Hagrid'in çağrısı üzerine Harry, Ron ve diğer seherbazlar karanlık ormanda toplanmışlardı. Devasa ağaçların arkasına saklanıp, yüzlerinde ölüm yiyen maskesi olan 10 kişilik grubu izliyorlar ve saldırmak için uygun bir an bekliyorlardı.
Harry, ölüm yiyen grubuna en yakın olan kişiydi. Gecenin karanlığında onları zar zor görebiliyordu fakat ellerinde bir şey taşıdıklarından emindi.
'Keşke biraz sağa geçseler.' Diye düşündü Harry. Ay ışığı onlara vuracak ve böylece onları daha iyi görebilecekti.
Harry, hemen ötedeki ağacın arkasına geçti hızlıca. Onlara bir ağaç daha yaklaşmıştı ve bu sayede ne konuştuklarını duyabiliyordu.
"Herkes hazırsa gidebiliriz." Dedi fazlaca tanıdık bir ses.
Harry bir anlık duraksadıysa da önemsemedi. Bir çok ölüm yiyenle karşılaşmıştı zamanında. O kişilerden biridir diye düşündü.
Hemen sonra grubun gitmek üzere hazırlandığını fark etti ve asasını, ona arkası dönük olan ölüm yiyene doğru doğrulttu. Ardından da "EXPELLİARMUS" diye bağırdı. Fakat arkası dönük olanın karşısındaki ölüm yiyen daha hızlı davrandı ve Harry'nin hedef aldığı ölüm yiyeni kenara çekti.
"İyi deneme Potter ama artık şu büyüyü yapmayı bırakmalısın, ayrıca yanında getirdiğin arkadaşlarının da saklanmalarına hiç gerek yok. O şekilde eğlenemeyiz." Dedi o tanıdık ses yeniden. Harry bu defa sesin sahibinin kim olduğunu anlamıştı ama yinede tepki vermedi. Bunun yerine kendisiyle beraber gelen 9 seherbazın saklandıkları yerden çıkması için komut verdi.
"Hem de 10 kişisiniz şansa bak sen. Çok eğleneceğiz desenize." Dedi tanıdık ses.
"Bizim, sizi yakalarken çok eğeleneceğimiz kesin. Eğer sizde yakalanmaktan zevk alıyorsanız – ki bence makul- tabi... neden eğlenmeyesiniz ki." Dedi Ron sabırsızlıkla.
"Bunu göreceğiz." Dedi yeniden tanıdık ses.
"Unicorn kanına neden ihtiyacınız var ?" dedi Harry. Sinir kat sayısı git gide artıyordu.
"Bu seni hiç ilgilendirmez, ayrıca soru soracak durumda değilsin fakat sana bir ip ucu verebilirim aslında." Dedi tanıdık ses.
"Dalga geçmeyi bırak seni hain." Dedi Harry. Fakat ölüm yiyen, sanki Harry hiç konuşmamışçasına devam etti.
"Biraz kafanı çalıştırsan aslında ne ile ilgili olduğunu az çok tahmin edebilirsin ayrıca bize unicorn kanının ne için kullanılacağı söylenmedi." Dedi tanıdık sesli ölüm yiyen.
Ve bunun üzerine bir saniyelik bir sessizlik oluştu. Fakat bu sessizlik ölüm yiyen grubunun dağılarak koşmaya başlamasıyla son bulmuştu. Tüm seherbazlar da aynı şekilde ayrılarak peşlerinden komaya başladılar.
Harry, o olduğunu düşündüğü ölüm yiyenin eşinden koştu.
Ve bu şekilde kovalamaca başlamıştı.
Harry lanetler atıyordu ve ölüm yiyen de lanetlerden kurtulabilmek için sert dönüşler yapıyordu, bu da Harry'nin ölüm yiyeni takip edebilmesini zorlaştırıyordu. Zaten karanlıktı, bu nedenle lanetleri daha az sıklıkla atmaya başladı, fakat ölüm yiyende bu durumdan yararlanarak Harry'e lanetler atmaya başladı. Harry, ölüm yiyenin gönderdiği lanetlerden ustalıkla kaçıyordu.
Ölüm yiyenin suratını görebilmek için yüzüne doğru bir lanet attı ve bu lanet ustalıkla hedefe olaşmıştı. Ölüm yiyenin maskesi düşmüş ve platin sarı saçlar ortaya çıkmıştı.
Harry'nin tahmini doğruydu. Draco Malfoy maskesinin çıkmasına aldırmadan koşmaya devam ediyordu ta ki kapana kısılıncaya kadar. Malfoy, karşısındaki yüksek kayalığa baktı ve ardından pes ederek Harry'e döndü. Harry'de Draco'da nefes nefeseydi. İlk konuşan Harry oldu.
"Draco, sen nasıl onun için çalışırsın? Sana ve ailene yaptıklarından sonra hemde." Dedi.
"Bu seni hiç ilgilendirmez Potter." Dedi Draco.
"Doğru, bir Malfoy her zaman bir Malfoy'dur. Senin NORMAL olabileceğini sanmak hata." Dedi Harry.
"Ben her zaman kazanan tarafta olacağım Potter. Bu nedenle vicdan yapacağımı düşünme sakın." Dedi Draco.
"Daha Voldemort bile kazanamamışken, nasıl oluyor da kazanan tarafta olabileceğini düşünebiliyorsun? Kim bu kız?" dedi Harry merakla.
Draco hafifçe güldü Harry'nin bu lafına.
"Zamanı geldiğinde Potter, zamanı geldğide sorularının cevabını alacaksın." Dedi Draco.
"Eskiden annen ve babana güvenirdin fakat artık yalnızsın, korkmanı beklerdim doğrusu çünkü bu tam senlik bir hareket olurdu." Dedi Harry Draco'yu tahrik etmeye çalışırcasına fakat Draco bunun farkına varmıştı ve cevabınıda ona göre vermişti.
"Bunu konuşmayı yaklaşık 1 ay önce yapsaydık evet aynen öyle olurdu fakat bu defa arkamın sağlam olduğunu ve korkmamam gerektiğini söyleyen biri var." Dedi ve ardından devam etti,
"Baksana Harry, sana tam bir SALAK olduğunu daha önce söylemiş miydim acaba? Oyuna geldin Potter. Bu kovada sadece boyalı bir su var." Dedi ve ardından kovayı yere fırlattı, "Ve gerçek kan çoktan olması gereken yere ulaştı bile ve sende şu an tam olman gerektiği yerdesin, Hogwarts'tan uzakta..." dedi ve hiç vakit kaybetmeden cisimlendi.
Harry, Draco'nun söylediklerini ancak idrak edebilmişti.
------------------------------------------------------------------------------------
Merhaba arkadaşlar, hikayem hakkındaki yorumlarınızı çok merak ediyorum. ileride olmasını istediğiniz olaylar var mı? varsa neler? yorumlara yazabilirseniz çok sevinirim. hepinizi çok öpüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa Giden Yol
FanficBen koskoca Slytherin varisinin, Lord Voldemort'un güçlü ve asil kızı Ravenna'yım ve onu geri getirmek benim görevimdi.