Ceza

1.3K 104 28
                                    


"Bu büyü için, unicorn kanı, Basilisk dişi ve o kişinin soyundan birinin kanına ihtiyaç var" dedi.

"Bu büyünün doğruluğundan emin misin Bella? ,zaman kaybetmek istemiyorum."

Kesinlikle zaman kaybetmemeliydim. Zaten yirmi yıl geçmişti bile.

"Evet , eminim efendim. Araştırma yapabilecek zamanım oldu ve doğru olma ihtimali en yüksek olan büyü bu." Dedi.

Şimdi ne yapmalıydım? Malzemelerin bulundukları yerleri biliyordum, fakat tek başıma alamazdım. 'Ölüm Yiyenler ile bir toplantı yapmalıydım'.

"Bella, bir toplantı istiyorum ve toplantı Malfoylar'da olacak. Sen oraya git ve haber ver, ben iki saat içinde orada olacağım."

Başımla, gitmesine müsade ettim.

"Hemen efendim, bu çok zevkli olacak." diyerek Riddle Malikanesi'nden hızla çıktı.

***

Malfoy Malikanesi'nin hemen önündeydim, kapıda Draco ve Astoria Malfoy, onların hemen yanındada Bellatrix Lestrange beni karşılamıştı.

"Hoşgeldiniz efendim" dedi üçüde.

Lucius ve Narcissa Malfoy'u da görmek istiyordum, benden korkmuşlardı belli ki. 

"Her şey hazır mı?" diye sordum.

"Evet efendimiz, toplantı için büyük salon ayarlandı." dedi Astoria. 

"Güzel." dedim.

***

Büyük salona gelmiştik.

"Bella, kolunu uzat."

Bella hemen kolunu uzattı. Karanlık işarete baktım, rengi solmuştu. Cebimden Karanlık Lord'un asasını çıkardım ve karanlık işarete dokundum ardından, yavaşça siyaha dönüşünü izledim.

Ölüm yiyenler, yirmi sene sonra yeniden toplanmışlardı. Kan bağımız sayesinde, Karanlık Lord'un yer yüzündeki varisiydim ve karanlık işareti onun kadar etkili kullanabiliyordum.

Çoğu Ölüm Yiyen, Karanlık Lord'un ölümü ile bu defa gerçekten özgür olduklarını sanmışlardı ve benim varlığımdan rahatsızlardı. Küçük kafalarından geçen aptal planları onlara pahalıya mal olacaktı. Bazıları ise benim, Karanlık Lord'un kızı olabileceğime inanmıyordu. Fakat ben onlara gösterecektim, bir daha benim hakkımda asla böyle düşünemeyeceklerdi. Hepsi önümde diz çökecek, eteğime kapanıp onları bağışlamam için yalvaracaklardı ve bende bağışlayıcı bir efendi olarak affettiğimi söyleyecektim, lakin asla unutmayacaktım.

Bütün 'sadık' Ölüm Yiyenler uzun masadaki yerlerini almışlardı ve efendilerini bekliyorlardı. siyah elbisem, ben yürürken bir yılan gibi yerde sürünüyordu.

Uzun masanın baş köşesine oturdum. Ölüm Yiyenlerin hepsinin gözlerine tek tek baktım. Bana inananların gözünde korku ve merak hakimdi. Bazısı ise bedenimin küçük oluşundan dolayı bana alayla bakıyordu. Alayla bakanlardan birine döndüm;

"Bizim hakkımız da ne düşünüyorsan, yüzümüze söylemeni tercih ederiz, dostumuz." dedim.

Sesimdeki tehdidin salonda yarattığı etki muazzamdı, bana alayla bakan diğer gözler, artık korku ile bakıyordu. Tabi bunda, vücudumdan yayılan mutlak gücümün de etkisi vardı, lakin karşımdaki aptal, hala beni sorgulayabileceğini sanıyordu. Asamı elimde tehditkarca sallıyordum, görecekti. O, acıların en büyüğü ile karşılaşacaktı ama bekledim, cevap vermesi için.

Karanlığa Giden YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin