"İleride evleneceğim kişiye beni kaçıran adamla bu pozisyonda sarıldığımı söylesem o kadar da hoşuna gitmez sanırım."Jongdae söylediğim şeyden sonra yüzüne minik bir gülümseme yerleştirmişti.
"Kim bilir belki de kaderinde ki kişi benimdir ?""Kadere inanan bir insan değilim."
"Senin inanıp inanmaman önemli değil kadere karşı koyamazsın küçüğüm."
"Beynime koca bir kaşık koymuş da onu karıştırıyormuşsun gibi hissediyorum."
"Ah herkes öyle der."
"Nasıl yani."
"Çok yakışıklıyım o yüzden başın dönüyor dimi."
"Hayır öyle bir şey demedim."
"Yani yakışıklı değilim öyle mi ?"
Bunu söyledikten sonra küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzmüştü.
"Hayır öyle de demek istemedim."
"Bana yakında aşık olacağını biliyorum küçüğüm o yüzden şuan söylediklerin önemsiz."
Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme dokundu.
"Buz gibi olmuşsun,ama bu karanlıkta eve ilerleyemeyiz başımıza bir şey gelebilir."
Elimden tuttu,birlikte ağacın dibine oturduk.
"Ne yapacağız ?""Sen ısınman için bana sarılacaksın küçüğüm."
"Hayır istemiyorum."
"İyi otur öl bir köşede o zaman."
Boynundaki damarlar ortaya çıkmıştı,fazlasıyla sinirlenmişti.
-
Jongdae gözlerini kapatmış uyumaya çalışıyordu.
Bu kadar çabuk pes edeceğini düşünmemiştim.Ormanın
derinliklerinden değişik hayvan sesleri geliyordu.
Jongdae'yi dürttüm.
"Ya uyansana niye uyuyorsun ?""Ne yaptığını zannediyorsun ?"
"Seni uyandırmaya çalışıyorum."
"Niye ?"
"Korkuyorum."
"Banane."
"Ne demek banane ?"
"30 dakika önce bana sarılmak istemeyen sen değil miydin ?"
"Olabilir."
"Sen cidden baş belasısın."
"Olabilir."