Ravenna yavaşça yattığı yerden kalktı ve etrafına bakınmaya başladı. Sonra etrafındaki biçimlenmemiş hiçlikten bir ses ulaştı kulağına; çırpınan, sallanan, didinen bir şeyin hafif 'pat pat' sesleriydi bunlar. Nereden geldiğini anlayabilmek için etrafına daha dikkatli bir şekilde bakındı ve biraz sonra onu gördü. Küçük, çıplak bir çocuğun biçimine sahipti, yerde kıvrılmış yatıyordu. Teni vıcık vıcık ve pütürlüydü, derisi yüzülmüştü sanki. Yerde öylece titriyor, zorlanarak nefes almaya çalışıyordu fakat kendinde değil gibiydi. Karanlık Lord, acınacak haldeydi. Ravenna yavaşça ona doğru yaklaştı. Onu kucağına alması gerekiyordu fakat böyle iğrenç bir yaratığı kucağına alma düşüncesi bile midesini bulandırmaya yetiyordu. Fakat almak zorundaydı, zamanı daralıyordu.
Tiksinerek de olsa, o şeyi kucağına aldı. Hala kendinde değil gibiydi, acıdan inliyordu. Ravenna, kucağında Karanlık Lord ile, geldiği yere doğru ilerledi ve geldiğini düşündüğü, bir yaz esintisinde dalgalanan beyaz ve ıslak bir çarşaf gibi görünen kapıdan geçti.
***
Kapıdan girildiğinde havuzun sağ tarafında Bellatrix, sol tarafında ise Draco bulunuyordu. İkisi de oldukça gergindi. Draco, Karanlık Lord'un dönmesinden endişe duyuyordu. Tamam, Ravenna onu affetmişti ve Karanlık Lord'dan korktuğu gibi Ravenna'dan korkmuyordu, ona güvenebilirdi, fakat Karanlık Lord bambaşka biriydi. Ravenna onu neden ısrarla geri getirmek istiyordu ki? Kendisi yeterince güçlüydü zaten.
Zaman geçiyordu. Draco ve Bellatrix endişeyle birbirlerine baktılar. Bellatrix büyünün işe yarayıp yaramadığından endişe duymaya başlamıştı. Büyüye bağlanmış, yarı baygın, ölüm yiyenlere baktı, her şey olması gerektiği gibiydi, endişe duyulacak bir şey yok gibi görünüyordu. Derin bir nefes alıp rahatlamaya çalıştı. O sırada yer, deprem olmuşçasına sarsılmıştı. Bellatrix ve Draco birbirlerine, ne olduğunu anlamaya çalışır bir şekilde, baktılar. Tok bir "güm" sesi ile birlikte yeniden sallanmışlardı. "Birileri malikaneyi bombalıyor olmalı." Dedi Bellatrix. Draco hemen Astoria'nın yanına ilerledi ve kapıyı sadece içeriden açılabilecek şekilde mühürleyecek bir büyü yapmaya koyuldular. Bellatrix ise altı ölüm yiyenin havuz ile olan bağlantısının kopmamasına özen gösteriyordu, her sallantıyla birlikte küller ve üzerlerindeki kan damlaları biraz biraz dağılıyordu. Kapıyı mühürlemeyi hallettikten sonra Astoria ve Draco'da, Bellatrix'e yardım etmeye başladılar. O sırada havuzdan gelen bir ses ile üçüde kafasını oraya çevirdi. Ravenna, kucağında bir şey tutarak havuzun merdivenlerinden çıkıyordu. Derin bir nefes aldı, ölüp yeniden geri gelmişti. Bellatrix hemen masadan iki havlu alıp Ravenna'nın yanında gitti ve onu kurulamaya başladı. Ravenna kucağındaki şeye baktı; başarmıştı, Karanlık Lord'u dünyaya yeniden getirmişti. Bellatrix, Ravenna'yı kurulamayı bitirdikten sonra kucağından Karanlık Lordu aldı ve onu kurulamaya başladı. Draco ise masadan aldığı cübbeyi Ravenna'ya giydirdi ve ardından asasını teslim etti. "Efendim saldırıya uğradık, dışarıdaki kalkanları geçmeye çalışıyor seherbazlar." dedi Draco. Ardından Bellatrix, "Emirlerinizi bekliyoruz." dedi. Ravenna bunu bekliyordu. "Derhal bina terk edilsin, kimse seherbazlara yakalanmasın ve hiç delil bırakılmasın. Burada ayrılıyoruz, benden haber alıncaya kadar saklanın. Halletmem gereken birkaç şey var." Dedi Ravenna ve Bellatrix'in kucağından havluya sarılı Karanlık Lord'u aldı. "Draco, herkesi haberdar et, kalkanı kaldırdığım an cisimlensinler ki yakalanmasınlar ve ardından yanıma gel ki herkesin hazır olduğundan emin olayım." dedi Ravenna. Draco hemen odayı terk etti.
Ravenna ve Bellatrix, büyüyle havuza bağlanmış olan ölüm yiyenlerle ilgilenmeye başladılar, hala kendilerine gelememişlerdi. Bunun üzerine Bellatrix, Ravenna'nın önceden talimatı üzerine hazırlamış olduğu, iksiri cebinden çıkardı ve her birinin ağzına üç damla damlattı. Bu onların güçlerini toplamalarını ve kendilerine gelmelerini sağlayacaktı. Biraz beklediler, bu sırada seherbazların kalkanı kırma çabaları sürüyordu, her darbede yer deprem olurmuşçasına sallanıyordu, çünkü kalkan, emdiği enerjiyi toprağa aktarıyordu ve bu durum sarsıntıya sebebiyet veriyordu.
Biraz sonra kapı tıklatıldı; mühür, Draco'nun kapıyı açmasını engelliyordu. Astoria eşine kapıyı açtı ve Draco salona girdi.
"Emrettiğiniz gibi efendim, herkese haber verdim. Kalkanın kaldırılmasını bekliyorlar." dedi Draco. "Güzel." diye cevap verdi Ravenna. Asasını havuza doğrulttu ve içerisindeki unicorn kanını buharlaştırdı, ardından havuzu parçaladı. Masaya ilerleyip Karanlık Lord'un kendisine hediye ettiği hançeri cübbesinin cebine koydu ve kalkanı kaldırmak üzere kucağında, hala baygın, Karanlık Lord'la cama yaklaştı. Sağ elini havaya kaldırdı ve sanki görünmez bir duvara elini yerleştirmişçesine tuttu. Sessizce bir şeyler söyledi. Bir anda kalkan, camdan bir fanusmuşçasına kırılmış ve malikane bir anda bomboş kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa Giden Yol
FanficBen koskoca Slytherin varisinin, Lord Voldemort'un güçlü ve asil kızı Ravenna'yım ve onu geri getirmek benim görevimdi.