümseyerek başıyla onaylarcasına aşağı yukarı hafif salladı. Kız gözlerini anında yummuştu. O kadar ağlamıştı ki gözleri yorulmuşu elbette. Adam bir , iki dakika kızın uyuyuşuna baktı ve usulca odadan çıktı. Furkanın yanına ilerledi , onunla konuşmalıydı , kızı burdan çıkarmalıydı ..Arkadaşlar bilgisayar bozuk olduğu için önce deftere yazıp daha sonrada buraya geçiriyorum . Gerçekten çok zorlanıyorum. Ama gelen yeni bölüm ne zaman mesajlarını görünce sizleri de bekletmek istemedim. Birde teşekkür etmem iki üç kişi var hiç tanışmadığımız halde sürekli okuyucularım fascinatinggirll pink-pink8 ve birde görkem isimli bir okuyucum var onu bulamadım etiketleyemedim ama üçünede teşekkürlerimi sunuyorum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök, Yüzünde #Wattys2016
Ficção Adolescente"Senin " dedi " Gök yüzünde sanki. Kaşların bulutlar kadar düzgün, gözlerinin maviliği gökyüzünün en güzel mavisinin tonunu andırıyor, gülüşün..." Diye devam ederken durdu ve öndeki saçımı okşamaya başladı. "Gülüşün gökyüzünün tam ortasındaki deniz...